Asırlarca istikbalde yürür gibi oluyorum. - DAĞLARCA,
Tanrı bütün bir geçmişi ve geleceği şimdi olarak düşünür. - SPİNOZA,
Bir şairin benliği yoktur o heryerdedir.- KEATS,
Tanrı her yerdedir. - KURAN, KENDİ.
Mistik Şairde zaman algısı artık aşkınlık sürecinde heryerdeliği deneyimler, yetkilendirmeyle birlikte, yani vahdeti vücudun gerçekleştiği an a dayalı uzamda, tıpkı Yunusun, o halin içinde - an kandadır, kan an da demesi gibi - yada Dağlarcanın - Kendimi ve herkesi boşlukta hissediyorum, dairemsi bir müddet iniyor ruhuma -mısraında görünür olan zamanın artık heryerdeliğinin şairin benliğinden kelimeler yansıması gibi, simge kurtarcılıgının doruk noktasına gelinir artık ordan herkes kendi payına düşeni çıkarır ya da orda kalır.
Önümüze konulmuş mermer bir kütledir, kader, Ona bakıp kalmakta, ondan bir zafer anıtı yontmak da, size kalmış.
Görmek, duymak, tatmak, sıcaklığı veya soğukluğu fark etmek... İnsanın olmazsa olmaz özelliği. Birde farklı algılamak var ki, o apayrı bir şey, ben dahil hiç kimsede olmasın ;) ...
krş rumuzu ile başıma gelenler.. antolojinin algı dünyası.. -kurşun musun sen beni de vur! ! ! ! ! ! (ergenlik çağında olduğunu düşündüğüm bi vatandaşın mesajı) -konyadan kürşat mı? (genç bi bayan; kürşat bunu ekmiş sanırsam?) -karşıt? (en çok bunu sevdim..protestan abimiz :)) -karış mı demek bu? (içimden 'hahaha kim adına karış der be yaaaa' dediğim mesaj) -krş ne demek? kız mısın erkek mi? (direk soran cins bu..cinsiyetimi de sormuş ki boşa kürek çekmesin :)
Lisede bitmeyen psikoloji dersi işkencemiz yazılıların baş tacı soru bizimde baş belamızdı.Tam bir algıdan kurtuluyoruz derken bir öbürü başlıyordu.O kadar bilincaltıma atmışım ki bu terımın anlamını alt dallarını bir türlü su üstüne cıkmıyor şimdi :)
Benim soyadım anlamlı buluyorum ve çok beğeniyorum ancak ülkemde bu soyadı taşıyan kaç kişi var bilmiyorum öğrenmem konusunda yardımcı olabilirmisiniz.Ayrıca ALGI kişilerin gelişmesi gereken becerisi olduğuna inanıyorum.
sizce algı bunlarımı cagrıştırıyor size halbuki algı o kadar irdelenmesi gerekir düşünsenize her şey yalan olabilir rüyadaki ğibi bu dünyada birer hayalse o zaman gercek nedir
algı algılayana göredir... buzdan olan her heykel kendi gözünce görmede, kulağınca duymada, dilince tatmada, kendini, etrafındakileri algılamda davranışlarını, düşüncelerini bu mantık üzerine kurmada... ayrılıklar, kavgalar, düşmanlıklar hep bu ayrı ayrı algılama yanlışından kaynaklanmada...
Algı, insanın çevresindeki nesneleri ve olayları duyu organları yoluyla tanıması ve anlamlandırmasıdır.Duyumları yorumlama, onları anlamlı hale getirme sürecidir.Duyumlar algının dayanağıdır.algılama sürecinin doğrudan gözleme olanağı yoktur.Ancak, algılama sürecinin özelliklerini ışık,ses gibi değişik uyarıcılar ve bu uyarıcıların organizmayı etkilemesi sonucu olan yaşantılardan ya da algılar arası ilişkilerden anlayabiliriz.
Asırlarca istikbalde yürür gibi oluyorum. - DAĞLARCA,
Tanrı bütün bir geçmişi ve geleceği şimdi olarak düşünür. - SPİNOZA,
Bir şairin benliği yoktur o heryerdedir.- KEATS,
Tanrı her yerdedir. - KURAN, KENDİ.
Mistik Şairde zaman algısı artık aşkınlık sürecinde heryerdeliği deneyimler, yetkilendirmeyle birlikte, yani vahdeti vücudun gerçekleştiği an a dayalı uzamda, tıpkı Yunusun, o halin içinde - an kandadır, kan an da demesi gibi - yada Dağlarcanın - Kendimi ve herkesi boşlukta hissediyorum, dairemsi bir müddet iniyor ruhuma -mısraında görünür olan zamanın artık heryerdeliğinin şairin benliğinden kelimeler yansıması gibi, simge kurtarcılıgının doruk noktasına gelinir artık ordan herkes kendi payına düşeni çıkarır ya da orda kalır.
Önümüze konulmuş mermer bir kütledir, kader,
Ona bakıp kalmakta, ondan bir zafer anıtı yontmak da,
size kalmış.
Turan, Mistik,
Kaderlerini gayretlerine bıraktık. -KURAN, KENDİ.
Herşeydir, gerçek hiçbir şey, gerçeğine ulaşmaya çalışmayanın da algı da önü kesilir, geçmiş olsun.
Görmek, duymak, tatmak, sıcaklığı veya soğukluğu fark etmek... İnsanın olmazsa olmaz özelliği.
Birde farklı algılamak var ki, o apayrı bir şey, ben dahil hiç kimsede olmasın ;) ...
krş rumuzu ile başıma gelenler..
antolojinin algı dünyası..
-kurşun musun sen beni de vur! ! ! ! ! ! (ergenlik çağında olduğunu düşündüğüm bi vatandaşın mesajı)
-konyadan kürşat mı? (genç bi bayan; kürşat bunu ekmiş sanırsam?)
-karşıt? (en çok bunu sevdim..protestan abimiz :))
-karış mı demek bu? (içimden 'hahaha kim adına karış der be yaaaa' dediğim mesaj)
-krş ne demek? kız mısın erkek mi? (direk soran cins bu..cinsiyetimi de sormuş ki boşa kürek çekmesin :)
Lisede bitmeyen psikoloji dersi işkencemiz yazılıların baş tacı soru bizimde baş belamızdı.Tam bir algıdan kurtuluyoruz derken bir öbürü başlıyordu.O kadar bilincaltıma atmışım ki bu terımın anlamını alt dallarını bir türlü su üstüne cıkmıyor şimdi :)
Benim soyadım anlamlı buluyorum ve çok beğeniyorum ancak ülkemde bu soyadı taşıyan kaç kişi var bilmiyorum öğrenmem konusunda yardımcı olabilirmisiniz.Ayrıca ALGI kişilerin gelişmesi gereken becerisi olduğuna inanıyorum.
Kiyisiz ucsuz bucaksiz okyanusun minik baliklariyiz, cogumuz algiladiklarimizin agina düsmüsüz.Kimimiz kurtulmak icin cirpiniyoruz, kimimiz umudunu yitirmis, kimimizde balikcidan meded umuyor.
Cok sükür kurtulanlar varda taktik verip yol gösteriyorlar, ögüt dinleyip, kurtulanlari örnek alip, mücadele eden, kurtulacaktir.
sizce algı bunlarımı cagrıştırıyor size halbuki algı o kadar irdelenmesi gerekir düşünsenize her şey yalan olabilir rüyadaki ğibi bu dünyada birer hayalse o zaman gercek nedir
bir nesnenin veya herhangi biseyi hissetmek masanin masa olduugunu bilmek gibi bisey olsa gerek
algı algılayana göredir... buzdan olan her heykel kendi gözünce görmede, kulağınca duymada, dilince tatmada, kendini, etrafındakileri algılamda davranışlarını, düşüncelerini bu mantık üzerine kurmada... ayrılıklar, kavgalar, düşmanlıklar hep bu ayrı ayrı algılama yanlışından kaynaklanmada...
çarpık bacakları doğru görebilme becerisidir
lama
vergi...
Algı değişik olsada bazı konularda ortak anlam çoğu zaman aynıdır.
aklın zeka ile uyumu...
valla ben bööle seçici bişiii görmedimmm
Muğla'nın ilçesi veya orada bir köy. Eniştemin söylediğine göre oraya girmek için pasaport ve vize gerekiyormuş, üstelik dünyanın da başkentiymiş.....
Algı, insanın çevresindeki nesneleri ve olayları duyu organları yoluyla tanıması ve anlamlandırmasıdır.Duyumları yorumlama, onları anlamlı hale getirme sürecidir.Duyumlar algının dayanağıdır.algılama sürecinin doğrudan gözleme olanağı yoktur.Ancak, algılama sürecinin özelliklerini ışık,ses gibi değişik uyarıcılar ve bu uyarıcıların organizmayı etkilemesi sonucu olan yaşantılardan ya da algılar arası ilişkilerden anlayabiliriz.
(The Doors of Perception)
algı ne ise gerçek odur.
algıladığımız kadar anlarız, doğruyu yanlışı