Korkunun gerçek adıdır, ümitsizlik,
Önce çekilir sesler kulaklardan,
Son görüntüler silinir de o gözlerden,
Hissetmek bilinmez bir kavram olur…
Ne sevgili ne kardeş, biçare kalırlar,
Cenazemde gelen muştumsun,
Muştu değil bana dua sun.
Çöl ortasında yanan ocak,
Saç kıranın elinde tarak.
Yelken görünce dinen rüzgar,
Okyanuslara yağan yağmur.
Biliyor musun yuvasız ve yavru kuş
Kıyametimi yaşıyorum, kıyametimi...
İkimizin de elinde değilmiş yazık
Girdiğimiz kalplerden, sevdiğimiz yüzlerden
Kapıların kapanması, sürgülerin çekilmesi
Çağırdım ulvi yalnızlığı,
Bu yalnızlık gelmedi kendi,
Belki özlemin ıssızlığı,
Bir derinlik yalnızlık belki,
susuz bir diyarın meydanında,
ayağım altında eziliyor baharlar.
tam da ilk gençliğimin yaşında,
bu ölmüş genç için çoştu atlar...
kalbimin içine doğru yayılan leke;
bir serabın mutluluğuna mahküm eyledinse
sana ne gözümü kapadığım anda
gözlerimin önüne gelen gözlerinse
öyle garip ve insanca bir duyguyla
kim yargılayacak beni bu suçumla
ne kadar şanslı yaşadığın şehir,
ve ne kadar şanslı evin,
yanındaki dostların,
giydiğin elbisen,
dokunduğun her sey...
bir kapı kolu,
Geçiyordum uğradım,
Bindiğim gemim vardı, o yandı…
Birden bastım Ayağım yandı,
En fazla ellerim yandı
Daha da fazla dilim yandı
Nem varsa yandı
Her şeyin izahını ister
Meçhulü haklı ateş,
Benzemeyi ar bilir ruh
Sırrının çözülemeyeceği,
Sonsuzun dar gelmeyeceği
Öyle bir inziva diyara meftun
bilmem okyanus dipleri kadar kalbimin derinliğinde misiniz?
uçurtma uçurtma göklerde dolaşan hayalim, ve sen;
bir gün olsun devranımda gerçekleşecek misiniz?
onur duyduğum suçumla beni yargılayan çevrilmiş başının,
gül koktuğundan emin haldeyken bakmadığı şu ben:
serseri ve melankolik, ve hep sensiz sensiz...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!