Başı dik, geniş omuzları üzerinde
Bozkır ayazında kalmış, üşümüş elleri
Olsun ayakta! Biraz eğilmiş olsa da beli
Kaç kış geçirdi, Erciyes dağı gibi gövdesiyle
Hayatta tek bağı derin çizgileri
On dokuz aralık bin dokuz yüz on sekiz de
Nasip oldu, ilk kurşun Ömer oğlu Mehmet’e
Ya Allah dedi, sıktı; Ermeni’den olma Fransız’a,
Yetti bir kurşunu, Karakese’den, ateş almaya
Bir idi Mehmet Çavuş, pir oldu binlere
Kapat gözlerini, düşün!
Kafanın içinde koca bir dünya!
Aç gözlerini, temaşa et, eğlen,
Dışarı da, koca bir dünya!
Düşünmek ve görmek!
Sevgi bir ışık
Bilgi bir ışık
Bu ışığın altına hepimiz sığarız
Karanlık hepimize karanlık.
Hadi kanat bileklerimi
Çarmıhına ger beni
Gözlerime bak içimi acıt
Acı acı gülümset beni
En bilindik işkencelerini et
inim inim inlet beni
Birazdan ismail, birazdan gün ağaracak
Güneş ufukta yine, doğuma gebe, ölümle yüz yüze
Bir bir değil ismail, binlerce ölü canlar toplanacak
Hikayeler yarım, ağıtlar, yarım kalan gülüşlerle
Dedim ya ismail, kuşlar yuvasından uçacak
Kimi kumsala iz bıraktı,
Kimi ağaca, kimi aya
Kimi göğsünü siper etti
Akıp giden zamana
Kimi devrim yaptı,
Kimi fetih, kimi sanat
Kadın nere girse güzelleşir
Yürüse yol güzelleşir.
Girerse kalp,
Seversen ömür olur.
Güzelleşir.
Ben neyim!
Kamış değilim ki?
Dere kenarında boy vereyim.
Bir gün görmüş için can vereyim.
Sevgi bir ışık
Bilgi bir ışık
Bu ışığın altına hepimiz sığarız
Karanlık hepimize karanlık.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!