merkezinde olupta bişey hissetmediğim deprem günü..rüzgar esiyor sanmıştım sadece.. Dışarı çıktığımızda herkess bağarıyor ağlıyor koşuyor..kimisi kendini camdan atmış..kimisi bayılmış.. Sokaklar insan dolu... Kimisi af diliyor..vaat veriyor...Allahım bir daha... Gökyüzüne bakıyorum ateş parçası gibi kırmızıya yakın bir renkte ay var ya da başka bişey...Yıldızlar kayıyor hiç durmadan..çimlerde uyuduğumdan izledim hepsini.. ve o gece toprak kokusu ortalığı kaplamış..karanlık..acı çığlıklar
üniversite sınavını kazandığımı öğrendiğim atrih..çok fena yağmur yağıyordu..aynı zamanda uzaklarda çığlıklar feryatlar vardı..hayat...her şeye rağmen yaşınalası ve acımasız
17 Ağustos 1999 dan sonra biraz daha ciddiye almayı öğrendik, ama tamamen değil, sadece biraz daha olayın farkına vardık, şimdi biraz daha kontrollü binalar yapılmaya başlandı.
ilk aklımıza gelen deprem ama,suçlu olan deprem mi yoksa kağıt gibi yapılan konutlar mı? denetimsizliğimizi plansızlığımızı yani tüm suçu doğada bulmamız ne saçma.. İnşallah bi dahası olmazz..:(
Geride sadece yıkım ve acı bırakan felaketler, genellikle anımsanmak istenmez. Ancak 17 Ağustos, depremle yaşamayı öğrenebilmemiz içim bize sorumluluklarımızı sürekli hatırlatan bir tarih olmalıdır. Millet olarak, ülkemizin deprem kuşağında bulunduğu gerçeğini hiç unutmadan depreme her an hazırlıklı olmamız hayati önem taşımaktadır. Milletimizin benzer felaketleri bir daha yaşanmaması temennisiyle depremde hayatını kaybeden insanlarımıza bir kez daha Allah‘tan rahmet yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum.. 17 AĞUSTOS 1999'U UNUTMA! UNUTTURMA! ..
UNUTMADIK,UNUTMAYACAĞIZ,UNUTTURMAYACAĞIZ..! ZAMAN ALIŞMAYI ÖĞRETİR; UNUTMAYI ASLA.. .DOGMAK: BEYAZ OLMEK : SIYAH YASAMAK: SIYAH-BEYAZ
Ölüm Gelmişse
Bitmişse Kızıllıgını avuc avuc içtigimiz şafaklar Ögleler, ikindiler çoktan geçmisse Bir akşamüstü garipligi Sarmissa her yeri Güneş devrilmiş Renkler solmus Sesler kesilmisse Son kuşlar da geçip gitmişlerse ufuktan Ve çiçekler Bükmüsse boyunlarını dalgın dalgın Bil ki ölüm saati gelmiştir Senden uzak, kendimden uzak Tüm umutlardan ve her şeyden uzak Ben ölmüşümdür uzaklarda bir yerde Gövdesini kurtların oydugu Bir agaç gibi devrilmişimdir O ani sen bileceksin herkesten once Herkesten iyi sen anlıyacaksın Çaresizligini, yıkılmıslıgını Sevdigin adamın Ve seni nasıl sevdigini Duyacaksın derinden derine Belli belirsiz Bir gölge düşecek gözlerine Fakat aglamıyacaksın, aglamıyacaksın Sen tek gelinim, sen tek kadinim Sen guzelim, nazlım, bebegim Kadersizim sen Gülerken aglayanım, aglarken gülenim Varlıgım, nedenim, alınyazım benim Elbette aglamıyacaksın Cünkü sonsuzluklar Sonsuz sevenler içindir Cunku ölüm Sevmeyi ve ölmeyi bilenler içindir.
17 AĞUSTOS ÖYLE BİŞEYKİ BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ GİBİ BİŞEY.. AKŞAM VAR OLDUĞUNU BİLEREK UYUMAK VE SABAHINA ACABA HALA VARMI YOKSA ARTIK YOKMU GİBİ BİŞEY ARKASINDAN SU DÖKÜP UĞURLADIĞIN EN KIYMETLİ VARLIĞI ACABA YAŞIYORMU VE SU GİBİ DÖNEBİLECEK Mİ DİYE KARA KARA DÜŞÜNMEK 17 AĞUSTOS..BABALAR GÜNÜNDE ARTIK ÖPECEK BİR EL OLACAK MI DİYE AĞLAMAK,ASKERE GİTTİĞİNDE SIRTINI SIVAZLAYIP GÜLE GÜLE OĞLUM DİYECEK BİRİNİN OLUP OLMADIĞINI BİLE BİLMEMEK 17 AĞUSTOS..HER BAYRAM SABAHINDA YA BERABER CAMİYE GİTMEK YADA TEK BAŞINA ONU MEZARINDA ZİYARET ETMEK 17 AĞUSTOS..ONU SORANLARA ŞİMDİ GELİR YERİNE RAHAT RAHAT UYUYOR DEMEK GÖZLERİNİN YAŞI İLE,DARDA KALDIĞINDA SARILACAK BİR KUCAK YERİNE TOPRAĞINA SU SERPMEK YAZ SICAĞINDA.ONDAN ÖĞRENDİĞİN ŞEYLERİ UYGULARKEN ''KEŞKE O DA YANIMDA OLSAYDI ELİMDEN TUTSAYDI'' DEMEK 17 AĞUSTOS.HERŞEYİN ÖTESİNDE CANINDAN BİR PARÇANIN SANİYELER SONRA ARTIK HAK DÜNYASINDA OLMASI DEMEK, BİR ÇOCUĞUN ARTIK BABASIZ OLMASI DEMEK...KOCA BİR ÇINARIN DEVRİLMESİ GİBİ ÜZERİNE KOCA BİR DÜNYANIN YIKILMASI DEMEK 17 AĞUSTOS..CANINDAN BİR PARÇANIN GİTMESİ EBEDİYEN, HAYATIMIN EN BÜYÜK HAYALKIRIKLIĞI DEMEK 17 AĞUSTOS.NİCE MUSTAFA YİĞİTBAŞ'LARIN HAKKIN ADALETİ İLE BU DÜNYADAN GÖÇMESİ DEMEK..BABASINI ÇOK ÖZLEYEN BİR EVLAT DEMEK 17 AĞUSTOS ALİ KEMAL YİĞİTBAŞ
hayatımda yaşadığım en korkunç olaydı! ! enkaz altında birinin seni bulmasın beklerken daha önce hiç deprem geçirmediğim için ne olduğunuda anlamaya çalışıyorum.ama acıdan we korkudan başka bişey hissetmiyorum.çıktığımda ise sanki yeniden doğmuş gibi oldum ışığı görmeyi havayı solumayı bu kadar özliceğimi tahimn etmemiştim
o gece depremi hiç hissetmemiştim, yatağımda mışıl mışıl uyuyodm... sabah uyandığımda tüm televizyonlarda yıkılmış evler vardı... 'sesimi duyan var mı ' sorusu hala kulaklarımda... (bakınız: gece, deprem, soru, arda, televizyon, sabah, hala, onlar, vizyon, kulak)
O kadar öldüm,
O kadar öldüm ki,
Tam "1999" kez.
Ne çığlığımı duyan oldu,
Ne cesedimi bulan!
Orada birileri olmalıydı.
Olmasaydı,yaşanmasaydı ya bu bayram bu kadar koyu mavi olmazdı ve daha kalabalık yaşardım bayramı...Eksildi her şey...Her şey 45 saniyede bitti...
eksik bir şey var...
merkezinde olupta bişey hissetmediğim deprem günü..rüzgar esiyor sanmıştım sadece..
Dışarı çıktığımızda herkess bağarıyor ağlıyor koşuyor..kimisi kendini camdan atmış..kimisi bayılmış..
Sokaklar insan dolu...
Kimisi af diliyor..vaat veriyor...Allahım bir daha...
Gökyüzüne bakıyorum ateş parçası gibi kırmızıya yakın bir renkte ay var ya da başka bişey...Yıldızlar kayıyor hiç durmadan..çimlerde uyuduğumdan izledim hepsini..
ve o gece toprak kokusu ortalığı kaplamış..karanlık..acı çığlıklar
felaket,aci,yüregi yanan insanlar,
matem ve yaz demek.......
bütün insanlara o gün kayip etikleri sevdigikleri
insanlara allah sabir versin.....
üniversite sınavını kazandığımı öğrendiğim atrih..çok fena yağmur yağıyordu..aynı zamanda uzaklarda çığlıklar feryatlar vardı..hayat...her şeye rağmen yaşınalası ve acımasız
felaketin yılı
17 Ağustos 1999 dan sonra biraz daha ciddiye almayı öğrendik,
ama tamamen değil, sadece biraz daha olayın farkına vardık, şimdi biraz daha kontrollü binalar yapılmaya başlandı.
17 Ağustos 1999 tarihi gösterdi ki;
Mimar Sinan'ın torunları ona layık değiller.
ilk aklımıza gelen deprem ama,suçlu olan deprem mi yoksa kağıt gibi yapılan konutlar mı? denetimsizliğimizi plansızlığımızı yani tüm suçu doğada bulmamız ne saçma.. İnşallah bi dahası olmazz..:(
Kutlama yapmakta zorluk çektiğimiz gün. (Aynı zamanda ablamın doğum günü.) :S
Geride sadece yıkım ve acı bırakan felaketler, genellikle anımsanmak istenmez. Ancak 17 Ağustos, depremle yaşamayı öğrenebilmemiz içim bize sorumluluklarımızı sürekli hatırlatan bir tarih olmalıdır. Millet olarak, ülkemizin deprem kuşağında bulunduğu gerçeğini hiç unutmadan depreme her an hazırlıklı olmamız hayati önem taşımaktadır. Milletimizin benzer felaketleri bir daha yaşanmaması temennisiyle depremde hayatını kaybeden insanlarımıza bir kez daha Allah‘tan rahmet yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum.. 17 AĞUSTOS 1999'U UNUTMA! UNUTTURMA! ..
Çınarcık Günlüğünden seçmeler...
ne diyordu 10 yıl önce saat 12 de fuar sahnesindeki güzel şarkıcı.
kolay olmayacak elbet üzüleceğim
mutlaka bir iz bırakacak...
Bu depremlerin bitme ihtimali yok madem,
neden 5 lik depremde yıkılan konutlar yapıyoruz ki?
Hemde Mimar Sinanın torunları olan bizler.
Yazıklar olsun sağlıksız konut yaparak onbinlerin ölümüne zemin hazırlayan aç gözlü müteahitler.
o gece kelimei şahadet getirip 1 yaşındaki kızımın üstüne kapanmıştım,
Gölcük'ümün, enkaz altında inleyen ailelerin, benim ve çevremdeki herkesin maddi manevi darmadağın olduğu ve benim için unutulması imkansız TEK gün!
17 Ağustos 1999 tarihi gösterdi ki;
Mimar Sinan'ın torunları ona layık değiller.
UNUTMADIK,UNUTMAYACAĞIZ,UNUTTURMAYACAĞIZ..!
ZAMAN ALIŞMAYI ÖĞRETİR; UNUTMAYI ASLA..
.DOGMAK: BEYAZ
OLMEK : SIYAH
YASAMAK: SIYAH-BEYAZ
Ölüm Gelmişse
Bitmişse
Kızıllıgını avuc avuc içtigimiz şafaklar
Ögleler, ikindiler çoktan geçmisse
Bir akşamüstü garipligi
Sarmissa her yeri
Güneş devrilmiş
Renkler solmus
Sesler kesilmisse
Son kuşlar da geçip gitmişlerse ufuktan
Ve çiçekler
Bükmüsse boyunlarını dalgın dalgın
Bil ki ölüm saati gelmiştir
Senden uzak, kendimden uzak
Tüm umutlardan ve her şeyden uzak
Ben ölmüşümdür uzaklarda bir yerde
Gövdesini kurtların oydugu
Bir agaç gibi devrilmişimdir
O ani sen bileceksin herkesten once
Herkesten iyi sen anlıyacaksın
Çaresizligini, yıkılmıslıgını
Sevdigin adamın
Ve seni nasıl sevdigini
Duyacaksın derinden derine
Belli belirsiz
Bir gölge düşecek gözlerine
Fakat aglamıyacaksın, aglamıyacaksın
Sen tek gelinim, sen tek kadinim
Sen guzelim, nazlım, bebegim
Kadersizim sen
Gülerken aglayanım, aglarken gülenim
Varlıgım, nedenim, alınyazım benim
Elbette aglamıyacaksın
Cünkü sonsuzluklar
Sonsuz sevenler içindir
Cunku ölüm
Sevmeyi ve ölmeyi bilenler içindir.
Ümit Yaşar Oğuzcan
korkunç sesi hatırlıyorum..sarsıntıdan ziyade beni en çok etkileyen deprem anındaki korkunç sesti..rabbim tekrar yaşatmaz inşallah..
YÜREKLERİN AĞZA GELDİĞİ AN VARYA İŞTE O AN...BEKLENMEDEN GELEN BİR YOLCU GİBİ...17 AĞUSTOS BİR İMTİHAN.....
depremin 8.yılı. hala unutmadık
asla unutulmaması gereken Türkiye'nin hem acısı hem yarası hem karasıdır..
karası olmayı da mütaİtler, önlem almayan kuruluşlar vs. neden olmuştur.
hiç olmazsa unutmayıp bi daa gelicek olan felakete hazırlanmak gereklidir.
kısık sesle best of orhan, açık camlar, derece 28 saat 3, bardakta az votka...
17 AĞUSTOS ÖYLE BİŞEYKİ BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ GİBİ BİŞEY.. AKŞAM VAR OLDUĞUNU BİLEREK UYUMAK VE SABAHINA ACABA HALA VARMI YOKSA ARTIK YOKMU GİBİ BİŞEY ARKASINDAN SU DÖKÜP UĞURLADIĞIN EN KIYMETLİ VARLIĞI ACABA YAŞIYORMU VE SU GİBİ DÖNEBİLECEK Mİ DİYE KARA KARA DÜŞÜNMEK 17 AĞUSTOS..BABALAR GÜNÜNDE ARTIK ÖPECEK BİR EL OLACAK MI DİYE AĞLAMAK,ASKERE GİTTİĞİNDE SIRTINI SIVAZLAYIP GÜLE GÜLE OĞLUM DİYECEK BİRİNİN OLUP OLMADIĞINI BİLE BİLMEMEK 17 AĞUSTOS..HER BAYRAM SABAHINDA YA BERABER CAMİYE GİTMEK YADA TEK BAŞINA ONU MEZARINDA ZİYARET ETMEK 17 AĞUSTOS..ONU SORANLARA ŞİMDİ GELİR YERİNE RAHAT RAHAT UYUYOR DEMEK GÖZLERİNİN YAŞI İLE,DARDA KALDIĞINDA SARILACAK BİR KUCAK YERİNE TOPRAĞINA SU SERPMEK YAZ SICAĞINDA.ONDAN ÖĞRENDİĞİN ŞEYLERİ UYGULARKEN ''KEŞKE O DA YANIMDA OLSAYDI ELİMDEN TUTSAYDI'' DEMEK 17 AĞUSTOS.HERŞEYİN ÖTESİNDE CANINDAN BİR PARÇANIN SANİYELER SONRA ARTIK HAK DÜNYASINDA OLMASI DEMEK, BİR ÇOCUĞUN ARTIK BABASIZ OLMASI DEMEK...KOCA BİR ÇINARIN DEVRİLMESİ GİBİ ÜZERİNE KOCA BİR DÜNYANIN YIKILMASI DEMEK 17 AĞUSTOS..CANINDAN BİR PARÇANIN GİTMESİ EBEDİYEN, HAYATIMIN EN BÜYÜK HAYALKIRIKLIĞI DEMEK 17 AĞUSTOS.NİCE MUSTAFA YİĞİTBAŞ'LARIN HAKKIN ADALETİ İLE BU DÜNYADAN GÖÇMESİ DEMEK..BABASINI ÇOK ÖZLEYEN BİR EVLAT DEMEK 17 AĞUSTOS
ALİ KEMAL YİĞİTBAŞ
18 agustosu gormekk gercekden guseldi..
hayatımda yaşadığım en korkunç olaydı! ! enkaz altında birinin seni bulmasın beklerken daha önce hiç deprem geçirmediğim için ne olduğunuda anlamaya çalışıyorum.ama acıdan we korkudan başka bişey hissetmiyorum.çıktığımda ise sanki yeniden doğmuş gibi oldum ışığı görmeyi havayı solumayı bu kadar özliceğimi tahimn etmemiştim
o gece depremi hiç hissetmemiştim, yatağımda mışıl mışıl uyuyodm...
sabah uyandığımda tüm televizyonlarda yıkılmış evler vardı...
'sesimi duyan var mı ' sorusu hala kulaklarımda...
(bakınız: gece, deprem, soru, arda, televizyon, sabah, hala, onlar, vizyon, kulak)
tam bi faciadı allah kimseye bi daha yaşatmasın
canim yurdum insaninin hazirliksiz yakalandigi,binlercesinin öldügü,tarihi duydugumda bile kulaklarimda´sesimi duyan varmiiii´nin yankilandigi,gözlerimde yaslar biriktiren olmaz olasina acili gün,bi daha yasamamasi dilegiyle...