Çerkesleri,tarihi toprakları Çerkesya'dan çıkarıp atmak üzere uygulamaya konan soykırım politikası,80 yıl şüren savaşlardan sonra nihayet Rusya'nın galbiyetiyle snlanmıştı.21 Mayıs 1864'de son Çerkeslerin de gözyaşlarıyla ayrıldığı vatan topraklarında artık sadece yanmış,yıkılmış köyler ve gömülmesine bile izin erilmeyen cesetlerin yanı başında zafer çığlıkları atan Rus askerleri kalmıştı.
21 mayıs bana büyük bir acının sürgünün yıl dönümünü hatırlatıyor önümüzdeki günlerde 143 yıl dönümüne şahit olacağımız büyük çerkes sürgünün yıl dönümüdür 21 mayıs gemilere bindirilip sürgüne gönderilen milyonlarca çerkesin acı günüdür ve biz o sürgünden sağ olarak anadolu topraklarına ulaştığımız için mutlu vede hüzünlüyüz...
Kefken'de yatar Anadoluya ilk ayak basan atalarımızın bedenleri. Acıyla yoğrulmuş, üzerine ağıtlar yakılmış gündür bugün. Karadenizde batan gemilerin içinde ölen atalarımızın günüdür bugün. Her yıl anılır Kafkas muhacırları tarafından. Sizler onlara Çerkes dersiniz onlar kendilerine Adige'der. Anlatılması zordur belki şu ağıt hissettirir o gün yaşananların acısını yüreklerinizde.
İstanbul Yolu
Koşuyor arabalar yolculuk için Geleceğim karanlık yanıyorum mazim için Bu ne biçim adalet, bu ne biçim insanlık Gidiyorum meçhüle geleceğim karanlık Ne yazik ki İstanbul'a götürülüyorum
Kıvırcık saçlı kız kardeşim ağlıyor yanımda Bir ateş alevlenmiş yanıyor ah kalbimde Arkamda kanım canım sevgilim kalıyor dönüp bakamıyorum onlara Yazık oldu bana, yazık oldu vatanımda geçirdiğim günlere
Ey ahali, ey insanlar dinleyin bu konuşanı Kafkas dağları, vadileri Kafkas toprakları konuşuyor
O acılı günlerde rıhtımdan ayrılıyor dört nala gidiyorum Üçüncü dağın eteğinde rastladığım atlı selam verirken gözlerinden akan yaşlar sakallarından dökülüyordu Kızdım kendisine yakışır mı bir Çerkes gencine ağlamak diyordum Genç üzgündü, ağlıyordu hüzünlüydü Bana seninde ağlamana ancak bir kaç adım kaldı diyordu Genç benim geldiğim tarafta doğru yoluna devam ederken bende yoluma koyuldum
Bir de ne göreyim ki! İçimi parçalayacak bir sahne Canlarım kanlarım kardeşlerim kimileri ölü kimileri yarı ölü Beş yüzün üzerinde telef olmuş kardeşlerim yatıyordu Hele cansız bir annenin kucağında yatan çırpınan ağlayan inleyen çocuk Açtı hastaydı sussuzdu, oda hayata yavaş yavaş gözlerini yumu verdi Bense çaresizdim ne yapabilirdim ancak yamçımı onlara ölüm örtüsü yapabildim
O gün yemin ettim söz verdim kendi kendime vatanımı ölüm pahasınada olsa korumaya kalmaya Ey insanlar soruyorum sizlere soruyorum Çerkesleri sevenlere Çerkesim diyenlere Nasıl görücez bir birimizi, bir birimizden nasıl haber alıcaz Kız kardeşlerimiz yabancılar tarafından kapışılırken yabancıların atlarının telkisinde gezdirilirken sizler bizler ne yaptık ne yaptınız Ölülerinizin üzerine ağıtmı yaktınız yoksa ağlıyormuydunuz Bizler bu acılara nasıl dayanacağız Ah ne olucak bu milletin hali Kim yardım edecek bizlere sizlere Kim Kim Kim...
Çerkesleri,tarihi toprakları Çerkesya'dan çıkarıp atmak üzere uygulamaya konan soykırım politikası,80 yıl şüren savaşlardan sonra nihayet Rusya'nın galbiyetiyle snlanmıştı.21 Mayıs 1864'de son Çerkeslerin de gözyaşlarıyla ayrıldığı vatan topraklarında artık sadece yanmış,yıkılmış köyler ve gömülmesine bile izin erilmeyen cesetlerin yanı başında zafer çığlıkları atan Rus askerleri kalmıştı.
Dili,kültürü yok edilen bir halkın,günümüze kadar dinmeyen gözyaşlarının başlangıcı olan tarih.
Ey ahali, ey insanlar dinleyin bu konuşanı
Kafkas dağları, vadileri Kafkas toprakları konuşuyor
21 mayıs bana büyük bir acının sürgünün yıl dönümünü hatırlatıyor önümüzdeki günlerde 143 yıl dönümüne şahit olacağımız büyük çerkes sürgünün yıl dönümüdür 21 mayıs gemilere bindirilip sürgüne gönderilen milyonlarca çerkesin acı günüdür ve biz o sürgünden sağ olarak anadolu topraklarına ulaştığımız için mutlu vede hüzünlüyüz...
Sürgün.
Kefken'de yatar Anadoluya ilk ayak basan atalarımızın bedenleri. Acıyla yoğrulmuş, üzerine ağıtlar yakılmış gündür bugün. Karadenizde batan gemilerin içinde ölen atalarımızın günüdür bugün. Her yıl anılır Kafkas muhacırları tarafından. Sizler onlara Çerkes dersiniz onlar kendilerine Adige'der. Anlatılması zordur belki şu ağıt hissettirir o gün yaşananların acısını yüreklerinizde.
İstanbul Yolu
Koşuyor arabalar yolculuk için
Geleceğim karanlık yanıyorum mazim için
Bu ne biçim adalet, bu ne biçim insanlık
Gidiyorum meçhüle geleceğim karanlık
Ne yazik ki İstanbul'a götürülüyorum
Kıvırcık saçlı kız kardeşim ağlıyor yanımda
Bir ateş alevlenmiş yanıyor ah kalbimde
Arkamda kanım canım sevgilim kalıyor dönüp bakamıyorum onlara
Yazık oldu bana, yazık oldu vatanımda geçirdiğim günlere
Ey ahali, ey insanlar dinleyin bu konuşanı
Kafkas dağları, vadileri Kafkas toprakları konuşuyor
O acılı günlerde rıhtımdan ayrılıyor dört nala gidiyorum
Üçüncü dağın eteğinde rastladığım atlı selam verirken gözlerinden akan yaşlar sakallarından dökülüyordu
Kızdım kendisine yakışır mı bir Çerkes gencine ağlamak diyordum
Genç üzgündü, ağlıyordu hüzünlüydü
Bana seninde ağlamana ancak bir kaç adım kaldı diyordu
Genç benim geldiğim tarafta doğru yoluna devam ederken bende yoluma koyuldum
Bir de ne göreyim ki! İçimi parçalayacak bir sahne
Canlarım kanlarım kardeşlerim kimileri ölü kimileri yarı ölü
Beş yüzün üzerinde telef olmuş kardeşlerim yatıyordu
Hele cansız bir annenin kucağında yatan çırpınan ağlayan inleyen çocuk
Açtı hastaydı sussuzdu, oda hayata yavaş yavaş gözlerini yumu verdi
Bense çaresizdim ne yapabilirdim ancak yamçımı onlara ölüm örtüsü yapabildim
O gün yemin ettim söz verdim kendi kendime vatanımı ölüm pahasınada olsa korumaya kalmaya
Ey insanlar soruyorum sizlere soruyorum Çerkesleri sevenlere Çerkesim diyenlere
Nasıl görücez bir birimizi, bir birimizden nasıl haber alıcaz
Kız kardeşlerimiz yabancılar tarafından kapışılırken yabancıların atlarının telkisinde gezdirilirken sizler bizler ne yaptık ne yaptınız
Ölülerinizin üzerine ağıtmı yaktınız yoksa ağlıyormuydunuz
Bizler bu acılara nasıl dayanacağız
Ah ne olucak bu milletin hali
Kim yardım edecek bizlere sizlere
Kim Kim Kim...