bir bıçak da sen at
bu şehir ve bu havada
doğan güneş
üstüme geliyor
kırpmadan gözlerini
göğün mavisi akardı
gözlerine içilesi
saçlarına sarısı
güneş’in.
kar beyazı yağardı
Kuşkularıma büyüdüm
O zaman yoktun
Çakıl fikirlerim yavan
Yumuşak saplanırdı
Çağlayan sesli yüreğime
boşa yürüdük onca yolu
oysa bilmeliydik
her yürüyüş ulaşmaz
mutlaka menziline
bölüyor gecelerimi gülüşlerin
onca bakış arasında
kıyılmadık can
üzülmedik gönül kalmadı
çıkınca yola kalınır
iki kalp arasında
yarınlarımızı ayırıp
hiç uğruna satmışız
geride ayrılık
bir ben kaldım
yılı aştı günler
alışılmıyor
Vur kalbime ellerini
Heyecanımdan soy
Tıkırtıları zayıf bir bisiklet
Pedalı gibi aheste
Yıldız kayışı gibi heybetli
Ve o kadar sessiz
zaman soldu bulvarlarda
sessiz baharın sıcaklığında
koparıp aldınız yüreğimi
düşüncelerim
rüzgarsız deniz havasında
sevgili dudağını ballandıran
incir dalına uzanan elim
ilk burda öptü cennetlik narı
ve yirmidört saatin
kendini sonsuz kere
döne döne yediğini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!