İsminin açıklanmasını istemeyen
Bir yardımseverim ben
Bensiz günaydınları
Bağışlıyorum sana
Sence çok büyük
Usulca çekip gidiyorsun işte
Ardına bakmadan kırdığın dalın
Duvarda asılı resmin bile bir can çekişte
Umursamıyorum artık görkemini sabahın.
Bir yağmur damlasıydın çoğu zaman
İçinde “Özüm” yazan
Halkayı verdiğimde
Söyledim ilk defa sana
Seni sevdiğimi
Ve sen
Birer pantomim sanatçısıyız ikimiz de
Aramızda gerçek bir cam
İpekten yumuşak şalın üzerinde
Aradaki camsa benim hak ettiğim cezam.
Bir tiyatro oyuncusu olsaydık keşke
Tanrım deliriyor muyum?
İçmemden mi bu sarhoşluğum,
Yoksa duvardaki resimlerden mi?
Bekle! Yoksa ölüyor muyum?
Bu azap bana reva mı tanrım?
Kozasını terk eden
Zarif bir kelebek olmak yerine
Şehir çöplüğüne sadık bir
Köpek olsaydın keşke
Ya da keşke ben
Bir deniz feneri gibiydin
Başka gemilere
Yol gösteriyordun hep
Önünü aydınlatarak
Bense nedendir bilinmez
Reddettiğinden beri
Sana sunduğum kalbimi
Birebir yaşıyorum
Tüm mevsimleri
Önce sonbahar geliyor
Kırmızı ışıkta duran
Arabadaki bir kızın
Tüm inadına rağmen
Ona mendil satan bir çocuk kadar
Bile olmayı beceremedik
Sert bir rüzgârla karşılaşırsan, korkup da kaçma
Yaşayacaksın, daha çok fırtınalar var bu hayatta.
Sallanırsan derinden bir depremle,
Unutma daha çok sarsılacaksın kırık hayallerinle.
Bir sel gelirse hayatının tam üzerine,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!