Yürüdün, gittin ufka karıştın,
Oysa henüz çok erkendi,
Vedaya bile vaktin yokmuş,
Olsa da ne farkederdi.
Katık ederken tütünü çaya,
Bir dağdır, sırtına yaslanır dertler,
Bir damla yaştır artık, gözünde mazi.
Titreyen ellerinle, iğreti giyer gömleği,
Atarsın kendini yollara.
Vurursun hem gelmişi, hem geleceği,
Ve gökyüzündeki kelebeği,
Aklında soru işareti olmayacak,
O en bilinmez yarınlar.
Tanrı şahit,sana inandım,
Senin için döndüm, senin için varım.
Sen bana yürü yeterki,
Ben sana koşarım canım.
Derin bir gece,
Ve yine ayaktayım,
Ne zaman uykudan uzak kalsam böyle,
Ya seni yazarım;
Hayallerime kaçarım ya da yine,
Siyaha boyadığım tavanında odamın.
Mevsim normallerinin esintisi,
Ayışığını karşılarken şehrimde,
Sonkez olduğunu bilmeden,
Görüştük senin ile..........
Nerden Bilebilirdim ki,
Gecenin tam ortasındasın,
Ve dileğin büzmüştür dudağını,
Dizlerini karnına çeker de,
Sırtını yaslarsın duvara.
Başın yerde kalır,
Boş kalan cevapların ağırlığıyla.
Bir yüce çınar gibi,
Devrilir birliktelik hayatın orta yerine,
Yapacak birşey yoktur.,
Gözler dolar, gönüller yanar bu bitişe.
Ve Hasret doğmuştur,
Hergündönümünde boyu uzayacak,
Biraz umudun varsa,
Çık dolaş şehrin sokaklarını.
Ürkütmeden sendeki beni,
İçten içe söyle yalnızlık şarkılarını.
Sahile in, otur kayalıklara,
Ve beni bekle saatlerce,
Kırmızı Kalemle ve büyük harflerle,
Biraz da Abartarak anlatırken, yaşadıklarını
Unuttuğun Birşey var,
Birşey var unuttuğun,
Verilen sözler kadar eski,
Seni yıllar boyu yazdım,
Kalem tükendi,
Kağıt tükendi,
Sen tükenmedin.
Seni yıllar boyu aradım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!