Kültür Sanat Edebiyat Şiir

12 eylül sizce ne demek, 12 eylül size neyi çağrıştırıyor?

12 eylül terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Toygun Dogan
    Toygun Dogan

    Ece Temelkuran Kıyıdan
    Bana iyi bak general! 13 Eylül Pazar 2009

    12 Eylül darbesinin idam ettiği ve 25 yıl boyunca mezarı bulunamayan Veysel Güney üzerine Ethem Dinçer’in 6.9. 2009 tarihinde Radikal-2’de yayımlanmış ‘Beni hatırladın mı general? ’ yazısına devam olarak...
    Bana bak general! Yüzüme iyi bak! Çünkü general, benim çocuğum da bana benzeyecek. Aklında tut yüzümü.
    Aklında tut, çünkü general, er ya da geç senin torunun, benim çocuklarımdan özür dileyecek. Sen torununa hesabını vermediğin cinayetleri miras bırakıyorsun.
    Torunun senin gibi olmayacak general. Ama benim çocuğum aynı bana benzeyecek.

    Torunun general...
    Senin torunun general, senin yaptıklarını benim yazdıklarımdan öğrenecek. Alman çocuklar Yahudilerden nasıl özür diliyorsa her gün, şimdi, senin torunun da, hiç işlemediği günahlar için, benim çocuklarımdan özür dileyecek.
    Bana iyi bak general! Sen bu memleketin ümüğüne çöktüğünde ben sekiz yaşındaydım. Bir sabaha karşı annem ağladı. Babamın yüzü ihtiyarlamıştı o sabah. Ben böyle bildim senin ne mal olduğunu. Ben o sabahı unutmam general. Kitaplar okudum, hikâyeler dinledim. Sen, suçlarınla başka bir ülke, günahlarınla başka bir insan yaratmak istedin. Ama bak işte, ben olmadım. Ben general, sana karşı kazanılmış bir zaferim. İşte burada yazıyorum. Bana iyi bak general! Çünkü bu memlekette benden çok var.

    Zalimleri hecele...
    Bana bak general! Sen darağaçlarını kurduğunda ve Kürtleri Diyarbakır Cezaevi’nde ‘Co’ adlı bir ite selam durdurduğunda ben, dokuz yaşındaydım. Sen yazdırmadın, konuşturmadın, senin gibilere memleketi suspus selam durdurdun, unutturdun. Ama şu işe bak ki general, ezberden sayabilirim hepinizin adını, soyadını. Bana iyi bak general! Çünkü benim çocuğum da bana benzeyecek. Tıpkı benim gibi olacak o da; okumayı zalimlerin adlarını heceleyerek sökecek.

    Böyle bir ülke...
    Söylesene general, ben niye Commer’in ismini biliyorum? Co’yu neden bilmeliyim ben? Kaç kadına copla tecavüz edildiğini, insanların foseptik çukurlarında bekletildiğini, Mamak’ta başlarından aşağıya boşaltılan suyla ayakları buzlu zemine yapışmasın diye zıplayan çıplak adamları niye bilmeliyim? Bi’ deyiversene general, babasının çocuğuna tecavüze zorlandığını niye öğrenmeliydim? İdam sehpalarında adamların kendi taburelerine tekme attığı niye rüyama girmeliydi daha 16 yaşımdayken? Erdal Eren’in yüzü niye aklına kazınsın bir çocuğun daha 10 yaşında? Bütün bunlar olmamış gibi yapan bir ülkede yalan söylememeyi öğrenerek nasıl büyür bir çocuk bilir misin general? Nasıl okur, nasıl gazeteci olur?

    ‘Hayır duam’
    Ben sekiz yaşındaydım ve sen gelip bana böyle bir hayat verdin, böyle bir ülke, böyle insanlar. Zalimlerin isimlerini unutmamam gereken bir ömür verdin. General, sen beni, çocuklarıma bunları öğretmeye mecbur ettin.
    Bana bak general! İyi bak general. Adımı ezberle. İyi bak general. Çünkü benim çocuğum da bana benzeyecek.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    SU ÇÜRÜDÜ

    …Suyum,bir litrelik karton süt kutusu içinde.Yetmiş iki gün sakladığım…
    Bataklıktaki suyun de bir su yanı vardır.Kutuda kalan bir yudum su,bu bile değil artık.Küstü,öldürdü kendini su…Su çürüdü

    Adımdan gayrisini bilmiyorum.(Ahmet telli)

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    ahmet telli'nin 12 Eylül dönemi şiiri,Su Çürüdü'yü serbest bırakınız!

  • ´m e R n n`
    ´m e R n n`

    eşkiya dünyaya hükümdar olmaz
    derler avuturlar kendilerini
    oysa gerçekler katmerli acıdır
    katiller iktidarı gasp eder
    12 eylül ispatıdır bunun

  • Requiem For A Dreamm
    Requiem For A Dreamm

    'Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız,Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız...'


    Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
    Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
    Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
    Gittiler akşam olmadan ortalık karardı

    Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
    Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
    Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
    Geceler uzar hazırlık sonbahara...


    -Atilla İlhan-

  • Yesim Manolya
    Yesim Manolya

    Yaşanan vahşeti ile nerdeyse 30 yıl geçmesine rağmen hala izleri olan henüz özeleştirisi yapılmamış dönemin simge günü....

  • Serkan Arslan
    Serkan Arslan

    cehaletin en curetkar zamanlarindan biri

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    SU ÇÜRÜDÜ

    Bir böcek gibi antenlerimi gezdiriyorum bedenimde.Anahtar deliğinden sızan ölü ışıkta ellerime bakıyorum.Ellerim..Sanki bir kadının memelerini hiç okşamamış ellerim…Ne beyaz tenliyim artık ne esmer, ne de kara…Cüzamlının,vebalının bir rengi vardır.İrinin bir rangi…Ölünün bile bir rengi vardır ama derimin rengi yoktu.Belki çürüyen bir kentin rengiydi bu.Çürüyen dünyanın..

    Adımdan gayrisini bilmiyorum
    AHMET TELLİ

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    O iyi insanlar
    O güzel atlara bindiler
    Çekip gittiler.

    Yaşar Kemal

  • Nilüfer Aydemir
    Nilüfer Aydemir

    yaşanası bir ülke için

    yok yaşayanlar

    yok hatıralar..

  • Başak Baybars
    Başak Baybars

    12 eylülden bize yakılmış toprağa gömülmüş kitaplar, hiç yoluna öldürülmüş gencecik insanlar, darbeler, panzerler, polis copları, korkular, ve bir de sorgulamayan bir nesil kaldı. ne yazık!

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    12 Eylül 1980 darbesinde tam 39 ton gazete ve dergi imha edilmiştir...

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    12 Eylül sonrası Türkiye'sinde insanın hayatta,hapisane dışında ve de işinde kalabilmesinin en güvenli yolu ölüymüş gibi,hiç kimse değilmiş gibi yapmasıdır.

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    7 yaşında akşamları ürkerek perdelerin arkasından bakan bir çocuk.. Yani ben..

  • İsmail Öztürk
    İsmail Öztürk

    12 Eylül, Amerika'nın Türkiye'yi kaybetmemek için yaptığı bir harekettir. Yıl 1979 İran da Amerikan yanlısı Şah Muhammed Rıza Pehlevi halkın da coşkusuyla saltanattan düşürülüyor. Yerine yıllardır batıda sürgünde olan Ayetullah Humeyni geliyor. Ortadoğudaki en büyük karakolunu kaybeden Amerika, Türkiye'nin Sovyet tehlikesine açık olduğunu düşünerek düğmeye basar ve 12 Eylül günü Türkiye'de demokrasi bir kez daha ayaklar altına alınır. Aslında senaryoya bakacak olursak darbenin kimler tarafından yapıldığını yine anlarız. 11 Eylül günü akan kan darbe yapıldıktan sonra nasıl duruyor. Madem çatışmayı bitirebilecek bir istihbaratın var neden bu kadar olayın olmasına göz yumuyorsun... Neden bu kadar gencin ölümüne şahitlik ediyorsun... Evet darbe ortamı oluşturanlarla darbeyi yapan kişiler aynı. Ve biz hala 12 Eylül mimarlarını yargılayamıyorsak, bu anayasanın da ayıbı değil demokrasinin de... Bu bizlerin ayıbı...

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Bütün kötülüklerin anası 1980'dir.
    Ve ardından gelen yıllar!

    Haysiyetle yapılan sözleşme, yüreklerde bozulduktan sonradır ki...
    Toplum da büyük bir hızla bozuldu.
    O yüzden, insanlar o yıllardan kalan bir şarkıyı bile duysa, kendilerini kaybediyorlar.
    Çünkü hepsi biliyor...
    Kaybettiklerinin, bir daha asla kazanamayacak kadar değerli olduğunu...

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Asalet sıradandı, herkeste vardı.
    Zor okunan kitapları bile kolayca okurdu gençler.
    Kızların etekleri kısaydı, erkeklerin saçı uzun, ne fark eder.
    Kadının ruhuna bakılırdı, erkeğin kafasının içine.

    Ölüme kafa tutardı gençler, kimseyi lafa tutmazdı.
    Destansı öyküsü vardı her birinin.
    Gözaltına alındılar ama el üstünde gittiler mahşere.
    Herkes bir düşüncenin peşine takıldı.
    Oy karşılığı buzdolabının, bir torba kömürün peşine takılmadılar ya!

  • Limonî Erz
    Limonî Erz

    zavallı ölen insanlar

  • Yasemin Karakoç
    Yasemin Karakoç

    emperyalizimin ve kapitalizimin koynunda yatmak istemeyen tüm yiğitlere selam olsun...

  • Veysel Hasan Gül
    Veysel Hasan Gül

    12 eylül emperyalist düşüncelerin galip geldiği gündür.türkiye üzerinde kurulan tüm denklemlerin doğru çıktığı gündür.zararlı olan kim? yine biz.ister sağdan olsun ister soldan; tüm gençlerimizin heder olduğu gündür.

  • Mehmet Kavazak
    Mehmet Kavazak

    12 yaşındaydım....

  • Sen Ve Ben
    Sen Ve Ben

    Ben antalya merkezde askerdim inanın hiç kimseye kötü davranmadım aylarca postallarla yattık askerken dahi çok zorlandık hiç unutmuyorum yaşlı amcanın birisine kimlik sormadım diye bayagı dayak yemiştim

  • Zeynep Öztürk
    Zeynep Öztürk

    YOLUMUZ AYRILDI ÜÇE
    TOPRAK ZİNDAN VE SÜRGÜNE
    HAZANLI EYLÜL GÜNÜNE
    DİYECEĞİM ÇOKTUR BENİM

    FATİHALAR ŞEHİTLERİM
    ZİNDANLARDA YİĞİTLERİM
    ÖKSÜZLERİM YETİMLERİM
    SARACAĞIM ÇOKTUR BENİM

    GÜCÜM NEDİR BİLİNİRİM
    VATANA BORÇ VERİLİRİM
    BİR ÖLÜR BİN DİRİLİRİM
    GELECEĞİM ÇOKTUR BENİM...

    DURSUN ÖNKUZU'YU SAYGIYLA VE RAHMETLE ANIYORUZ..

  • Jiyan Sergoz
    Jiyan Sergoz

    faşist hareketin türkiyenin tarihine nefret,kin ve kanla yazdığı ve çocukların ıslığına sıkılan kurşunların günüdür

  • Dilan Aslan
    Dilan Aslan

    12 eylül bana hidir aslani hatirlatiyo ama onlar basi dik gittiler saygiyla aniyorum

  • Ahmet Mutlu Terzioglu
    Ahmet Mutlu Terzioglu

    hakedene hakettiğinin verildiği gündür...

  • Denız Altın
    Denız Altın

    keşke olmasaydı denilen faşist bir darbedir.Sanıyorum ki şu an hala 12 eylül adaleti ile yönetiliyoruz.unutmayın yök de 12 eylül ile birlik te geldi ve özgür üniversiteler tasfiye sürecine itilmeye başlandı.

  • Merve Bener
    Merve Bener

    'On yedi yaşında iken yaşı büyütülerek 12 Eylül cuntacıları tarafından asılan Erdal Eren'e ve diğerlerine...'
    Eylül 1981/Adana


    KEŞKEŞAN YILDIZLARI

    on iki eylülün
    sabık
    sanık
    zorba
    despot
    ümera
    diktatörleri

    zulümün
    kör
    ölümün
    dilsiz
    olduğu
    bir tombala
    oyununda
    kanlı elleriyle çektikleri
    kerte çentik'li
    kartlara onlar
    çıktılar

    tıpkı
    sürme gözlü
    alınları kına akıtmalı
    toklu
    kurbanlık
    koyunlar gibi

    netekim! ..
    onlar
    iki yanı keskin
    demir karbon alaşımlı
    pulat çelikten
    kılıçlarını
    melek renkli
    bir kelebeğin
    kanatlarında
    bilediler

    vahşet
    ve
    dehşete
    karşı
    balı alınmış petek
    kavala misali

    netekim! ..
    kanlı eylülün
    en
    kavuklu zebanisi'nin
    'asmayalım da besleyelim mi? '
    fetvasıyla
    özgürlük gemilerini
    iskelelere bağlayan
    palamar halatlardan
    biraz daha ince
    urganları
    cellatların ellerine verdiler

    ve...
    onlar sine'lerinde
    ölüm fermanları
    boyunlarında
    palamar örgülü
    urganlarıyla
    kutsal bir itidal'le
    karşıladılar ölümü

    netekim! ..
    sabaha karşı
    ezan'a eşit zamanlarda
    kelamı kadim okunurken
    rab'bine inananlar
    namaz'da kıyam'da iken
    asıyorlardı onları
    teker teker
    keşkeşan yıldızları altında
    eylül katreleri
    ölü bedenlerine düşerken

    Hasan Can BENER

    Not:Bu şiir 1981'de yazılmasına rağmen ilk defa yayınlanmıştır.

  • Selahattin Aykurt
    Selahattin Aykurt

    EYLÜLDE İSYAN GİBİ


    Sen betonlar içinde ben senin özleminde
    Sen yangınlar içinde ben mazlumun türküsünde
    Aydınlığı aradık karanlıklar içinde
    Sen dünün hasretinde ben yarınların derdinde.

    Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana,
    Bölünsek de, çözülsek de başkaldırdık zamana.

    Güneşte kavruluruz kıraç topraklar gibi
    Hazanda savruluruz serseri yapraklar gibi
    Yalnızlığı yaşarız geride kalan gibi
    Düşer düşer kalkarız her Eylül' e isyan gibi.

    Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana,
    Bölünsek de, çözülsek de başkaldırdık zamana.

    AHMET KAYA

  • Selahattin Aykurt
    Selahattin Aykurt

    KENAN EVREN Mİ ERDAL EREN Mİ YAŞIYOR? ..


    Darbe Karşıtı Platform tarafından Erdal Eren anısına düzenlenen etkinlikte, konuşan Erdal Eren’in mücadele ve hapishane arkadaşları; O’nun direngenliği, devrim inancı ve kararlı kişiliğini anlattılar.
    Darbe Karşıtı Platform tarafından Erdal Eren anısına düzenlenen etkinlikte, konuşan Erdal Eren’in mücadele ve hapishane arkadaşları; O’nun direngenliği, devrim inancı ve kararlı kişiliğini anlattılar. Eren’in yoldaşları; “Acaba şimdi Kenan Evren mi yaşıyor, yoksa Erdal Eren mi yaşıyor? ” diye sordular.
    Önceki akşam Ekin Sanat Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, üç opera sanatçısının Nurhak adlı şarkıyı okumasıyla başladı.
    Erdal Eren’in mücadele arkadaşı Meral Bekar, 27-28 Ağustos’a kadar Necdet Adalı ile aynı koğuşta kalan Erdal ile Mamak Cezaevi’nde karşılaşmalarını ve idam sonrasındaki gelişmeleri anlattı. Bekar, daha sonra cezaevindeyken kadınlar koğuşu tarafından Erdal için yazılan türküyü okudu.
    Ankara 78’liler Derneği Sekreteri İlyas Danyeli ise Erdal’ın devrim inancını çelikleştiren yetenekleri ile mücadele yerini aldığını dile getirerek, “Cellatların suratına karşı söylediği sözlerde, büyük bir devrimcinin eşsiz kişiliğini görürüz” dedi.
    ‘Çocuklar hala öldürülüyor’
    Erdal’ın cezaevinden arkadaşı Selahattin Deniz ise “Erdal Eren 13 Aralık 1980’de asıldı. Acaba şimdi Kenan Evren mi yaşıyor, yoksa Erdal Eren mi yaşıyor? Acaba Raci Tetik mi yoksa Erdal Eren mi yaşıyor? Deniz Gezmiş mi yaşıyor? Kim yaşıyor? Yaşamak nasıl tanımlanacak? ” sözleri, salondan alkışlarla karşılık buldu. Deniz, bu halka darbeyi reva görenlerin her gün onursuzca öldüklerini ama Erdal Eren’in bir kere ve onurluca yaşamını kaybettiğini ifade etti.
    Emek Partisi Ankara İl Yöneticisi İbrahim Akkaya da 12 Eylül düzeninin hala sürdüğünü belirtti.
    Eyüp’te anma
    Eyüp Emek Gençliği’nin yaptığı bir etkinliklErdal Eren’i andı. Gençler Erdal Eren’in mücadelesini daha ileriye taşıma sözü verdiler. Etkinlikte, Refhan Tümer Lisesi’nden bir öğrenci Erdal Eren’in hayatını anlattı. Şarküteri işçisi Fetih Doğru Erdal Eren için kendi yazdığı şiiri okudu. Emek Gençliği Merkez yöneticisi Mustafa Kahveci ise konuşmasında Erdal Eren’ın bugün parasız eğitim için mücadele edenlerin, sanayi sitelerinde insanca bir ücret için mücadele edenlerin şahsında yaşadığını söyledi. Lise öğrencilerinin yoğun olarak katıldığı etkinlik Şair Tevfik Taş’ın dia gösterimi eşliğinde yaptığı konuşma ile devam etti. Fotoğraflarla Eren’i var eden koşulları anlatan Tevfik Taş, “Erdal Eren’in 17 yaşında olması üzerine sürekli vurgu yapılır. Yaşı büyük olsa hak etmiş miydi asılmayı? ” diyerek idamın hukuksuzluğuna vurgu yaptı. (Ankara-İstanbul/EVRENSEL)




    günlük
    ..EVRENSEL GAZETESİ



    WWW.EVRENSEL.NET