Dumanlar süzülen evler çizerdik bacalarından,
Mutluluktan uçan,
Kahverengi kiremitli çatılar, oembe duvarlar,
Bahçelrinde çocuklar koşardı.
Yakınlarıyla yaşardı insan hayatı,
Ve semaya bakardı.
Yalnız kalmadım, Siverek’te,
Gözbebeklerindeydim çocukların,
Usanmadım öğrenen gönüllerde,
Onlar güzelleşti, ben çağladım.
Eski hasretle kucakladım hepsini.
Ah dünya,
Ölenle kalanla,
Dünya, dertli dünya,
Zevkli dünya.
Ne çok sevinmeye değer,
Ne ağlamaya.
Bir gün bir şiir doğsun içime,
Kefil olsun söylediklerime, söylemediklerime,
Bir şiir, bir gün seninle ve benimle,
Yeminler etsin kutsal bildiklerine.
Bir gün bir şiir bir çiçek gibi,
Çalmaya korktuğum kapı.
Dalmaya ürktüğüm deniz.
Perdesi sevgilinin,
Ve neşesi her şeyin,
Ölüm, bir tanem benim.
Sesler fısıldaşırlardı durmadan,
Geceler sabahlara kadardı.
Tefekkür ve uykular gezerdi sokakları,
Bahçelere karanlıklar bakardı.
Sular çaylarda taşlardan aşar,
Ne Güzel Şey Yaşamak
03.01.2010
Tırmanmak, tırmanmaktır,
Ömürler boyu, yaşamak!
Koca Dünya gibi kayarken her basamak,
Ve sonra bir kaydıraktan,
Karabasanlar basmış uykuda,
Hani zordur ya nefes almak,
Dünyayı devirmekten.
İşte seni sevmek öyle.
Ulaşamamak, seni tutamamak var ya,
Kara Tren, beyaz masallar anlatıyor.
Yamaçlar yırtılıyor, yer gümbür gümbür,
Demir tazyiklerinden siren sesinden,
Bir sefere çıkmış kara tren.
İhtiraslar yüklenmiş,
Sabahın güzel vakti, namaz sonrası,
Kulaklarım dingin, ruhumda gıdası,
Bütün soruları sorulmuş varlığın,
Gönlümde billur bir cevap çağlıyor,
Hâkim-i Ezeli’nin Esmayı Hüsna’sı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!