aforizmalar II
eski ne varsa getirin bırakın önüme
bit pazarına nur yağdı haberiniz yok
eskimiş aşkları, eskimiş şarkıları
eski şehirleri, eski yağmurları
eski ne varsa getirin bırakın önüme
Limanlara mı küstünüz,
Denizlerin mi oldunuz,
Meçhul gemiler...
Hangi uğurda öldünüz,
Yüreğimizi böldünüz,
İşkenceci
Tenlerin birbirini çağırmasını duydun mu?
Kanıyordu sessiz sessiz küllenen közün içinden
Dudaklarına benzeyen bir yaprağın kırmızısı, sızıntısı
Dokunuşlarına hasret bin bir yerimden, içimden
Alevleri ruhuma kadar saran hasretinin sıkıntısı
Sarılarak Uyuyalım
Alırsa güzel başını bir endişe
Kaygılanma sevgilim, ne olur
Kaldıkça gidesim geliyor,
özleminden paramparça olduğum bu yerlerden!
Ötelere ait ruhumu anlayamıyorum...
Kaçıyorum gurbetime doğru
Ölüyorum soğuk soğuk
seni anlatamayan kelimeleri sildim hafızamdan
sesinin karışmadığı hiç bir sesi duymuyorum
sensiz geçen saatleri çıkarınca zamandan
Hangi diyarın koynunda açtın sen menekşe,
Bugün adımı unuttum, gözlerin söyledi,
Ruhunu gül yüzünle bana açtın menekşe,
acırım, görsem kendimi aynalarda, bir an!
sevdiğim, ayrı düştüğümüz aynı garip elde
beni artık kaderine küsmüş bir mecnun gibi an
Ben buraya bugün kendimle konuşmaya gelmistim.
Yine seninle göz göze geldim
bir suçlu gibi basımı önüme eğdim, sustum ve tükendim... Sesiz bir kelimeydi, duydum ve hissettim... Uc uca ekleyerek ictigim sigaralar; caresiz bir hareketimden dogar, Cigerimden konuşuyorum bu aralar...
Çekildi git karşımdan, simdi üstüne basarak yürüdüğüm bir ölüdür bütün kadınlar...
Sana bir söz veriyorum simdi... söz; sen gittiğinde ağlayacak bebekleri gözlerinin, onları susuz seni benle bırakmayacagim...
ılık bi esinti
elbisen içine girer
tenini okşar
ve gider
geriye bir gülümseme bırakır
en seven insanları kıskandırır...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!