Necdet Erem Şiirleri - Şair Necdet Erem

Kur-andan yayılan nurudur, gösteren küfrün çirkefini,
Sonsuz nurdan mahrum kalan, göremez ki hedefini.

Hayat fırtınalı deniz, bin cenaze her mevcinde,
Beşer saadeti arar, hayat denen seferinde.

Söz den tesir bekliyor iseniz,
muhatabınıza direkte ve dayatma yerine,
Dolaylı anlatma yolunu seçerek ikna etme yolunu tercih ediniz.

Doğrudan nasihat,
muhatabı suçluluk veya cahillik ile

İMANSIZ HAYAT,
SONU SIFIR OLAN DRAMATİK bir sahne oyunudur.

Geçmişi bilip geleceğini düşünen,
her işini anlamlı ve amaçlı yapan bir mahluk,
zorlu ve zorunlu hayatı sadece YOK olmak için yaşayamayacağına göre;

İbret al boş sanma, bunca hikmeti,
Gör artık, var eden, yüce kudreti.
Her şeyde göz kırpan, sonsuz rahmeti,
Bu hayat, sorgusuz sualsiz değil.

Zerreden küreye, onun sanatı,

Aşk denilen bir sır var, üç harfli bir tek hece,
Her gönülde koparır, fırtına gündüz gece.

Varlıklar aleminde, bir mıknatıs misali,
Güneşe rapt eylemiş, dünyayı ve hilali.

Aşk nedir?
Kim!
Kime!
Niye?
Nekadar?
Nereye kadar?

Satır, satır name, name yazsan da,
Huzur bulup, aşk balına bansan da,
Çiçek çiçek, kalp bağımda açsan da,
Gönlüm kırık, artık hayat zor gülüm.

Hasret bitip, düğün dernek kursakda,

Hayat garip bir yarış, sensin senin rakibin,
Ölüm denen derdin var, bulunmaz ki tabibin,
Yediğinden bir başka, inan yoktur nasibin,
Kaderden öteye bir yol, yoktur sakın arama.

Ne gelişin elinde, ne de buradan gidişin,

Ey Nefis! ..
Akıllı İnsana yakışan ve gereken,
Yüce Yaratıcısını sevmek ve O’ndan başka kimseden
korkmamakla beraber her işinde onun rızasını gözetmek olmalıdır.

Bunlar, Kalbin samimi çırpınışarı ile ilan olur.

İnsanlar dertlerini kendileri seçer,
gaflet ve tembellikleri ile belalara davetiye çıkarırlar.

Bütün bunları yaparken,
farkına varmasalar da maddi ve manevi bedelini öderler.