Şimdi bana kalan ihtiyar bir heybet
Sensizliğin her sayfasında yazdığım
o karanfil kokularıyla bezenmiş
Cümlelerimin dev sahiliği
Şimdi bana kalan sahte bir gülüş
Kendi dünyama hapsettim benliğimi
İç çekerken kırdım tüm kelimelerimi
Son bir defa diyerek yanılttım kendimi
Son enkazdı kalan sonsuz daimi
Aldırmayıp düşürdüm tek tek yıldızlarımı
Tamda şu an kalbimin kırıkları bir bir batıyor
Serçe gibi yüreğim inciniyor .
Yağmurun tınısını hissediyorum
Gözlerimi kapattığımda ruhum konuşuyor
Ayaklarım bedenimden ayrı bir memleket kuruyor .
Beni bu kalabalıkta kimse tanımıyor
Prangalarım ayağımda
Tut ki çıkayım şu dip kuyudan
Tut ki umudum olsun
beyaz güvercinler uçurayım
Tut ki karşı kıyım olsun
sevince , hasrete , gözyaşına ,
Bu kaçıncı yenilgi ya rabbi
Bu hangi günahımın tokadı
Bu gönül mülküne reva mı ?
Hangi gecemin sabahındayım ?
Bu nasıl kaçış ya rabbi
Yürüyorum ellerimde bıçak izleri
Dolaşıyorum ruhumda kanarken
Ağlıyorum cihanın en üst mertebesinde
Bir çift göz ve içimde düşman gizleri
Susuyorum bu avarelik içinde
Durdum ve hayret ettim
Gayesi neydi yaşamanın
Bir kuru et ve bir kuru kemik miydi ?
Yoksa bir gurur bir savaş veyahut bir kuşanma ?
Nedir bu telaş içinde bizi yorgun eyleyen ?
Bir yaz daha geçiyor ömrümden
Biraz toy bir sevinçle geçiyorum
Kelimelerimi serpiştiriyorum kurak topraklara
Büyüyüp şiir olun ey tohumlar !
Bir yaz akşamı havası huzuru var içimde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!