Her şey ne güzeldi.
Öyle ya! Un elden su gölden.
Yemek yer, oynardık sadece.
Ne sıkıntı vardı ne keder.
Güneş daha parlaktı sanki,
Renkler daha canlı,
Eriyip giderken dağların karı,
Uyanmadan böcek, uçmadan arı,
Açar mavi, pembe, beyaz ve sarı,
Müjdeler baharı, çuha çiçeği.
Sanki nakış nakış oyalı gibi,
Hayranlıkla izledim seni bir ömür boyu,
Şimdi sahne karardı, koyudan daha koyu.
Mavi gözlüm, ak saçlım, çocukluk kahramanım,
Kucak açmış bekliyor seni zincirlikuyu.
Mekanın cennet olsun, orada rahat uyu.
Rıfkı daha yavrucak,
Sanki tatlı yumurcak,
Sevimli mi? Sevimli,
Dolaşır kucak kucak.
Sabah oyuna gider,
Eli dolu oyuncak.
Harşit kenarında şirin bir belde,
Doksan senesinde yıkıldı selde,
Şimdi gör ne şirin, hele bir gel de,
Seyreyle Doğankent ne güzel olmuş.
Doğankent İnsanı, cesurdur merttir.
Doğum günün kutlu olsun.
Dertler son bulsun.
Yolun açık ufkun aydınlık olsun.
Melekler gül döksün yoluna senin
Sağlık, huzur dolu yılların olsun.
Sen sen ol, sırrını deme dostuna,
Tilkiler bürünmüş, kuzu postuna,
Bilemezsin gül verirken kasdı ne?
Zehirli dikeni öldürür seni.
Bir sır versen, gördüğüne anlatır.
Benim Rabbim kalp sesimi duyandır.
Sussam bile hâlim ona âyandır,
Aşkınla kalbimi Dünya'da yandır
Yandırma Allah'ım cehenneminde
Yaşım varsın ister on, yüz ve bine,
Bu yol dava yoludur, budur en büyük meram.
Yürü ışığa doğru, yorulmak sana haram
Ne zorluklar bahane, ne de engel keder, gam.
Hedefe varmak için, durmak yok, yola devam.
Güneşe koş yiğidim, sana uğurlar ola,
Eşekler arasında,
Yarışma düzenlenir.
En fazla yük taşıyan,
Eşek birinci gelir.
Birinci gelen eşek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!