Sesim sesinden indikçe,
Bin şirazeden çıktın...
Kahrın yağmuru dindikçe,
Üstüme şimşekler çaktın...
Sözümü kesti sükutun,
Seni anlamak neden zor, sevdiceğim
Yarın gibi belirsiz bir zaman gibisin
Neden ismin hazan da gözlerin bahar
Kalbine As
Tutkuyla süslenmiş ellerime ve omuzlarıma
Bir aydınlık parçası dokunduğunda lacivert gecede
Al pembe çiçeklerin ruhunda saklanmış cilve
Bugün neleri hatırlatıyor serserine, kesmeden dinle
hatalarımla, masumluğum arasında bir yerden,
en sevdiğim şarkının en güzel yerinden,
müptelası olduğum yüzün gülerken kıvrıldığı teninden,
gölgemle gölgenin koptuğu o yerden;
bir şiire uzanıyorum; ellerimi yakıyor, seni donduruyor, bizi öldürüyor...
Durun bir dakka diye seslendim arkalarından Eylül
Yalnız duvarlar duydu sesimi
İnsan duvarlardan utanır mı Eylül
Ben utandım… başımı kaldırıp bakamadım
Gülüştüklerini duydum, acıdıklarını gördüm
Ne bakıyorsunuz, diyemedim,
dağıldım sokaklara
çiğneniyor parçalarım
sanki gökten yerlere
dökülüyor dualarım
boya sıçramış ufaklara
Her yanım boşluğu tüm sensizliğin,
Ayrılık ruhumu çökerten deprem,
Yaralar kapanmaz sonsuz değin,
Kaybetmek ya Mecnun eder, ya Kerem...
İçim parça parça, ruh paramparça,
Bugün sanki akşam hiç olmayacak, olacak…
Güneş çekilmeyecek, gökyüzü kararmayacak,
Varsın bu deli şair biraz daha yansın, yanacak.
Aşkın ve Sevginin Ötesinde
Bugün buraları terk etme kararıyla yaşıyorum, yaşamaksa
Bilinmez bilinse de sana ne, bana ne ve kime ne…
İşte; dünyaya ve içindekilere rağmen yaşıyorum
Yaşamaya değer gözlerinin seyri, uzak, çok uzak
aforizmalar I
bir üşüyor bir ısınıyorum
daha yazda değiliz
kışta da değiliz
baharın ilkinde değil
sonunda hiç değiliz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!