En büyük kaybım söyleyemediklerim oldu.
İçimde uktelerim, keşkelerim, üzüldüklerim.
Şimdi önümde bir yol , seyyahdır bedenim.
Kaybettiklerimi arıyorum... Zaman atlasım oldu.
Geceyi suçluyorum, gündüzlerim bahanelerle doldu.
Bir çift gözle gördüğüm her şey sarhoş.
Bakıyorum babam gibi işte uzaklara.
Anlam vermeye çalıştığım her şey bomboş .
Düşüyorum yavaştan, annemin uyardığı tuzaklara.
Bir dizi olay ve bir dize olay.
Bak ! Aynadaki yabancı, hepsi senin eserin.
Bir olay kolay ve bir dünya sana karşı alay.
Bitmeyecek günaşırı dertlerin.
Bir gece, ilhamın olacak bir hece.
Endamıyla fevkalâde bir gece bu gece.
Cebin bir kadın, bu gece doğurdu bir ece.
Erden güzellik dillendi bu gece hece hece.
Ladenler döküp yapraklarını izlediler öylece.
Bir ölüden geriye kalan nedir ?
Düşündüğüm yer mezarlık karşısı bir sedir.
Birinci dereceden akrabalar ve dostlar…
Kuru bir kalabalık, ağlaşmalar, ağıtlar.
Toprak mutlu ve dolmaya hazır mezar.
Pis bir akis bu his.
Başıboş, ama başı boş değil; sadece kimsesiz.
Pis bir his bu; savunmasız, tüm askerleri terhis.
Derin bir his bu; kimiz biz, kimimiz eşsiz
Ölü şehrin ayak izleri kayıp, sesleri boğuk.
Ölümü bekler dilaltı faili meçhul cesetler.
Ölümsüz anlar, hatıralar morg gibi ve bir hayli soğuk.
Ölümsüzler anlar, bozulmadan durur suretler.
Düşünüyorum, yorumluyorum o hâlde.
Bir hata var, üç günlük yaşamı boyunca kelebeği kendine çeken çiçeklerde.
Dilim sivri, dilim sürekli dillerde.
Bak güneş doğdu, adına şiirler yazılan yıldızlar nerede?
Bak gece oldu, adına hayat denilen güneş nerede ?
Ben anladım ! Anladıktan sonra durakladım.
Zamanın en derin anları.
Parlıyor gökyüzünde yıldızlar, gece sakin.
Çekip kurtarmak istiyoruz geride kalanları.
Bir hayli yorgun ve uykusuzuz lakin.
Zaman yaprak döktürecek takvimlere.
Ansızın huzur dolu bir gece gelsen ?
Yarınlar özlem duyacak bu günlere.
Beklenmeyen bir vakitte gel sen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!