Necip Küçük Şiirleri - Şair Necip Küçük

Necip Küçük

Yürüyorum..
Vatan Bayrak Uğruna Ülkü yolunda
Ölüm sokaklarında
Namlu uçlarında
Kızıl elmaya
Turan sevdası ile tek vatan yapmak için

Devamını Oku
Necip Küçük

Her gün her an hasretiyle yandığım
Kadeh kadeh içip aşkına kandığım
Canımdan da üstün aziz saydığım
En tatlı aşımsın sen içine bandığım

Sen döküyorsun içime en güzel hazı

Devamını Oku
Necip Küçük

Onu bu halde görenler ' zavallı bir sarhoş' diyordu ona…

Yapayalnızdı..
Yanında gölgesi, elinde bir şişe, sürüklenip gidiyordu, sokaklarda gizlice… Bazen kaldırımlarda, bazen eğer kendindeyse parkın tenha köşelerindeki banklardan birinde, sabahlıyordu.. Bazen de, evin yolunu hatırlarda evin kapısını açabilirse eğer eve girer girmez yıkıldığı yere sızıp kalıyordu… Onu bu halde görenler zavallı sarhoş diyordu ona…

Bu gecede bardan çıktı, dolaştı, dolaştı yorulmuştu.. Ve ev mi park mı dedi? Kendi kendine.. Bu gün ev olsun dedi, eve gitmek istedi. Sonra başını salladı hayır anlamında... Bu gecede gecenin zifirinde bardan çıkmıştı.. Tek başınaydı.. Mazisiyle baş başa kalıp vicdanıyla ruhunu rahatlatmak istiyordu..

Devamını Oku
Necip Küçük

Kültürüm, örfüm, adaletim bir nizamdır,
Geçmişe sahip çıkıyorsam bundan sana ne.?
Uyruğum Türk, dinim İslam, imanım ise tamdır,
Rab ile Peyganberi bilyorsam, bundan sana ne?

Kul olmak, benim varlık sebebim, sen beni bırak,

Devamını Oku
Necip Küçük

Aklıma sen geldin
o günkü hayalinle
hiç mi hiç, çaktırmadan
geldiğin saat, geldiğin an,
hala aynı o gün gibi...

Devamını Oku
Necip Küçük

Çalarlar çırparlar ortada gezerler
Gariban olanlar ise ceza çekerler
Karşı durmadıkça böyle giderler
Çalıp çırpanı sevene isyanım var

Hırsızı korur o ondan da hırsız

Devamını Oku
Necip Küçük

İçimden geldiği gibi duygularım…
Kağıtlara işlerim nakış nakış seni
Bazen çiçek bazen böcek çizerim..
Çizen kalem bırak da kalem utansın..!

Sana yanar içten içe bu yüreğim

Devamını Oku
Necip Küçük

Avşar Yörükler; Horozların ötüşüyle veya sabah ezanıyla erkenden uyanır.. Bir Avşar Yörük köyünde yaşıyorsanız, evinizin gezdirmesine, sekisine, (balkon) veya dam başına çıkar, yüksek yada yaylalara kurulmuş oba çadırlarından birinde yaşıyorsanız şöyle etrafa iyice bir bakarsanız..
Öbek, öbek irili ufaklı kerpiçten yapılmış evlerin veya çadırlarının, önünden, yanından hatta arkasından, koşanları, elinde değnek, hayvanlarını, yaylıma giden sürüye katmak için çabalayan babaları, elinde helkesi, maşrapası koyun sağmaya giden Avşar yörük kızlarını, elinde testisi çobana su götüren bebeleri, dam gölgesine otrmuş kirmen, iğ eğiren nene ve ebeleri, kışa yakacak yapmak için elinde kova, hayvan sürülerinin arkasında tezek yapmak için dışkı toplayan anaları, çelik çomak oynayan, tavukları kovalayan, koçları toslatmak için kızdıran, köpekleri boğuşturan, güreş yapan çocukları görürsünüz..

Avşarlara göre yüce dağlar dolaşıp aşmak yiğitliktir... Avşarlar içinden vatan kuran, vatan kurtaran koç yiğitler, efeler zeybekler, kızanlar çıkmıştır ve çıkmaya da devam etmektedir.. Avşar yörük obalarında tarih boyunca Avşarlar asker sayılırlardı. Türk Milletinin özünde hep varlardı. Asker doğup, Asker ölmeleri başka deyişle ' at üstünde doğup at üstünde ölmeleri ' Avşar için doğal bir şeydi.. Onun içindir ki düşmanlar dağlarda yaşayan bu boy için kendilerini savunmak ve korumak için kale ve yerleşim yerlerini de yükseklere yapmış ve yüksek surlarla çevirmişlerdir.. Dağlara hakim olan ve dağlarda yaşayan Avşarlara ne dağlar, ne tepeler, nede ovalar dayanırdı. Bu nedenle tarih hep böyle yazılmıştı, dağlara hakim olan Türk ordusu zaten savaşları kazanmış sayılırdı.. Bunun nedeni de ordunun öncüleri, akıncıları, uç askerleri, alperenleri, dağlarda yaşamasını iyi bilen Avşarların Yörüklerin gözü pek yağız delikanlılarından seçilirdi.

Bazı günlerde ise güneş yükselince iyice uyanır daha yüksek dağları görür oraları daha çok merak eder, doruklarına çıkmak için can atarsınız ve oralara özlem duyarsınız. Dağları, ovadaki yeşillikleri, gökyüzünde süzülerek dans eden bulutları, cilveleşen kuşları, fısıldayan rüzgarları, kanat çırparak vızıldayan, yürüyerek giden böcekleri hep bir arada görünce geçmişi ve geleceği hayal eder, derinden bir iç çekersiniz... Bu güzellikleri hele ilk defa görüyorsanız, dünyayı yeniden keşfetmiş gibi olursunuz. Hal bu ki Avşar obası insanları bu güzellikleri devamlı iç içe yaşıyor, yurdundan uzak kalınca da benim gibi sitem edip, surat asıp, şiirlere, yazılara, Türkülere dökersiniz....

Devamını Oku
Necip Küçük

Başı boş dolaşan sokak hayvanları gibiydi ipini koparmış oradan oraya savrulan ruhum……

Kaç gündür özlemine susamış aç kalmış ruhumu ruhunla doyurman için bu günde sana gelmek istiyorum gecenin zifirinde… Yanın boş mudur…. Bu zifiri günde kabul eder misin beni… Özgürlüğümü o güzel kalp kafesinin içine mahkum eder misin…

Senin o aşk mapusuna mahkum olmak istiyorum…. Sevginle bağla beni….. Bana o tatlı zincir acılığını veren aşk zincirinle prangana vur beni… Öyle doyur ki beni mapusluğuna sıkıldıkça mahkûmun olayım…

Devamını Oku
Necip Küçük

Bizim İtle köpekle yoktur işimiz.
Yiğit oğlu yiğide kurban olurum..
Topunuza bedeldir her birimiz.
Doğuran anasına kurban olurum..

Hainlik yaptılar adına açılım denildi.

Devamını Oku