nasıl da nazlanırsın
gizlene saklana
utana sıkıla
suç işlercesine
aklana paklana
bizim kuşaktı
yirmisinde yüreği
aydınlatmacı
öğretmen emeklisi
çevreye duyarlı
baraj altında kalan
güzellikler gibiydi
duygular
orada olduğunu bildiğin halde
ulaşamadığın
kaybolmamasına çaba sarf ettiğin
öyle görünüyor ki
hiçbir koşulda
kötülükler silinemeyecek yeryüzünden
her gün
akıllara durgunluk veren
bir başka versiyonu
ama yalan ama dolan
dünyalığınızı yaptınız beyler
aksırıncaya tıksırıncaya kadar
din adına dindar gibi
şayet inanıyorsanız
Rumeli Hisarı
Yıldız Parkında ilk elini tutmuştum
duygu sarhoşluğu ile
Emirgan’da gezdik seninle, uyurgezer gibi
hiçbir köşk, yüreğinden güzel değildi
Martılara Konuk Olurduk
sana ulaşmanın bir yolu
125 numaralı otobüsle karayolu
biri de Kadıköy vapurundan geçerdi
yürüyüş yolumuz ve Haydarpaşa’da
Çapa
okulumun semti gençliğimin
bahçesi, sandalyesi, kanepeleri, klinikleri
cafe Ümit, ortopedi kantini mekânlarımızdı
en yoğun tartışmaların merkezi, yemekhanenin altı öğrenci kantini ve kavgası ile
kurallar değişip
bir ara verilse ömre
devre arası misali
hazırlanmak için ikinci yarıya
mutlu olur muydun
umutlu
Afrikalı çocuk gibi
aç olduğumda
besledin sütünle
ekmeğinle
doyurdun anne
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!