belkide esir bir şehirde özgürlük şarkıları söyleyen sokak çalgıcılarıydık seninle,
güftesi sen olan şarkıların naçizane yorumcusuydum bense...
Geceye sarıyorum bugün hasretlerimi,
Hazan mevsiminde kururken dudaklarım sensizlikten...
karanlık pinhanlarda aşık olmuştum...
penceremden vuran ışığın çizdiği siluetine...
Hiç bir yanın zaman kesildi mi senin de kardeş!
Akmayan,ilerlemeyen bir zaman...
Zifiri karanlıklar bastı sevdaları!
"Gel de al bütün kırgınlıkları "
Diyemiyorum ey sevgili!
Ruhumun nükteleri çalıyor gramofonda,
Zilzurna dökülüyor hayat parmak uçlarımda,
Adını veremiyorum,tanımlayamıyorum...
Yarım sevdalık yaşıyorum!
Mahur,yalnız,bedbin ebemkuşaklarında
Bir o kadar hodbin bir gönülle oysa...
Siz! yeşil’in çocukları,
Duyuyor musunuz sesimi?
Cemre düştü mü nisan akşamlarında pervasız gönüllere?
Perdeler kalktı mı tırsan kelebek kozalaklarından?
Geçmez deme meşe poyrazından!
Neme lazım, vurulurum sonra alnı çatımdan…
Bak Ankara sabah sabah yine hüzünle uyanmış,
mahmurlu gözlerinde ağlamaklı bir celse
zerbab üstüne düşmüş çiğ damlaları
Ankara sensiz geçen bir akşamın ardından,
bugün yine bulutlu yine ağlamaklı...
İlmek ilmek sabrı örmektedir bu genç adamın şiirleri! ! !
O sözler ki bazen yaralıdır,bazen de yas tutmuşlardır.
Hüzün bazen sarmaşık gibi sarar onları,
Bazen neşe dolar yüreklerine...
Bu genç adamın şiirleri mektup olur yare uzanır!
Kalemi dile gelir, konuşur!
Sevda türküleri yakarım adına,
Şamanist gecelerde ayin mumları yakılırken...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!