Aşk, Allahu Teala’nın “Bilinmeyi istedim kainatı yarattım” buyurduğu noktada başlar. Ve oradan bir ırmak gibi birdenbire coşkuyla akar, binlerce yola ayrılır, binlerce ırmak oluşur. Bir bastan binlerce baş oluşur. Onun için bir türlü aşk vardır. Varlığımızı sürdürdüğümüz medeniyet birikiminin içinde aşkın bütün çeşitleri mevcut. Bugün dahi mevcut, biz hangi boyutunda yasıyorsak aşkın, o türlüsünü tadıyoruz demektir.
geride bıraktığımız doğunun milyonlarca aşığının aziz ruhlarına selam olsun! bize güzel bir ıztırap bıraktınız. yüzbinlerce gün yaşadım ve bundan hiç gocunmadım. 'neden bize acılarla dolu bir dünya bıraktınız? ' diye... bizim için ahret* ve dünya yalnızca şiir miydi? birer hayal miydi? rüyalarımıza karabasanlar girdi. bomboş sokaklarda sevgilinin isimlerini haykırdık. hiç orada olmadılar. kafalardaki güzeli sevdik ve ona anlamlar yükledik 'sen sevgilisin sen sevgilisin' diye... sonunda bir sevgilimiz oldu. kaderimiz ve kederimiz olan ayrılığı bunda da tattık. hayallerimizi bile çaldılar. hayallerimiz bile hayal oldu. bize bunu çok gördüler. adem babamız yaratıldığında ona bir eş bahşedildi. havva annemiz ile adem babamızın birliğinden iki şey çıktı. biri aşk (hâbil) diğeri ise ayrılık (kâbil) ... evet bizim ruhlarımız kötüdür. benim kaderim ayrılıksa bu kâbil'in de kaderidir. ben kötüyüm. ve o yüzden her şeyin sebebini aşkta ararım. âh! mine'l-aşk..'
... Bütün hayaller eskimiş artık, Yaz tarihini geçmişe, Varsa eğer, Delinin zoru olsa, Dilimde gökkuşağı, Dalda baykuş, Dağbaşı punto klişe, Rengarenk bir suskunluk, Aynı istasyonda, Aynı sahne, Farklı olandan kime ne, Kimden kimedir bu yürek, Bekleyeni mi kalmış, Saç baş dağılmış, Hesap kapanmış, Mişli geçmiş bir zamanın, Bizde maviliği, Bizde çıplaklığı, Bizde ihaneti saklanmış,
ah min-el aşk Aşk, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur. Bazen ateş olup yakar, bazen deniz olup boğar. Sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder. At olup koşar, kuş olup uçar. Hazine olur viran gönüllerde saklanır, kimya olur hakir topraklan altına dönüştürür. Sır olur saklanır, gonca olur açılır. Gül bahçesi olur kokusuyla âşıkları mest eder, güneş olur âşıklarının ümit meyvelerini olgunlaştırır.
Aşk olunca gönüller birleşir, aşk olunca kıyamet koparcasına hareketlilik olur. Aşk olunca şimşekler çakar, rahmetler yağar. Âlemler kıyama kalkarsa aşktandır. Hastaların şifa bulması aşktandır. Aşk ile döner gökler, aşk ile durur kâinat.
Aşk, Mecnun'dan Leyla'ya bir feryat, Mansur'dan dara bir sır, gözden kalbe bir yoldur. aşk her şeydir, her şey de aşktır.
ah minel aşk; İSKENDER PALA'NINBİR KİTABIDIR... 'Ah aşkın elinden ve dilinden Ah kalbimi yakan yandıran hararetinden Andolsun Allah'a ve ayetlerine Ki nazar etmezem senden gayrı güzele'
Minel aşk,
gerçek ölümü tariflendirir:
""Sanma ömrün bitmesidir,
Ölüm, yarin gitmesidir.""
'Aşk, aynen yazıldığı gibidir. Sesli başlar, sessiz biter...'
'AŞK' dedi derviş
Hep üç harftir
Bazen 'CAN' olur
Bazen 'GAM' olur
Bazen KOCAMAN bir 'HİÇ'
tüm sevdalarim bir ahh edişte kaldı
aşkı en güzel bu anlatıyor bence.. aşkın özeti. 'Ah minel aşk..'
Aşka hizmet için kaş gibi beli bükülen gönlün bakışından, yüzbinlerce kemâl gözü açılır... Mevlana
aşktan ah!
aşkın verdiği ıstıraptan feryat demektir anlamı.
Hüzünle titreyen gönüle ince bir 'âhh' dokunur,
Kalbi kırık olanın kalbine 'Allah' dokunur...
Aşk, Allahu Teala’nın “Bilinmeyi istedim kainatı yarattım” buyurduğu noktada
başlar. Ve oradan bir ırmak gibi birdenbire coşkuyla akar, binlerce yola
ayrılır, binlerce ırmak oluşur. Bir bastan binlerce baş oluşur. Onun için
bir türlü aşk vardır. Varlığımızı sürdürdüğümüz medeniyet birikiminin içinde
aşkın bütün çeşitleri mevcut. Bugün dahi mevcut, biz hangi boyutunda
yasıyorsak aşkın, o türlüsünü tadıyoruz demektir.
Eskiler “Ah mine’l-Aşk” yani “Ah aşkın elinden! …” demişler. Galiba biz de
“Ah Bine’l-Aşk ” yani “Ah aşka ulaşmak! …” demeliyiz.
İ. PALA
Minel AŞK
----------
Leyla isteyen,mecnun olmalı
Kendinden de,dünyasından da geçmeli
Aşıklar sofrasına davet edildiginde
Ben körüm,ben tokum diyebilmeli
Aşk elinden kocaman bir ah ve sonunda AH BİNEL AŞK....
geride bıraktığımız doğunun milyonlarca aşığının aziz ruhlarına selam olsun! bize güzel bir ıztırap bıraktınız. yüzbinlerce gün yaşadım ve bundan hiç gocunmadım. 'neden bize acılarla dolu bir dünya bıraktınız? ' diye... bizim için ahret* ve dünya yalnızca şiir miydi? birer hayal miydi? rüyalarımıza karabasanlar girdi. bomboş sokaklarda sevgilinin isimlerini haykırdık. hiç orada olmadılar. kafalardaki güzeli sevdik ve ona anlamlar yükledik 'sen sevgilisin sen sevgilisin' diye... sonunda bir sevgilimiz oldu. kaderimiz ve kederimiz olan ayrılığı bunda da tattık. hayallerimizi bile çaldılar. hayallerimiz bile hayal oldu. bize bunu çok gördüler. adem babamız yaratıldığında ona bir eş bahşedildi. havva annemiz ile adem babamızın birliğinden iki şey çıktı. biri aşk (hâbil) diğeri ise ayrılık (kâbil) ... evet bizim ruhlarımız kötüdür. benim kaderim ayrılıksa bu kâbil'in de kaderidir. ben kötüyüm. ve o yüzden her şeyin sebebini aşkta ararım. âh! mine'l-aşk..'
böyle bir yakarıştır.
...
Bütün hayaller eskimiş artık,
Yaz tarihini geçmişe,
Varsa eğer,
Delinin zoru olsa,
Dilimde gökkuşağı,
Dalda baykuş,
Dağbaşı punto klişe,
Rengarenk bir suskunluk,
Aynı istasyonda,
Aynı sahne,
Farklı olandan kime ne,
Kimden kimedir bu yürek,
Bekleyeni mi kalmış,
Saç baş dağılmış,
Hesap kapanmış,
Mişli geçmiş bir zamanın,
Bizde maviliği,
Bizde çıplaklığı,
Bizde ihaneti saklanmış,
Bize bizden öte,
Hangi yürek ayaklanmış....
B.Askan
Şeyh Galib'in ünlü ifadelerinden yalnızca bir tanesi...
Sembolist insandır Şeyh Galib...Hâl insanıdır...
mevlevidir...Galatada ebedi istirahattedir....
''ah mine'l-aşk ve hâlâtihî
ahraka kalbî bi harârâtihî ''
Der ki;
Aşkın elinden ve hallerinden...
Ateşiyle yüreğimi yaktı yandırdı...
Aşkın hallerine yelken açanlara efendim...
ah min-el aşk Aşk, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur. Bazen ateş olup yakar, bazen deniz olup boğar. Sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder. At olup koşar, kuş olup uçar. Hazine olur viran gönüllerde saklanır, kimya olur hakir topraklan altına dönüştürür. Sır olur saklanır, gonca olur açılır. Gül bahçesi olur kokusuyla âşıkları mest eder, güneş olur âşıklarının ümit meyvelerini olgunlaştırır.
Aşk olunca gönüller birleşir, aşk olunca kıyamet koparcasına hareketlilik olur. Aşk olunca şimşekler çakar, rahmetler yağar. Âlemler kıyama kalkarsa aşktandır. Hastaların şifa bulması aşktandır. Aşk ile döner gökler, aşk ile durur kâinat.
Aşk, Mecnun'dan Leyla'ya bir feryat, Mansur'dan dara bir sır, gözden kalbe bir yoldur. aşk her şeydir, her şey de aşktır.
İskender Pala
ah minel aşk; İSKENDER PALA'NINBİR KİTABIDIR...
'Ah aşkın elinden ve dilinden
Ah kalbimi yakan yandıran hararetinden
Andolsun Allah'a ve ayetlerine
Ki nazar etmezem senden gayrı güzele'