Ayrılığın suçları takvime yıkılırken;
Sensiz geçen zamana hesabı sormadık mı?
İzinsizce araya bu yıllar sokulurken,
Hep diz dize en tatlı demleri görmedik mi?
* * *
Yemyeşil yapraktık biz, işte böylece solduk;
Kanıma girdi ölüm, inanmadım yürekten;
Hayal gibi yaşadım, rüya gibi görüldüm.
Bir telli turna olup, uçamadım yüksekten
Namlu ucuna düştüm, ak göğsümden vuruldum.
* * *
Yüklendim göğe doğru, baharla sabah erken,
Kibrit tutuşturur, yanar çırası,
Ocaktaki köze kül sevdalanır.
Seraba karışmış yağmura hasret,
Yeşil vahalara çöl sevdalanır.
Zamanın girdabında, düşüm deniz mavisi,
Kalbinden sökülmesin, hasretimin çivisi,
Umut bu ya canlanır, bir esmerin sevisi,
Yıl kısalır an olur, gün vurulmaz sayıya.
Gün doğusundan gelir özlenen yeni rüzgâr,
Kapılarda tarih ve asırlar selam durur;
Yeni yurdun kalbine tohum döker bir çınar,
Rüzgârlar Rumeli’ne Türk muştusu uçurur.
* * *
Saban izleri tarla, tarla da harman oldu,
Bahçemde açışan yeşilce yaprak,
Baş koyacağım en asûde kucak,
Başaklar besleyen verimli toprak,
Tuzumdun, ekmektin, baldın, petektin.
* * * * *
Sevgi vadisinde çağlayan nehir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!