Her hangi bir günde, dalgın dalgın yürürken umutsuzca, yanından geçerken görmesende, önce kokusunu duyar hissedersin onun geçişini…. Hemen sonra gözler bakmak için kayar ona doğru bir tik gibi…. İster istemez çeker kendine doğru ve tekrar bakarsın….
Dostluğun başlayacaksa zaten elektrik dedikleri akım başlamıştır… Bu bakışlar ile başlar akımın şiddeti “- ya şimşek gibi çakıp patlarsın ya da şarj olursun- “… Bir süre bu şekilde devam edersin, şarjlı günler başlamıştır artık…
Tatlı sözler, güler yüzler gittikçe ısıtıcı sıcaklığıyla başlayan ' İlk Bakışlar '… Siz biz bitmiştir… Senle ben vardır artık… Günler geçtikçe o çılgın bakış iner gittikçe aşağı doğru daha derinlere…. Kalbinedeki derinliklerinin içine içine inmek istersin, ama inemezsin… Derinliğin dibini görüp bilemediğinden iner durursun, bir iç çekersin, sen onu o seni tanımadığından… Dibi sonu yoktur aslında… Ve efkârlanırsın oracıkta derinlerdeki diplere ulaşamayınca “ boş ver taş kalbim unut gitsin” der susarsın…
08 Mart Kadınlar Günü Anısına
Sakın üzülme, beni unutur diye,
Yar olandan hiç olur mu el bebeğim.
Senin gülüşündür bana en değerli hediye,
Güllerin solmasın bolca gül emi gülüm
Bazen ben değil, istemesem de farkında olmadan, içim ağlar, içimin gözlere yansımasıyla gözelerim ağlar gecenin bir yarısı, “ Hani derler ya gözler kalbin aynasıdır diye” ne gelmişse o an aklıma, bilmem, boncuk boncuk terlemiş gül misali süzüle süzüle akar yaş yanaklarımdan aşağı …. silmek, silmeye çalışmak çaresizliğin dayandığı en aciz olduğu vakittir.. o an, silsen incinip yaprakları dökülecek, silmesen solacak.....
Ahh lele ahh... O anı yaşayınca anlarsın, bitmeyen çaresizliğin sığamaz ne yere, ne göğe... Ne yaparsın ne edersin şaşırır kalırsın yarı uyanık yarı dalgın… koşmak istersin, kaçmak istersin! Ama beyhude en fazla yataktan kalkar camlardan bakar geri dönersin yatağa, en fazla kaçacağın bu kadardır.. sen de beş adım, ben deyim on… sağa sola döner de döner yastığın üzerinde kafan.. offf lele of... Yastığın taş.. yorganın çalı… döşeğin kar olur sanki... tekrar tekrar kalkar kapaklanıp düşersin de gidemezsin tek bir adım öteye...
Ah lele, ahhh bu ne büyük, ne dermansız acı... ilk bahar çiçekleri arasında solmak; yaz ortasında kavrulmak; son bahar rüzgarında savrulmak; kış ayazında donmak misali… Nasıl taşırım bu ayrılığı, nasıl dayanırsın bu aşk yarasına akıtsan da ömrünün tüm gözyaşlarını...... Delice vuran dakikaların önünde, geçmeyen gecenin içinde savrulursun da savrulursun; sırtını dayayacak duvar… ellerini koyacak yer… tutunacak dal bulamazsın.... O geceden itibaren bir boşluğa düşüştür başlayan girdapların en alçağına doğru kayıştır artık…. O girdap ki içine çekerde çeker seni…
Rabbim, bizde yolunda git gide dallansak
Secde edip ruhen nurun ile ballansak
Her yerde her zaman adın ile sallansak
Bu erdemi bu gücü bize de ver Allahım
Dostların dertlerine yalvarıp ağlasak
Gönlüme bir aşk resmi çizer misin
İlkbahar mevsimi olmasa da olur
Son bahar yaprakları dökülürken
Dere kenarında aşk şarabı içerken
İçime girip ruhuma seni çizer misin
Son gelişim, son gül verişim olsun,
uyurken yastığının üzerine bıraktığım,
hiç solmasın diye göğsümde taşıdığım
gözyşımla beslenen gül ile birlikte..
Bu son selamım son sarılışım olsun sana..
*** Boşunadır.. ***
** Her semaya el kaldırıp peş peşe ezberden sıraladığımız o değerli nur kelimler...
** Boşunadır el tutup, el vermediysek çırpınıp düşüp kalana...
** Karşılığı yoksa, yakarış ile dualarımız... Boşunadır....
Onu bu halde görenler ' zavallı bir sarhoş' diyordu ona…
Yapayalnızdı..
Yanında gölgesi, elinde bir şişe, sürüklenip gidiyordu, sokaklarda gizlice… Bazen kaldırımlarda, bazen eğer kendindeyse parkın tenha köşelerindeki banklardan birinde, sabahlıyordu.. Bazen de, evin yolunu hatırlarda evin kapısını açabilirse eğer eve girer girmez yıkıldığı yere sızıp kalıyordu… Onu bu halde görenler zavallı sarhoş diyordu ona…
Bu gecede bardan çıktı, dolaştı, dolaştı yorulmuştu.. Ve ev mi park mı dedi? Kendi kendine.. Bu gün ev olsun dedi, eve gitmek istedi. Sonra başını salladı hayır anlamında... Bu gecede gecenin zifirinde bardan çıkmıştı.. Tek başınaydı.. Mazisiyle baş başa kalıp vicdanıyla ruhunu rahatlatmak istiyordu..
Yürüyorum..
Vatan Bayrak Uğruna Ülkü yolunda
Ölüm sokaklarında
Namlu uçlarında
Kızıl elmaya
Turan sevdası ile tek vatan yapmak için
Her gün her an hasretiyle yandığım
Kadeh kadeh içip aşkına kandığım
Canımdan da üstün aziz saydığım
En tatlı aşımsın sen içine bandığım
Sen döküyorsun içime en güzel hazı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!