Yaşamak ne denli zor oldu bu kadar,
Yüzler ne zaman kir yuttu böylesine...
Çok oldu mu yitip giden Arifler,Necipler,Veliler...
Nasıl köreltildi böyle gönüller...
Söyleyin bana ey evliyalar,katipler!
şimdi sen yoksun ya,
kapatacak üstüme kapılarını bu şehir!
bütün tabelalar yönlerini şaşıracak
çıkmaz girdaplara tekabül edecek yokluğun
üstüme mesafeler çullanacak!
şimdi sen yoksun ya!
tacirim,
güneşi satarım geceye
umut bağlarım mehtabın saçlarına
öyle girdaplarla olmaz işim
gönül alırım,ömür veririm
ne de olsa ben bir tacirim...
bilir misin?
göz bebeklerimde susayan koyu mavi çizginin resminin çizildiği tuvale vuran yağmur damlasının çıkardığı esrarengiz senfoninin şiirini...
bak! gece yine yaprak döktü şafağa,
oysa ne kadar onurlu duruyordu dolunay...
Ne zaman her şeyi anlatmaya kalksam,o her şeyler bir şey oluveriyor.Sonra bir şeyler canımı sıkıyor,sıkıldıkça birkaç şey kalemimden dökülüyor.Geriye ardından bazı şeyler kalıyor.O bazı şeyler koltuklar ardındaki çay dökülmüş kağıdın üzerinde satırlara gizleniyor.İmgeler yalancı şahitlik ediyor.Noktalar kafasına göre her şeyi bitiriyor ve tam son derken virgüller hayata mahkum ediyor.Giderek büyüyor,büyüyerek gidiyor...Ardında nazımı nesre döküyor; adına seci diyor.Bir şeyler gizliden secde ediyor,bazısı yollar çiziyor mısralar arasına ve o yollardan sıyrılıp,yol alıp gidiyor...
Ne zaman tüm şeyi silmeye kalksam,geriye dönen kapılar kapanıyor.Mazi cellat kesiliyor,kesildikçe başlar kesileceği kadar kesiliyor kalemlerin.
Silgi hüküm sürecek! Ama yazmaya hüküm verecek,hiçbir şey silinmeyecek...
Her şey mantarlaşacak bir ekmek parçası gibi,üzerine salça niyetine kanlar sürülecek...''Her şey bitsin! '' derken bitecek...
kelimeler annesiydi!
önce yaşamayı öğretmişti ona,
sonra haykırmayı hümanist duyguları,
sonrada şiirler yazmayı...
kelimeleri vardi!
ve kelimeler hayat ağacıydı...
Bir piyano ezgisinde kaldı selam vermişliğimiz,
Ruhları çekildi notalar arasından ikimizin,
Sen bir güfte olamayacak kadar rutubetsizdin belki,
Belki ben nefesi yetmeyecek kadar hevessizdim sana,
Şemsiyeler tutmuşlardı hoyrat teller pas tutmasın diye,
Bilirdik pas tutacaktı sevdalar
Nerdesin yalnızlık?
Bak yine gece oldu,
Zifiri karanlıklar bastı burada aşkları,
Ve uzaklarda güneş selamladı başka sevdaları...
Nerdesin yalnızlık?
açtım ellerimi,
külahıma senden bir şeyler koy
turkuazlar yeşilimi çalsın gözlerinden
zımparasını çek,
nasır tutan sonbaharları soy
kapadım gözlerimi!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!