çoğunlukla kocasız üç çocukla dağ başında
sabahtan akşama kadar çalışarak fasılasız
bir de çocukları büyütmek, sevgi verip
feleğin ağır yükünü sırtlanarak
feda edip kendini, yoğunlaşarak çocuklara
laf kalabalığında
satır arasında
köşe bucak karanlıklarda
kapı arkasında
kuytularda
gizli saklı değil
bağdaş kurmadan
yoksulluğa
devam edebilmek
kaldığı yerden
kalkarak ayağa
Haziran’da öldü
üç büyük usta
Nazım, Ahmet Arif, Orhan Kemal,
içim parçalanır, esin kaynaklarıma
her kiraz ayında, haziran.
içine tükürülen sanatın
ucube heykelleri, yıkılan
cezalandırılan sanatçıları, yakılan
“monşer “diplomatların
şeyini şey ettiğimin şeylerinin
çapulcuların,ayyaşların
akıl beyinden doğar,
güneş gibi, her gün
ve yeniden,parlayarak.
karanlık güneşten korkar, saklanarak
oysa,her karanlığın sonu aydınlıktır
ilk kez tanımıştım
menengiç kahvesini
kendine has kıvamı
ve kokusuyla
açıkçası tutmamıştım ilk seferde
nerden bilebirdim geçen yılın
sensizliğin habercisi olduğunu
suskunluğunun
sensizliğin arifesi
yaz bitimi
kış öncesi
azalınca güneş ışınları
soğumaya başlar hava
kısalınca günler
dayanamaz yaprak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!