"Ellerini yaz sıcağında ceplerine sok, kışın gömlek katına soğukta yürü. Çünkü karın güneşi söndürmesi, suyun ateşi dondurması, kalbin aklı terbiye etmesidir aşk. Bir ayraçtır. Öncesi ve sonrasını kendinden ayıran bir “an ustası”. Belki biraz şiirdir -bir kırıntı gibi not defterlerine yazılan-. “Herkes gitti/ Bir ben kaldım”* diyordu şair o ikiye katlanmış yarım defter sayfasında. Herkesin gittiği ve herkesin kendi başına kaldığı tek yerdir aşk. Küllendiğinde iki mısra şiire sığabilecek kadar coşkun ve bir o kadar hüzünle yoğrulmuştur."
"Ellerini yaz sıcağında ceplerine sok, kışın gömlek katına soğukta yürü. Çünkü karın güneşi söndürmesi, suyun ateşi dondurması, kalbin aklı terbiye etmesidir aşk. Bir ayraçtır. Öncesi ve sonrasını kendinden ayıran bir “an ustası”. Belki biraz şiirdir -bir kırıntı gibi not defterlerine yazılan-. “Herkes gitti/ Bir ben kaldım”* diyordu şair o ikiye katlanmış yarım defter sayfasında. Herkesin gittiği ve herkesin kendi başına kaldığı tek yerdir aşk. Küllendiğinde iki mısra şiire sığabilecek kadar coşkun ve bir o kadar hüzünle yoğrulmuştur."