Güç
Reklamınıı çelikten dişleriyle uygular
Satanlar ve satılmışlar
Boyunlarını bükerler
Onlar yedisinde neyseler yetmişinde de aynı olacaklar
Olanlar oldu
Selam çakanlar şapka çıkaranlar
Divanda el pençe duranlar
Yaşamın soluğunu kesmek yetmedi
Kszımak daha hoştu
Tomayla askerle polisle
Kadınlar giderler ve geriye de dönmezler
Aşksa aşk gitmekse gitmek
Hissederler eksik bir şeylerin varlığını
Sen de ya da kendinde fark etmez
Kadınlar giderler hüzünleriyle
Göğsünden sırtından teninden sıyırıp alırlar
Yurdu ayakta tutan kolonların arasında tur atıyorum ve yalnızlığımı hayalimdeki tezgaha bırakıp söyle bakalım sana nasıl bir çerçeve yapayım oymalı mı oymasız mı Italyan mı anadolu mu yoksa yoksa ne dedi? Tüm iyi niyetimle seni düşünüyorum oysa sen ortada fol yok yumurta yok hemen tepki veriyorsun...Sana tepki vermiyorum sığ adamsın.
********
Bu çekim bitmeli.
Aysa ay güneşse güneş
efendi olup çekilip gitmeli
Suratımdan dūşen gemiler bile paramparça
Sen olmuşsun çok mu?
Ölüm ki kaçar oldu benden
Sen gitmişsin kalmışsın
artık bana ne
Orta vadeli programlar hazırlanıyor
Kısa orta ve uzun vadeli ptogramlar;halkı nasıl yapsak da kazıklasak oyalasak keselerimizi doldursak çareleridir aslında...
Bizanslı voyvada bile bu denli kelle uçurmadı
Hatta ünlü Drakula bile
Bu kadar kan emmedi...
Eriklerin patlamamış tohumlarını gagalıyor serçeler
Benimse tüylerim titriyor ütperiyor dudaklarım her öptüğünde
Dengelerim bozuluyor ah o kurduğum disiplinli dengelerim eğittiğim aşk diplomaya hak kazanan sen
Okuduğum her satıra böğüre böğüre boşalıyorum
Beyaz peçeteler harcıyorum senden ne kalmışsa geriye silip süpürüyorum izlerini
içinde biriktiriyorsun olanı ve olmayanı
ensende ay tutulmasına benzer bir sancı
fırtınalar zaman aşımına koşuyorlar
özgürlük tohumları ve onların piç çocukları
tilkilerden daha kurnazlar ve kartallardan da
fark edilmiyor tacizler kışkırtmalar saldırılar
vazelin kıvamında hissediyorum kalbimi
ölmek kendime sunduğum bir armağan
bana yağma
yağma bana tel kadayıf tadında
başlar içimdeki aşkın kanamalı sancısı
zaman zaman
sessiz bir koya dönüşürüm
sarı sazlıkların içine doğru
şah damarımdan çeker alırım
incitmeden ve kibarca
bir damla kırmızı gelinciği
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!