kör bir adam ile onu taşıyan kadının
ağır aksak yürüyüşleriyle gelmiştir
o en derinimize işleyen ilahi sesleri…
Sarmaşıklarla beraber getirmiştir tarih acılarını
Pencerelerden süzülen kağıt paralarla
Alkışlanan acılar…
sana mektup yolluyorum
bir güvercin aynı senin beyaz gelinliğinden süzülmüş
boynunda kıpkırmızı bir kurdele
aynı senin ince saf belindeki kurdele gibi
bir güvercin üzerinde bembeyaz tüllerden oluşan buket
sana mektup yolluyorum
Benim köyüm Balıkesir Karalı köydür
Barajı balıklı köydür.
Hoşmerimi kaburgasıyla ünlüdür
Kızların güzelliği her dilde türküdür.
Köyümün her yerinde yetişir
Hiç görmedim bu kadar zengin bir şehir
Dağ gibi yığılı atılmış
bir şehrin bu kadar yakın geçmişi…
alçak gönüllü bir hurdacıyım ben
nasılsa yetişir bana doğru düşen tohumlar…
Derin bir iç çekişle şunu söyledi çöplüğün kuyumcusu;
Ayağının tökezlediğini düşün,
Bir virgülün ucundan uzuncasına düştün,
Düştüğün yerde seni bekliyor…
Aydınlıklı
yaralı bir yüzle
ayna dediğin…
Paçalarından koskoca bir mevsim sıyrılırken
Karlar içinde bağırıyor ipince bir siyah
Çömelmiş yukarı doğru!
Elindeki kuru ekmek gibi
Hiçbir şey istemeden bakıyor
İnsanların yüzüne.
gülüşünde uzun unutuşlar
saklı adam esirliyordu
köşeleri kırılmaya yüz tutmuş
çiğil saçlı delikanlıları
sınırlarını ihlal ettiler güneşin
ne çok öldüler o yaşta
Zamanın içinde otağ kurup
Bağdaş durmuşlar
Geçen gemilerle işleri
Beklemelerde,diğer kaçgınları
Esir oldukları çağlardan
Öyle bir kar yağıyor ki
Kimsenin şiirine yağmaz
Sabahın körü
İşine mi ölüme mi giden
Yaşlılarla bekliyorum durakta
Hal var mı hal! diyor
beni gösterir
korkardım
korkardım
üşürdüm
üşürdüm
gözlerinden kaçardım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!