aslı ve de astarı, hiçbir hîkmeti ve dahi kıymetî olmayan atmasyon aforizmalarınızla cümle-i âlemi vesveseye düşürme necip! ! .. gerek nedir antoloji halkı arasında itibâr, gerekse nedir antoloji devlet ricâli üzerinde nüfûz sahibi oldun deyû sevindirik olup böbürlenme azizim, yanılma; günden güne artan şöhretin neticesinde hayran kitlesine sahip olduğun kanâati hâsıl olmasın sende, kazandığın itibârın bir hîkmeti ve dahi değeri yoktur; sen, o istihkâr dillerin ilen, ancak ve ancak düşman ve de nefret kazandın, eğ başını yere şaşkın necip! ! … dizinin dibine oturtup ilim ve de irfan öğreteceğim deyû ortaya kendin gibim mutasallıf ve dahi ukâla bir geveze çıkarmışsın farketmez misin a necip? … unutma ki, zalimin zûlmü varsa mazlûmun Allah’ı var; derdine yan sen akıllım necip…
dipnot: torunun fî-yakalı ve torunum beste’yi bu kavgaya karıştırma; dürerim senin o, hiçbir hîkmet-i kıymeti olmayan atmasyon aforizma defterini… hem, sen ne vâkit fizan’lı oldun Allah’ın sulukuleli necipi..
Hanımına söyle elinin hamuru ilen hikmet açılmaz. Nasıl ki baklava hanımsız olmaz; merdane dediğin “tahtay-ı bil oklava”ı erkek adamın eline yakışmaz. Oğul bazı hanımlar vardır ki lâtiftir gözümün nûru gönlümün sürûrudur. Yazdığım aforizmaları on\lardan azade yorumlamak farz-ı kifâyedir. Hali hazırda –kezzâp gibi olmadık tabi haşâ-bizim de nefsimiz erkektir!
ey fâni; adalet susuzu, hürlük açı kişilere el-insâf! ! .. şunu iyi bil ki; aç ve susuz olanla eceli gelen söyleşir... ya sen onları zülûm altında ibret ilen ezeceksin, ya onlar senin cezânı verecek! ! ..
Fizan’da bilinir ki; çadırın altında nice endamlar vardır,kaldırırsın nine çıkar. Kapatır bir daha kaldırısın gine çıkar. Oğul karş-ı cins-i lâtifin letâfetine aldanma. Vakta ki düğüne gider zurnaya, hamama gider kurnaya, araba çalar kornaya vurulur,geyik olursun maazallah kalbin billah yorulur!
'Ey gafil, önümde ilim tahsil etmeden, her kelamım hıfz etmeden, gubari meşk etmeden kendine şan ü şöhret biçüb avama göz süzmek cümleleri cem etmek on kusurlu hareketten biri olub gün akşama kavuşuncaya gece güne ulaşıncaya kadar meleklerin lanetini çeken bir fiildir. Şimdi ey bre gafil, nadim olursan ne ala, yok değilse işte orada taş-i musalla! '
Ey fânî, ne istediğini bil.. karamsar ve dalgın olma! .. unutma ki, karamsarlığın ve kararsızlığın verdiği dalgınlığa mülâkî olan kişi yaşayan müteharrik ölüden farksızdır... ey fânî, unutma ki; ne istediğini bilmeyen karamsarlar ve dahi kararsızlar hiçbir düşünceye mâlik olamayanlardır; fikirleri yoktur.. ey fânî, fikirler ateştir, fikrini içine hapseyleme; fikrini içinde örtüleyip söndürme! ! .. kararsızlık içte yaşanan bir muhalefet oyunudur, fikrini söylememek sanma ki gururdandır; bu ancak kalbin müdafaasıdır.. saklama fikrini ey fânî; kalbinin sana ceza vermesine engel ol! ! ..
Ey Oğul, keskin sirke küpüne zarar; sessiz fiske münasibine yarar. Oğul adâbın yok ise edebe, edebin yok ise sebebe sarıl; damadı yok ise geline,sevgilin var ise beline sarıl. oğul kaçıp gitmeyi uçup göçmeyi matah bir şeydir sanma.bil ki elimden bir uçan bir kaçan kurtulur deseler de yalan vü dolandır aldanma.her daim nefesimi ense kökünde duy duyumsa!
'Ey oğul bil ki hakkın her nevisini elinde bulunduran sadece Hakktır. İnsana verilmiş olan hak, denizde damla, damda leyla kadardır. Fekat ister isen hakları gasbetmek suretiyle biriktirebilir emlak zenginliğinden başka hak zenginliğiyle de gönlümde taht kurabilirsin.'
'Ey oğul, söz verinceye dek hürriyetine maliktin ama ki söz verdin o zaman sözün emrine girdin. O halde sözünü tut, toprağının taşlarını ayıkla ve onu yeşert. 'kün' emrine muhatap oldunsa ey aklı evvel 'bela' dedinse bir kez, kendini tutmayı bil ki ebedi belaya tutulmayasın.'
Fizanlı Necip
şerhi için bakınız: her şeyin bedeli var, ihanetin en ağır... rafet el roman/ beni affeder misin
Ey oğul! Eşşeğe altın semer; zabite ayna kemer vurulmaz. ayının sevdiği cerrahîsiz onulmaz. Ey oğul kim ki ayıdan post ile yayılar; el-âlem anı ayılar. Akl-ı noksan değil isen ahû göz merkepte aranmaz!
Şerhi:oğulcuğum,hiçbir güvenlik mensubuna güven olmaz.onların tabiatı bize uymaz. Kim ki ayıyla post kavgasına girerse el alem onu ayı beller.eşşek eşektir ceylan gözlü olsa maral gibi bakmaz!
Ey oğul, çokça edeb erkândan bahseyleyen avam kendisini edeb-amuz bellesin diye kendini helak eyleyen, edeb-i kelam etmek uğruna biteviye uğunan cins-i latiften birine rastlar isen nazarına uğramaktan sakın ve derhal ona edeb-hanenin yolunu tarif et!
Şerhi: Ey oğulcuğum, bil ki çokça edeb erkândan dem vurup avam kendisini edeb-amuz bellesin deyu çırpınan, köşe başlarına tutulup edeb-i kelam etmek uğruna suratı kaşık kadar kalan hatunların işveli nazarları tecrübesiz âdemi meveddete müptela eyleyerek süveydanın kalbi istila etmesine sebebiyet verir. Bu sebepten sureti kaşığa yansıyan, kaşıktan ve kendini ‘edeb’ ile kasmaktan ötürü karnı hayli şişen ol hatuna edeb-hanenin yolunu tarif etmek pek isabetli ve hayırlı olacaktır.
Ey Oğul! Kanma aşık sözüne elbet çoğu yalandır; inanmaz isen bak gönlüne her bir yanı talandır. Oğul sen yine de sevmekten vazgeçme; güzelin talanı bile hasandır!
Ey talib, ruhunu azab-ı iptidaiden esirgemezsen dailerin eline düşer mekteb-i zarurette idadi için ebkem vaziyette dil dilenirsin. Dailerin eline düşmekten sakın, diline düşmeye bak.
Ey oğul, her sabah ışığına şahit olduğun güneşi birgün göremez olursan onun mevcudiyetini inkar yoluna sapma! Göremeyişin körlüğündendir, öyle ise körlüğünü bil! Unutma ki şekk ile yakin zail olmaz.
Oğul, aşk hem nâr gibi oddur, hem buz gibi âbdır. El vurursan, vurulursun. Bil ki ey oğul; âfitâb, habbdır. Gönülde iltihâba sebebiyet verir.Bu iltihâbi yaranın tesiri büyüktür, eseri ölümdür. Anlamadıysan tekrar vü tekrar anlatayım: âh oğul, hâb-gâh ebediyete kadar seni esir alır.
Oğul, altın bileziğe tamah edip medresede dirsek çürütüp molla olmak, nalbantların yanında it gibi çalışıp at tamircisi olmak hevesiyle yüce Allah'ın sana emânet ettiği vücûdu zaif kılma! Oğul, bil ki insanoğlu altın bilezik sâhibi oldukta altın bilekli olmamaklığın yeisine düşer.
Oğul, güneşin yakıcılığına, rüzgârın savuruculuğuna, selin sürükleyiciliğine sabret! Hayatın basit cilvelerine göğüs ger, eger ki kuyuya atılan yusuf gibi, sessizce tenhâda acı çeken eyyûb gibi, nimetlerle sınanan süleyman gibi umduğuna nâil olmak dilersen...
Oğul, hafızasında bir çırpıda sayabileceği kırk adet aforizma bulunmayanı aforoz etme yetkisini elimde bulundurmama karşın, aforoz etmiyorum. Oğul, oğul diyorum daha ne diyeyim ben sana? Merhametli ol!
‘baklava’ da açarım, ‘hikmet’ de! ! …
aslı ve de astarı, hiçbir hîkmeti ve dahi kıymetî olmayan atmasyon aforizmalarınızla cümle-i âlemi vesveseye düşürme necip! ! .. gerek nedir antoloji halkı arasında itibâr, gerekse nedir antoloji devlet ricâli üzerinde nüfûz sahibi oldun deyû sevindirik olup böbürlenme azizim, yanılma; günden güne artan şöhretin neticesinde hayran kitlesine sahip olduğun kanâati hâsıl olmasın sende, kazandığın itibârın bir hîkmeti ve dahi değeri yoktur; sen, o istihkâr dillerin ilen, ancak ve ancak düşman ve de nefret kazandın, eğ başını yere şaşkın necip! ! … dizinin dibine oturtup ilim ve de irfan öğreteceğim deyû ortaya kendin gibim mutasallıf ve dahi ukâla bir geveze çıkarmışsın farketmez misin a necip? … unutma ki, zalimin zûlmü varsa mazlûmun Allah’ı var; derdine yan sen akıllım necip…
dipnot: torunun fî-yakalı ve torunum beste’yi bu kavgaya karıştırma; dürerim senin o, hiçbir hîkmet-i kıymeti olmayan atmasyon aforizma defterini… hem, sen ne vâkit fizan’lı oldun Allah’ın sulukuleli necipi..
Bestenegâr-i azîmü’ş-şân Sultan
Ey Oğul,
Hanımına söyle elinin hamuru ilen hikmet açılmaz. Nasıl ki baklava hanımsız olmaz; merdane dediğin “tahtay-ı bil oklava”ı erkek adamın eline yakışmaz. Oğul bazı hanımlar vardır ki lâtiftir gözümün nûru gönlümün sürûrudur. Yazdığım aforizmaları on\lardan azade yorumlamak farz-ı kifâyedir. Hali hazırda –kezzâp gibi olmadık tabi haşâ-bizim de nefsimiz erkektir!
Fizanlı Necip
Hakâ-î kûl hakîkât
ey fâni; adalet susuzu, hürlük açı kişilere el-insâf! ! .. şunu iyi bil ki; aç ve susuz olanla eceli gelen söyleşir... ya sen onları zülûm altında ibret ilen ezeceksin, ya onlar senin cezânı verecek! ! ..
Bestenegâr-i azîmü’ş-şân
Ey Oğul,
Fizan’da bilinir ki; çadırın altında nice endamlar vardır,kaldırırsın nine çıkar. Kapatır bir daha kaldırısın gine çıkar. Oğul karş-ı cins-i lâtifin letâfetine aldanma. Vakta ki düğüne gider zurnaya, hamama gider kurnaya, araba çalar kornaya vurulur,geyik olursun maazallah kalbin billah yorulur!
Fizanlı Necip
Husûs-î Hikmet
'Ey gafil, önümde ilim tahsil etmeden, her kelamım hıfz etmeden, gubari meşk etmeden kendine şan ü şöhret biçüb avama göz süzmek cümleleri cem etmek on kusurlu hareketten biri olub gün akşama kavuşuncaya gece güne ulaşıncaya kadar meleklerin lanetini çeken bir fiildir.
Şimdi ey bre gafil, nadim olursan ne ala, yok değilse işte orada taş-i musalla! '
Fizanlı Necip
Ey fânî, ne istediğini bil.. karamsar ve dalgın olma! .. unutma ki, karamsarlığın ve kararsızlığın verdiği dalgınlığa mülâkî olan kişi yaşayan müteharrik ölüden farksızdır... ey fânî, unutma ki; ne istediğini bilmeyen karamsarlar ve dahi kararsızlar hiçbir düşünceye mâlik olamayanlardır; fikirleri yoktur.. ey fânî, fikirler ateştir, fikrini içine hapseyleme; fikrini içinde örtüleyip söndürme! ! .. kararsızlık içte yaşanan bir muhalefet oyunudur, fikrini söylememek sanma ki gururdandır; bu ancak kalbin müdafaasıdır.. saklama fikrini ey fânî; kalbinin sana ceza vermesine engel ol! ! ..
Bestenegâr-i azîmü’ş-şân
Ey Oğul,
keskin sirke küpüne zarar; sessiz fiske münasibine yarar.
Oğul adâbın yok ise edebe, edebin yok ise sebebe sarıl; damadı yok ise geline,sevgilin var ise beline sarıl.
oğul kaçıp gitmeyi uçup göçmeyi matah bir şeydir sanma.bil ki elimden bir uçan bir kaçan kurtulur deseler de yalan vü dolandır aldanma.her daim nefesimi ense kökünde duy duyumsa!
Fizanlı Necip
Adâb-ı muazebet
'Ey oğul bil ki hakkın her nevisini elinde bulunduran sadece Hakktır. İnsana verilmiş olan hak, denizde damla, damda leyla kadardır. Fekat ister isen hakları gasbetmek suretiyle biriktirebilir emlak zenginliğinden başka hak zenginliğiyle de gönlümde taht kurabilirsin.'
Fizanlı Necip
Esrar-ı Nasihat
İnsan, mutsuzluğunu başka mutsuzluklarla beslemekten kaçar; gerçeğin acıtan yüzünü yok sayma eğilimindedir…
'Ey oğul, söz verinceye dek hürriyetine maliktin ama ki söz verdin o zaman sözün emrine girdin. O halde sözünü tut, toprağının taşlarını ayıkla ve onu yeşert. 'kün' emrine muhatap oldunsa ey aklı evvel 'bela' dedinse bir kez, kendini tutmayı bil ki ebedi belaya tutulmayasın.'
Fizanlı Necip
şerhi için bakınız:
her şeyin bedeli var, ihanetin en ağır...
rafet el roman/ beni affeder misin
Ey oğul!
Eşşeğe altın semer; zabite ayna kemer vurulmaz. ayının sevdiği cerrahîsiz onulmaz. Ey oğul kim ki ayıdan post ile yayılar; el-âlem anı ayılar. Akl-ı noksan değil isen ahû göz merkepte aranmaz!
Şerhi:oğulcuğum,hiçbir güvenlik mensubuna güven olmaz.onların tabiatı bize uymaz. Kim ki ayıyla post kavgasına girerse el alem onu ayı beller.eşşek eşektir ceylan gözlü olsa maral gibi bakmaz!
Fizanlı Necip
f'ârazî, cilt 5 sf:722
Ey Oğul;
Hüzün hikmet gibidir; değil ise ekmek gibidir, fekat sirkelidir yemesini bilmeli!
yüzünsüz midilin ekşimeli! çaydan ırak dur sodadan içme! Kendiliğinden sinmeli.
midil:mide vü dil
Fizanlı Necip
Ey talib,her şeyin başı bakmak, sonra görmek ve sonra bilmektir.
Ey talib bil ki, bilmenin başı merak, menzili uzak, yolu tuzak, düşer kalırsın; eğer değilsen sak.
Fizanlı Necip
Ey oğul, çokça edeb erkândan bahseyleyen avam kendisini edeb-amuz bellesin diye kendini helak eyleyen, edeb-i kelam etmek uğruna biteviye uğunan cins-i latiften birine rastlar isen nazarına uğramaktan sakın ve derhal ona edeb-hanenin yolunu tarif et!
Şerhi:
Ey oğulcuğum, bil ki çokça edeb erkândan dem vurup avam kendisini edeb-amuz bellesin deyu çırpınan, köşe başlarına tutulup edeb-i kelam etmek uğruna suratı kaşık kadar kalan hatunların işveli nazarları tecrübesiz âdemi meveddete müptela eyleyerek süveydanın kalbi istila etmesine sebebiyet verir. Bu sebepten sureti kaşığa yansıyan, kaşıktan ve kendini ‘edeb’ ile kasmaktan ötürü karnı hayli şişen ol hatuna edeb-hanenin yolunu tarif etmek pek isabetli ve hayırlı olacaktır.
Fizanlı Necip
defterul adab
bahis 12
Ey Oğul!
Kanma aşık sözüne elbet çoğu yalandır; inanmaz isen bak gönlüne her bir yanı talandır. Oğul sen yine de sevmekten vazgeçme; güzelin talanı bile hasandır!
Fizanlı Necip
sanma ki bir aşığın iç yakan ağıtları sevgilinin kalbini çalar, mırıldandığı şarkı, ansızın gökten boşalan yağmur olsa; o, duymak istediğini duyar…
Ey Oğul,
Kendi ayıbında boğul!
Fizanlı Necip
Büyük beddua mecmuası cüz:3 shf:567 56.bab (10
Ey Oğul!
Altta kaldın yerinme,üstteyim diye gerinme! Oğul eşşeklik bâkidir geçeceğine aldanma!
Fizanlı Necip
Ey oğul,
aynadan utanma! Tipim yok deyû hayıflanma! Pejmurdeyi el sanıp kendinden ayrı kendinden gayrı sanma.Oğul ayna koy cebine; taraksız gezme,aynadan utanıp fizana gitme!
Fizanlı Necip
Ey oğul, ruhuna lokman ruhu koklatılmasına böylelikle biçare ruhunun ırzına geçilmesine müsade etme.
Ey talib, ruhunu azab-ı iptidaiden esirgemezsen dailerin eline düşer mekteb-i zarurette idadi için ebkem vaziyette dil dilenirsin.
Dailerin eline düşmekten sakın, diline düşmeye bak.
Fizanlı Necip
Ey oğul, her sabah ışığına şahit olduğun güneşi birgün göremez olursan onun mevcudiyetini inkar yoluna sapma! Göremeyişin körlüğündendir, öyle ise körlüğünü bil! Unutma ki şekk ile yakin zail olmaz.
Fizanlı Necip
Oğul, aşk hem nâr gibi oddur, hem buz gibi âbdır. El vurursan, vurulursun. Bil ki ey oğul; âfitâb, habbdır. Gönülde iltihâba sebebiyet verir.Bu iltihâbi yaranın tesiri büyüktür, eseri ölümdür. Anlamadıysan tekrar vü tekrar anlatayım: âh oğul, hâb-gâh ebediyete kadar seni esir alır.
lugatçe:
habb: hilekâr
hâb-gâh: yatak odası
Ey oğul,
Babam yaşına geldin ise intâret denen icad-i iblîsden uzak durasın, eğer ki durmaz isen saçını başını yolup yoldurmayasın…
Fizanlı Necip
Oğul, altın bileziğe tamah edip medresede dirsek çürütüp molla olmak, nalbantların yanında it gibi çalışıp at tamircisi olmak hevesiyle yüce Allah'ın sana emânet ettiği vücûdu zaif kılma! Oğul, bil ki insanoğlu altın bilezik sâhibi oldukta altın bilekli olmamaklığın yeisine düşer.
Fizanlı Necip
a.g.e:cilt 3. bâb 13 sf. 103
Ey oğul! Atı altından olanın tahtı gümüşten olur, atı gümüşten olanın bahtı cümbüşten olur. Bahtı cümbüşten olanın derisi kömüşten olur.
Fizanlı Necip
dipnot:
f'ârazî, cilt 2 sf:234
Ey oğul,ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz; karga kuşuna keklik takılmaz.Yani ki alemde her bir şey dengi dengine.Haddini bil,olmadı deyu depinme!
Fizanlı Necip
Sevilmiş olma isteği kendini beğenmişliklerin en büyüğüdür.
friedrich nietzsche
Oğul, güneşin yakıcılığına, rüzgârın savuruculuğuna, selin sürükleyiciliğine sabret! Hayatın basit cilvelerine göğüs ger, eger ki kuyuya atılan yusuf gibi, sessizce tenhâda acı çeken eyyûb gibi, nimetlerle sınanan süleyman gibi umduğuna nâil olmak dilersen...
Oğul, hafızasında bir çırpıda sayabileceği kırk adet aforizma bulunmayanı aforoz etme yetkisini elimde bulundurmama karşın, aforoz etmiyorum. Oğul, oğul diyorum daha ne diyeyim ben sana? Merhametli ol!
Fizanlı Necip
Oğulcuğum, sen kalbinin elinde oyuncak olacağına bırak kalbin aklının elinde oyuncak olsun.
Fizanlı Necip