Efenim E5te arz-ı endam etmediğini söyleyip akabinde tükürdüğünü büyük bir iştihâ ilen yalamış ahbaba yuh ilen… Az evvel gözü gibim sakınma gafletinde bulunduğu kepçey-i hacim işkembesinden hazımsızlık nedeniylen dışarı püskürttüğü ifrazatın içerisinde boğulmuş idir.aç tavuk kendini darı anbarında zannetmesine mukabil, güzelim büyük başların kendilerini her daim bir deniz kıyısı çayırında tahayyül etmelerinde bir beis yok idir.müsaade ilen..
Efenim muhterem zatımın tevhid-i tedrisatından geçecek kadar bahtiyar kulların, şahsımı bir deryaya nispet ilen ummana benzetmesi evvel-i ahir süregelen hakikat idir.fekat şükür ki hiçbir âtıl talebem kendini derya ilen eş tutmamış, tevazusunu bilmiş idir.bittevazuya hoşt ilen…
Ve'l hasıl-ı kelam,divan edebiyyatında eski şairler mukalit idi.muhterem dedem fizanlıyı da fuzuli mukabele etmiş idi. ayrıyetten şahsımın ağzından gayrı her bir yerinden çıkmış bulunan laf-ı güzafların dahi, mümtaz şahsın düşünüp taşınıp ıkınıp sıkınıp gerisin geri ittirip ortaya yuvarladıklarından ziyadesiylen âlâ-i muallâ olmasına mukabil şahsım ağzımın vü beynimin yorulmasına lüzûm görmemiş idir.neyi neye bağladığı namalum kelime-i acibi, mislince kelimenin takibetmesi,akabinde şahsın havva maksadiylen bir taraflarının yırtılıp eline verildiği ziyadesiylen elim-i vahim bil kadim idir.fekat şahsın alınacak ibreti fark-ı bil idrak etmesi tebessüm etmemize vesile olmuş udur.yanağından makas ilen… Büyükbaş hayevanatın başının ağır,boynuzunun sivri olmasına evvelki bahiste değinmiş idik.ahbababın dikkatin fevkinde dikkat ilen okuyup talim eylemesi,kendisinden gayrı kimsenin başının etini yememesi tavsiyyesi ilen…
Efenim ahbab-ı perişanın gramer,ders bahanesiylen hatunlara yaklaşmış bulunduğunu idrak ilen, fuzuli’yi tahlilden dahi aciz olduğunu itiraf etmiş idir,yuh ilen… Ayrıyetten mevzubahis şahsın arap dil ve edebiyatının lime lime doğranıp kökleriylen barabar elinizde kalması ahirette dahi hesabı verilemeyecek olan vebal-i bil halt idir.şahsımdan uzak olmasına mukabil,şeytana yakîn olması temennası ilen…
Nerden başlasam diye düşünmekten bu bitigi bitmek zor olacağından aklıma gelenlerden devam edeyim... Ola ki güzaf deryasında kaçırdığım olursa suç ummanındır... Daha sonra bu zat hatırlatırsa, laf sokmalar kaldığı yerden devam edecektir... Hem de itina ilen...
önceliklen başıağır olmayan hele hele bir başı olmayan, kaynağının vucudun hangi tarafı olduğuna dair süphe uyandıran bu beyit bozması çirkinliğin sözde veznine baktığımızda hepimize ibretlik olması gerktiğini anlıyoruz... Yarim bilgiyle icraat, dinsiz imama benzer, sizden ve bizden uzak olsun ilen...
koskoca divan edebiyatını fuzuliden ibaret sanmak da beterin beteri olsa gerek... Yazuk ilen... Fuzûl ve nisbet i'sinden oluşan fuzuli kelimesinin tahlil yapmaktan sıkılmışımdır... Bu yüzden isteyene Arapça gramer dersi isteyene ücretsiz ders verme girişimlerim bu dakikadan sonra başlayacaktır... İsteyen bana ileti yollasın...
Euzubillahi bismillah ilen… Efenim ahbablarımızdan mert bir yiğit laf-ı güzafımızdan dem vurmuş akabinde beyt-i kebabımızdan ilham vü istihza ilen başka bir beyti yuvarlamış idir.tasvip ilen… Ayrıyetten şahsımızı necib-i fizani olarak çağırmış evvelen şaşalamış ahiren de kabul görmüş üdür minnet ilen…
Efenim ayrıyetten muhterem zatıma binbir emek vü meşaggat ilen yazılmış beyt-ül gazeli paylaşmak isterim idir istirham ilen… “'Sühan-ı bîhûdeden hoş gelir âvâz-ı horos bari ma'nasın bilmezse hengâmın bilir...”bir pare kağıt üzerine nakşedilmiş olup üçgen şeklinde katlanıp boynumuzun borcu olarak ayak yolumuzun duvarına asılmış idir.mihnet ilen…
Evvelen ilham akabinde tefsir ilen… derenin ortasına parça parça serbestçe gide birisinin baş ile şehadet parmak arası vücuduna münasiben yanıp tutuşur
Cihan-ârâ cihan içindedir ârâyı bilmezler O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Cihanı süsleyen (Allah) cihan içindedir; (ancak) ârâ’yı (süsleyeni) bilmezler. Ya da “arayı bilmezler”, yani aramayı bilmezler. Tıpkı derya içinde deryayı bilmeyen balıklar gibi…
Uyan ey gözlerim gafletten uyan! Uyan uykusu çok gözlerim uyan Azrail’in kastı canadır, inan. Uyan ey gözlerim gafletten uyan! Uyan uykusu çok gözlerim uyan .....................Sultan III Murad Han
Canı canan istemiş mihnet canıma; Can kim; onu kurban etmeyen cananıma. .... Aşk derdinin devası kabil-i derman değil, Terk-i can derler bu derdin devasız dermanına...
fuzûlî’
yürek dolusu duyguyu iki satıra sığdırmak.. az kelam çok duygu... :) ..
Cânan dileyen dağdağa-i câna düşer mi; Cân isteyen endişe-i Cânana düşer mi? Girdik reh-i sevdaya, cünunuz, bize namus lazım değil. Ey dil ki bu iş şane düşer mi.
Öncelikle Divan edebiyatı başlı başına ağırbaşlıdır... Bu edebiyat bir ülke ise beyitleride onun askerleridir. Şu beyitin güzelliğine bakın: Haddeden geçmiş nezaket yal u bal olmuş sana Mey süzülmüş şişeden ruhsar-ı al olmuş sana
Efenim E5te arz-ı endam etmediğini söyleyip akabinde tükürdüğünü büyük bir iştihâ ilen yalamış ahbaba yuh ilen…
Az evvel gözü gibim sakınma gafletinde bulunduğu kepçey-i hacim işkembesinden hazımsızlık nedeniylen dışarı püskürttüğü ifrazatın içerisinde boğulmuş idir.aç tavuk kendini darı anbarında zannetmesine mukabil, güzelim büyük başların kendilerini her daim bir deniz kıyısı çayırında tahayyül etmelerinde bir beis yok idir.müsaade ilen..
Efenim muhterem zatımın tevhid-i tedrisatından geçecek kadar bahtiyar kulların, şahsımı bir deryaya nispet ilen ummana benzetmesi evvel-i ahir süregelen hakikat idir.fekat şükür ki hiçbir âtıl talebem kendini derya ilen eş tutmamış, tevazusunu bilmiş idir.bittevazuya hoşt ilen…
Ve'l hasıl-ı kelam,divan edebiyyatında eski şairler mukalit idi.muhterem dedem fizanlıyı da fuzuli mukabele etmiş idi. ayrıyetten şahsımın ağzından gayrı her bir yerinden çıkmış bulunan laf-ı güzafların dahi, mümtaz şahsın düşünüp taşınıp ıkınıp sıkınıp gerisin geri ittirip ortaya yuvarladıklarından ziyadesiylen âlâ-i muallâ olmasına mukabil şahsım ağzımın vü beynimin yorulmasına lüzûm görmemiş idir.neyi neye bağladığı namalum kelime-i acibi, mislince kelimenin takibetmesi,akabinde şahsın havva maksadiylen bir taraflarının yırtılıp eline verildiği ziyadesiylen elim-i vahim bil kadim idir.fekat şahsın alınacak ibreti fark-ı bil idrak etmesi tebessüm etmemize vesile olmuş udur.yanağından makas ilen…
Büyükbaş hayevanatın başının ağır,boynuzunun sivri olmasına evvelki bahiste değinmiş idik.ahbababın dikkatin fevkinde dikkat ilen okuyup talim eylemesi,kendisinden gayrı kimsenin başının etini yememesi tavsiyyesi ilen…
Efenim ahbab-ı perişanın gramer,ders bahanesiylen hatunlara yaklaşmış bulunduğunu idrak ilen, fuzuli’yi tahlilden dahi aciz olduğunu itiraf etmiş idir,yuh ilen…
Ayrıyetten mevzubahis şahsın arap dil ve edebiyatının lime lime doğranıp kökleriylen barabar elinizde kalması ahirette dahi hesabı verilemeyecek olan vebal-i bil halt idir.şahsımdan uzak olmasına mukabil,şeytana yakîn olması temennası ilen…
İtina ilen…
Efenim,
Uzun zamandır yollarda olmam hasebiynen zat-ı fuzuli, arkamızdan atıp dutmuş, la'in ulen!
Nerden başlasam diye düşünmekten bu bitigi bitmek zor olacağından aklıma gelenlerden devam edeyim... Ola ki güzaf deryasında kaçırdığım olursa suç ummanındır... Daha sonra bu zat hatırlatırsa, laf sokmalar kaldığı yerden devam edecektir... Hem de itina ilen...
önceliklen başıağır olmayan hele hele bir başı olmayan, kaynağının vucudun hangi tarafı olduğuna dair süphe uyandıran bu beyit bozması çirkinliğin sözde veznine baktığımızda hepimize ibretlik olması gerktiğini anlıyoruz... Yarim bilgiyle icraat, dinsiz imama benzer, sizden ve bizden uzak olsun ilen...
koskoca divan edebiyatını fuzuliden ibaret sanmak da beterin beteri olsa gerek... Yazuk ilen... Fuzûl ve nisbet i'sinden oluşan fuzuli kelimesinin tahlil yapmaktan sıkılmışımdır... Bu yüzden isteyene Arapça gramer dersi isteyene ücretsiz ders verme girişimlerim bu dakikadan sonra başlayacaktır... İsteyen bana ileti yollasın...
Beyit ve ağırbaşlı deyince akla divan edebiyatından başka ne gelebilir ki..
Euzubillahi bismillah ilen…
Efenim ahbablarımızdan mert bir yiğit laf-ı güzafımızdan dem vurmuş akabinde beyt-i kebabımızdan ilham vü istihza ilen başka bir beyti yuvarlamış idir.tasvip ilen…
Ayrıyetten şahsımızı necib-i fizani olarak çağırmış evvelen şaşalamış ahiren de kabul görmüş üdür minnet ilen…
Efenim evvelen beyt-i gazelimizin aruzunu arzedelim:
Birişür tenzil-i bu’sutuna vareste giden
Mefulü mefailü failatün failü meçhulü
Suz-î eftar olanın hâyine endâmen dolaşır
Failü meful failun mefulün merhumun mef’ula
Efenim ayrıyetten muhterem zatıma binbir emek vü meşaggat ilen yazılmış beyt-ül gazeli paylaşmak isterim idir istirham ilen…
“'Sühan-ı bîhûdeden hoş gelir âvâz-ı horos
bari ma'nasın bilmezse hengâmın bilir...”bir pare kağıt üzerine nakşedilmiş olup üçgen şeklinde katlanıp boynumuzun borcu olarak ayak yolumuzun duvarına asılmış idir.mihnet ilen…
efenim zatım ilen fuzuli yi karıştıran muhtereme cevab ilen…
zatalimin, yazmış olduğum ağır ağdalı beyitler hasebiylen,hayatında fuzuliden gayrı beyyyit okuyup yalayıp yutmaması sebebiylen fuzuliye benzetilmiş olmamı anlayış ilen karşılamışım idir.müsamaha ilen…
ayrıyetten ahalinin boğazına dizmiş olduğum beytîlerin reklamını bu kadder iştiha ilen yapılması şahsımızın yalanıp yutkunmasına sebebiyet vermiş idir.muhterem zatın nafile çabası gözümüden kaçmamış olup misali
” sen bilmezsin ey zahidoğluzahid,(abid olmamızdan yeğdir)
âdemoğlu hayâl-i rahman vü rahimindir...(adem muhayyel idir,aynen)
ayrıca bkn. Sühân-ı bîhûde..(beytimizi ziyadesiylen takdir vü taltif etmiş idir,afferim ulen) ”
tarafımdan yazımıza mevzu edilmiş akabinde kimden vü neyden bahsettiği,kime göz süzüp kimi ellediği muğlak bırakılmış ıdır.ihtiyat ilen…
itina ilen...
az da olsa aruz bilgisi gerekir. Olmadı hece ölçüsünü öğren be adam...
Birişür tenzil-i bu’sutuna vareste giden
Suz-î eftar olanın hâyine endâmen dolaşır…..
Evvelen ilham akabinde tefsir ilen…
derenin ortasına parça parça serbestçe gide birisinin
baş ile şehadet parmak arası vücuduna münasiben yanıp tutuşur
mantık-ut sallama ilen…
'Ağyâre nigâh etmediğin nâz sanırdım
Çok lutf imiş ol âşıka ben az sanırdım 'nefi
İrişür menzîl-i maksuduna âheste giden,
tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
Bkz. Acele giden ecele gider.
' zülfin gidermiş ol sanem kâfirliğin komaz henüz
zünnârını kesmiş veli dahı müselmân olmamış'
bknz: ironi
şu beyti yazmak isterim bir beyit olarak sadece:
' çin-i zülfin miske benzetdüm hatasın bilmedüm
key perişan söyledüm bu yüz karasın bilmedüm'
ruhu şad olsun...
Cihan-ârâ cihan içindedir ârâyı bilmezler
O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Cihanı süsleyen (Allah) cihan içindedir; (ancak) ârâ’yı (süsleyeni) bilmezler. Ya da “arayı bilmezler”, yani aramayı bilmezler. Tıpkı derya içinde deryayı bilmeyen balıklar gibi…
mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi
mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan.. der yunus ne de güzel söyler!
sultanların yazdığı beyitlerin hemen hemen hepsi ağırbaşlı beyitler bunlar satırlarda bariz dir yazdığım beyit ııı mahmut hana aittir
uyan uykusu çok gözlerim uyan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır, inan.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
.....................Sultan III Murad Han
Merhabâ hoş geldin ey rûh-i revânım merhabâ
Ey şeker-leb yâr-ı şirîn lâ-mekânım merhabâ
Ey melek sûretli dil-ber cân fedâdır yoluna
Çün dedin lahmike lahmi kana kanım merhabâ
SEYYİD NESİMİ
Bende sığar iki cihân ben bu cihâna sığmazam
Cevher-i lâmekân benim kevn ü mekâna sığmazam
Tîr benim kemân benim pîr benim civân benim
Devlet-i câvidan benim îne vü âna sığmazam
Yer ü gökü düzen benim geri dönüp bozan benim
Cümle yazı yazan benim ben bu dîvâna sığmazam
SEYYİD NESİMİ
Canı canan istemiş mihnet canıma;
Can kim; onu kurban etmeyen cananıma.
....
Aşk derdinin devası kabil-i derman değil,
Terk-i can derler bu derdin devasız dermanına...
fuzûlî’
yürek dolusu duyguyu iki satıra sığdırmak..
az kelam çok duygu... :) ..
Cânan dileyen dağdağa-i câna düşer mi;
Cân isteyen endişe-i Cânana düşer mi?
Girdik reh-i sevdaya, cünunuz, bize namus lazım değil.
Ey dil ki bu iş şane düşer mi.
Nigâri
mezar taşarının karşısında,tüm beyitler ağır baslıdır
yar yar olmadıkça
bendeki bu sen olmadıkça
sana olan bu sevdam olmadıkça
sen bi hiçsin
Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir / Müptela-yı gama sor geceler kim kaç saat.../ fuzuli
süpersiniz ya
Can verme sakın aşka aşk afeti candır,
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır.
- Fuzuli -
Önemsenerek ifade edilmenin etkili yolu.
Öncelikle Divan edebiyatı başlı başına ağırbaşlıdır... Bu edebiyat bir ülke ise beyitleride onun askerleridir. Şu beyitin güzelliğine bakın:
Haddeden geçmiş nezaket yal u bal olmuş sana
Mey süzülmüş şişeden ruhsar-ı al olmuş sana
NEDİM
Lisanen osmanlica agirlikli olan ve uzun zaman evvel söylenmis olan beyitleri cagristirmakta.
Beşeriyetin derdine, dermandır kur'an..! !
Onsuz canavardan daha beterdir insan...
Düşenin dostu olmaz demişler düşte görürsün,
Sen o zaman dostları, 'düş'te görürsün
Canı canan dilemiş vermemek olmaz ey dîl
Ne nîza eyleyelim ol ne senindir ne benim
Dene altunu mihenk taşında,
Dahi insanı bir iş başında