Yitirdiğim özlemlerimin
Başıyla sonu arasında
Dinmez yağmurlar gibi
Hep kendime yağıp durmuşum
Önce hissetmişim
Kiraz ağacımızı hatırlarsın baba
Bu sene meyva verdi baba
Güllerin yanına gelinin kadran dikti
Misler gibi kokuyor baba
Annem hasta, galiba gün sayıyor baba
Bulutlarla oynaşan
Dağlar keyifliydi
Gökyüzünün kalabalığı
Yeryüzüyle sevişti
Dört mevsimin hepsiyle
Özümü
Sizlersiz kendimi
Tanımak istiyorum
Bir günlüğüne
Beni bana bırakın
Sevgiler
Tükenildiği yerde kalmalı
Dağınık duygulara
Yamalar vurulmamalı
Kalpler
Bir daha dönmezcesine
Bir çiçekti çicek olası
Bir gün vazoya düşene dek
Her gün koklanacaktı elbet
Kuruyup atılana dek
Bir mikroptu mikrop olası
Sokulup kokunda nefeslenmek
Teninde dudağımı gezdirip
Teninden üremek ve çoğalmak
Seninle olmak istiyorum
Kollarında terlemek
Karanlık terkedilmişti yine
Tenha sokaklarda hüzün vardı
Dudaklarındaki üşümüş ıslığıyla
Gecenin içine yürüyordu
Ak martılar sessizliği bozarken
Sırlarım
Gizli kalmalıydı
Veya
Unutulmalıydı
Vedalarımla birlikte
Avuçlarınıza
Gönlündeki buzları eritecek
Sıcak bahar güneşleri buldum
Seni gök kuşağında gezdirecek
Dilimde güzel sözler buldum
Bak gözlerimde neler gizli
Uyarınız için çok teşekkürler...
Vefasızlıkla incinmiş duyguların dili dizelere, hüzünlü bir duyarlılkla ve çok anlamlı yansıtılmış Mustafa Bey, kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun! (10on)
BAŞARILARINIZIN DEVAMINI DİLİYORUM