En kötüsü,
Karanlıklardan sonra,
Bembeyaz kardadır, körlük.
Renklerle uğraşmak müşkül,
Gündüzler biter,
Sevgi kadar yakıcı bir infilak aradım.
Cehennem şiddetinde hayali baharın.
Ateşler yakmayacak güzel bir yer aradım,
Gülleri açsın artık alevinde bu harın.
Şiirler, mahallenin prangalı mahkûmları,
Çalıyorlardı şehrin insanlarının kapılarını.
Evde kalan çocukların ve ev kadınlarının,
Değiştirmeye güç yetmez mahzunluklarını,
Köyün bitmez eski hastalığı, şiirde saklı.
Sevgili en sevgili demek yasak oldu olalı,
Dolsa kabrim birbiriyle yarışan bin bir çiçekle.
Işığın en aydınlığı yansısa gözlerime.
Huzur lahza lahza patlasa bomba gibi.
Güzel sözlerin dolaşsa kulaklarımda.
Müşfik bakışların, halimi süzse.
Boyun eğip mutluluğa kalsam yanında,
Üç yüz altmış derecede belirsiz rota,
Sonsuzu parçalamak ömür,
doğru tek nokta.
Bölünmeye muhtaç saliselerde,
Dem be demin ağır kaldığı,
her ana tecelli irade.
Kaynadığı yerde dursaydı nehirler,
Yaralanmasaydı bedenleri taştan taşa,
Ölü gözlerle baksalardı durağan,
Bir işaret olsalardı sabit noktalara
Düşmeselerdi şelalelerden,
Akmasaydı bardaklara,
Gece ay doğuşudur, özlemimiz,
İçtiğimiz su gibi pak ve temiz.
Koşarken bize doğru, hayat.
Aydınlık, güneşle gelir gündüzlere,
Güç verir gözümüze,
Ve gayret bitkilere.
Herkesle konuşmaz şehirler,
Onların sesleri derinden gelir.
Sırlarına ketum kalır hepsi de,
Saklayıp ayıpları atarlar içlerine.
Hayat dinmeksizin hücrelerinde,
ŞehitlerimiA
Ardında doğmamış bebekler,
Sevgililer bağrı onur dolu,
Şehitler sonsuz hayata doğdu.
Ayla güneş doğuyor insanlığa.
Şehitler Sokağı
Sana bir posta bıraktım ey dünya,
Bütün dertleri dosta bıraktım,
Gidiyorum artık dönmem geri,
Kilitledim tezgâhı, durdurdum saatleri,
Adını hiç duymadığım meyveler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!