1902’de Çatalca'da doğdu. Babası, Düyun-u Umumiye memuru Halil Hilmi Bey idi. Ortaöğrenimini Vefa Lisesi'nde tamamladı. 1919 yılında Darülfünun Edebiyat Fakültesinde açılan sınavı kazanarak Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kaydoldu. Cenap Şahabettin, Fuad Köprülü, Ferit Kam, Yusuf Şerif, Yahya Kemal, Hüseyin Daniş gibi edebiyatçıların öğrencisi oldu.
İstanbul'un işgali üzerine okul geçici olarak kapatılınca milli mücadeleye katılmak üzere Ankara'ya geçti. Ankara Talimatgahı’nda zabıt vekili oldu, Anadolu Ajansı Siyasi servisi’nde çalıştı.
Milli mücadele bittikten sonra İstanbul’a dönerek yarım kalan eğitimine devam etti, 1924 yılında mezun oldu. Bir süre tekrar Anadolu Ajansı’nda ve özel okullarda çalıştı. 1929 yılından itibaren İzmir, Adana, Ankara illerinde pek çok lisede edebiyat öğretmenliği ve lise müdürlüğü yaptıktan sonra maarif müfettişi oldu.
1942-1946 yıllarında Yüksek Öğretim Genel Müdürlüğü yaptı. Ankara Üniversitesi DTCF’de Eski Türk Edebiyatı Profesörü olarak dersler verdi. 1959’da üniversitedeki görevinden emekli oldu. 18 Ağustos 1968 günü İstanbul’da hayatını kaybetti.
Necmettin Halil, yazın yaşamına aruz ölçüsünde şiirler yazarak başladı. İlk şiirleri Nedim dergisinde yayımlandı. Aruzu bırakıp hece ölçüsünde şiirler yazmaya başladığında şiirlerini Dergah ve Hayat dergilerinde yayımladı. Şiirlerini 1927’de ve 1933’de bastırdığı iki kitapta topladı. Aşk, doğa ve ulusal duygular ile ilgili şiirler yazdı. Son dönem şiirlerinde Yahya Kemal Beyatlı etkisi görülür.
İşleyen Yara adlı romanı, kitap olarak basılmamış ancak 1932 yılında Vakit Gazetesi’nde tefrika edilmiştir. Ortaokullar için dilbilgisi kitapları da hazırlamıştır.
Eserleri
Şiir
Çakıl Taşları (1927)
Bir Yudum Daha (1933)
Roman
İşleyen Yara (yayımlanmadı)
Kolejli Nereye (1977)
Diğer Kitapları
Dilbilgisi (1928) , 2 cilt
Dilbilgisi (1934)
Dilbilgisi (1943) , İlkokullar için
İzahlı Divan Şiiri Antolojisi (1940, 1946)
Namık Kemal’in Talim-i Edebiyatı Üzerine Bir Risalesi (1950)
Leyla ve Mecnun (1956) , Fuzuli’nin eserinin tenkidi
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
bu şiiri yıllardır bilmeme rağmen bu sene ki kadar etkilenmemiştim çanakkaleyi ve ordaki şehitlikleri gördükten söonra gerçekten yaşıyor insan orada