bilmediğim bir şeyi
bilir misin
mesela hayatın akışına
mezar kazar mısın
doğrusu cesaret ister
Kesik kollar görüyorum avuçları gök yüzüne açık dua eder gibiler
Her an birileri terk ediyor odaları kapıları pazarları her an birileri terk ediyor kaldırımları tamir görmüş merdivenleri senleri benleri
ve selam veriyorlar sürekli dalgıç kuşları gibi kokuyorlar yalnızlıkları sabahları torbalarında hileli ekmekleri
her sabah çekiyorum çelik dış kapıyı dönüp dönmeyeceğim belirsiz sabah mahmurluğum
kot pantolonum güneş kurutsun diye bıraktığım ıslak saçlarım fiks menü otobüs durakları otuz liralık altmış liralık kartlar gösterince düdük çalan ekranlar
ölsem kimsenin haberi olmayacak
benimkisi öyle bir yalnızlık
ölümcül
ağzı yok dili yok
içine bir sır bir mezar gibi
kilitli kapanık..
Dalga kıranın ucundaki fenerin zirvesine kondum
Yön verdim beni saklayan herkese
Kimini batırdım kimini kurtardım
Ve kimine de kararsız kaldım
Aldığım emirlerin özünde aşk vardı
Çok yandım...
Aklı başında her birey devleti fazla gıdıklamadığı sürece düşüncesini söylemekte ve yazmakta özgürdür.
Dünyadaki ideolojiler farklılıklar gösterdiği gibi sistemlerde aynı şekilde gösterir. Her ülkenin kendine göre uygulamaları yasakları
vardır.
Kafası biraz çalışan insansa çevresinde olan biteni çekilen nutukları tutulan veya tutulmayan sözleri aklında süzmeye başladığında adaleti ve kazancı düşündüğünde tarttığında ortada bir aksaklık olduğunu anladığında
ne kadar yakına gelirsen
ve ne kadar uzağa gidersen
sen aynısındır o değişmez
narin parmaklarının arasında
yemyeşildir damarlar
Böyle havalarda insan genelde firtına bekler. Çadırlar sallanır ağaçlar uğuldar yapraklar sağa sola uçuşur gök çatırdar ortalık kararır
ama bunların hiç biri olmadı. Önce ilk damlalar geldi sonra zararsız sicimler biraz kuvvetlendiler derken uzaklarda bir yerlerde şimşek çaktı
çok geçmedi sağanak başladı. İşte bu sağanak 10 dakika kadar sürdü.
Park eden arabaları bedavadan yıkadı kaldırımları yolları temizledi sonra sessizce bulutlarıyla beraber
dalga geçer gibi çekti gitti.
neşelendirirler kavak kargaları
nehir balıklarını sazlıkların diplerindeki
kuşları yumurtaları
hatta beni demlenirken dinlenirken
ve buhar olup bulutlara karışırken
seni kurcalamadan bozmadan düşünürken
ben de bekleyen pususuna alışmış bir sessizlik
görünüşüne göre evcil bir kedi
bakışı masum sevecen
arada bir dilini çıkarır
yalar saçımı
ensem gerilen dikenli tel gibi
ve bütün düşlerimin tamamı eksik
dava dosyalarında unutulan bir katile
benzesemde
yine de bir umudum var
varlığın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!