Mürsel Adıgüzel Şiirleri - Şair Mürsel A ...

1946'Kars-Arpaçay-Koçköyü'nde doğdum,yaşıyorum
Mürsel Adıgüzel

İçim ateşlendi yüreğim yandı
Dumanım başımdan çıkar nerdesin
Deryayı ummana düşen bu candı
Seyirci kalırsan akar nerdesin

Bin bir telaş ile geldim dünyaya

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Sayın Başkan, Meclisimizin Değerli Üyeleri ve Değerli İdareciler,
Bugün”10 Ocak Çalışan Gazetecilerin ” ve “İdareciler Günü” olması nedeniyle, şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce hepinize saygılarımı sunarım.
Sayın Başkan, Değerli Üyeler: Bugün, 10 Ocak, ”Basın Çalışanları ve İdarecileri Günü” Bu günün tüm emekçi basın mensuplarımıza mutluluk getirmesini diliyorum. Mesleğim eğitimci olmasına rağmen, basınla ilgili yazarlık yanım itibariyle, “İstanbul Gazeteciler Derneği’”in üyesiyim. Bu yanılmada huzurunuzda olmaktan mutluluk duymaktayım. Hepinizin bildiği gibi basınla ilgili düzenleme,1960 ve 1982 Anayasamızda da ifadesini bulan, aynı zamanda dört üncü kuvvet olarak bilinen basınımızın, çok önemli bir güç olduğunu unutmamalıyız. Bu gücü elinde bulunduranlar, ülkemizin ve toplumumuzun genel çıkarlarını düşünmek zorundalar. Aksi halde yapılan bir hatayı, bütün toplum olarak ödemek zorunda kalmış oluruz. O nedenle, basınımızın değerli çalışanları bu tür çalışmalarında çok hassas olmaları gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Çağdaş Hukuk Devletidir. Bundan dolayıdır ki, Basın mensuplarının haklarını düzenleyen 212 sayılı kanunun çıkarılmıştır. Bu kanun 10 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe girmiştir. O günden beri, 10 Ocak Günü gazeteciler günü olarak kutlanmaktadır. Bu günün önemi ve anlamı bakımından değerlendirecek olursam; Basın çalışanları, ülkemizin “sosyal, ekonomik ve kültürel” değerlerinde, insanlarımızı bilinçlendirmek adına, doğru haber yazmak zorundalar. Bu açıdan bakıldığında, bütün basın çalışanları çok önemli ve anlamlı bir görev üstlendiklerini bilmelidirler. Basın ahlak ilkelerine tam anlamıyla uyulması ve uygulamasında buna dikkat edilmesinin de önemli olduğu da hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır. Toplumumuzun her alanda, basının ciddiyetine inancı sarsılmamalıdır. Bu bakımdan her türlü uygunsuz davranıştan mutlaka uzak durulmalıdır. Aksı hali, ülkemiz ve toplumumuz için kargaşa yaratmasına sebebiyet vermiş olur. Böyle bir olgunun oluşmaması için, basın çalışanların tamamı, Basın ahlak ilkelerine mutlak uyarak görevlerini yapmalı, görevinde sorunlu olanlarında ıslahı cihetin gidilmelidir. Bu hal ve davranışlarda sorun yaratanlara karşı tedbir almakta, sayın yöneticilere düşmektedir. Bu açıdan, yazılı ve görsel medya dediğimiz bu müesseslerin yöneticileri ve çalışanları dikkatli olmak zorundalar. Çeşitli zorluklar içinde olsalar dahi, vatanımızın ve milletimizin sağlık ve selameti adına, hayatı önem taşıyan bu mesleğin mensupları çok dikkatli olmak zorundalar. Davranışlarını, ülkemizin yararını göz önünde tutarak ayarlamasını bilmeliler. Ülkemizin topyekûn kalkınmasında ve toplum yararına olan bütün hizmetlerde, görevlerini yerine getirmelerinin hayatı önem taşıdığını bildikleri kanaatini taşımaktayım. Bilmeyenlerinde, mutlaka bilmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim. Çünkü bu meslek sahiplerinin dikkat etmeleri gereken, insan hak ve özgürlüklerini ön planda tutarak, insan sevgisi ve hoş görü duygularına azami duyarlılık gösterilmelidir. Ne yazık ki, zaman zaman kişi hak ve hürriyetleri hiçe sayılarak, yanlış uygulamalarda yapılmaktadır.
Sayın Başkan, Değerli arkadaşlar, Basında görevli bütün çalışanlardan ve idarecilerinden beklentim, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve onun vatandaşlarına zarar verecek her türlü biçimsizlikten uzak durmaları olmalıdır. Böyle bir duyarlılık içinde hareket etmeleri gerektiğine inanıyorum. Bu vesileyle, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü” ve yöneticilik görevini yürütmekte olan “İdareciler Günü’nü” içtenlikle kutluyorum. Sözlerimi tamamlarken yüce meclisimize saygılarımı sunuyorum.

Mürsel Adıgüzel

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Değerli “Serhat Kültür Dergisi” okurlarım ve şair dostlarım. Çok uzun bir zamandır Çağdaş bir yapılanma içinde örgütlenmenin çok önemli olacağı hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmaktaydım. Şimdi bu düşüncelerim bir anlamda, gerçeklerle kucaklaşmaktadır. Bu günden itibaren kamuoyu nezdinde yerini almıştır.“Anadolu, Kültür, Sanat ve Mozaik Derneği’ni” kurulmuştur. Sonucu itibariyle, yapmış olduğum Bu çalışma toplumsal bir örgütlenmedir. Bu örgütlenme, okurlarımla birlikte şair dostlarımı da kucaklayacaktır. Bu çalışma içinde yer almak isteyen herkesle çok büyük işler yapacağımıza da inanmalıdır. Bizleri ilgilendiren sorunları nasıl çözüp ve nasıl zorlukları aşabiliriz diye düşünmekteyim. Bunun içinde, bir düşünsel grubumuzu kurmak istemekteyim. Bu kuruluşun, siz arkadaşlarımla olmasını da arzu etmekteyim. Bu çalışmayı yaparken, kendimi yetkili kılmıyorum. Bütün arkadaşlarım ve yönetici dostlarımın fikrini almak istiyorum. Bu çalışma ve bu düşünce içinde yer alacak arkadaşlarımın tümünü canı gönülden bekliyor ve istiyorum. Benim düşüncelerime katkı sunmak isteyen her arkadaşı da yanımda görmek beni mutlu edecektir, biline. Bu itibarla, çok yakın bir zamanda, bütün Türkiye düşünürlerini ve şairlerini, hatta 'AB' cenahında bir gelişmenin içerisinde olunmasının kaçınılmaz olacağını da bildirmek istiyorum. Bu kuruluşun çok önemli bir kuruluş olduğunu ve bunun içinde, siz dostlarımın olmasının çok önemli bir gelişme sağlayacağını diliyorum.
Çok değerli okurlarım ve şair dostlarım. Bizler hayatın ve yaşamın her alanında, yapıcı bir bütünleşme sağlamak zorundayız. İşte bizler bunu başarabiliriz. Ben, sizlere bunu başaracağımızın müjdesini vermek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, sanal bir dostlukta çıkarak, yüz yüze bir bütünleşmenin içerisinde olmak kaydıyla, kültür ve sanat becerimizi bütün insanlarla paylaşmayı kanıtlamanın tam zamanı geldi diye düşünüyorum. Sizlerin bu düşünce içerisinde olmanızdan övünç ve kıvanç duyacağımı bilmenizi istiyorum. Eğer bu çalışmanın içerisinde olmak istiyorsanız, isteyenler genel veya özelime her düşüncelerini yazabilirler. Bu çalışmanın, akabinde bir ' Anadolu Kültür ve Sanat Mozaik Derneği' kuruluşu içinde olurlar. Bu kuruluşun içinde yer alan arkadaşlar, kendilerini daha iyi ifade etmiş olacaklardır. Genel çalışma da adresimiz vardır. Aynı zamanda, [email protected] dan dan bana ulaşabilirsiniz. Derneğimizin ilk giriş ödentisi 50YTL olup, aylık üyelik bedeli 10YTL dır dır. Genel çalışmaya dikkat ederseniz, hep birlikte çok büyük işleri başarabileceğimiz söz konusu olacaktır. Her Ay düzenli dinletilerimiz olacak ve tanışma çevresi genişletilecektir. Sürekli şiir kitaplar çıkarılacaktır.Bu hususta genel bilgi verilecektir.Bu itibarla, bütün arkadaşlarıma sevgimi ve saygımı sunuyorum.
ANADOLU KÜLTÜR SANAT VE MOZAİK DERNEĞİ TÜZÜĞÜ
Derneğin Adı ve Merkezi: Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneği
Rıhtım Cad. Teyyareci Sami Sok. Enginler Ap. No:11 Kat:2 Da.:4 İSTANBUL-Kadıköy

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Toplumu Yöneten ve Yönetilenler
Eğitimin Toplumla Olan İlişkisi
Mürsel Adıgüzel
Değerli Grup arkadaşlarım ve sevgili okurlarım, “Serhat Kültür Dergimizin” bu sayısında, eğitimin toplumla olan ilişkisi hakkındaki düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Toplumun temel sorunlarını ve genel gerçeklerini çeşitli kaynaklardan okur veya duyarız. Kimi zamanda sanatçılarımızın, yazarlarımızın yapıtlarına konu olur. Kimi zamanda ekonomistlerin, sosyal ve siyasi bilimcilerin çözüm arayışlarına şahit oluruz. Bu nedenle, düşünülen, yapılmak istenen ve yapılanların sonuçlarına bakmamız gerekir. Temel kaynak insan olduğuna göre, ele alınacak sorunların kökten çözümünün nasıl sağlanabileceğine bakılmalıdır.
Bu temel sorunların ve gerçeklerin öncesi nedir? Sorunların sonrası ne olacaktır? Buna, nasıl bir toplumsal işlev kazandırılır? Toplumun sorunlarına nasıl bir çözüm bulunabilir? Bütün bu düşünceler bir sistem dâhilinde, sorunların önceliğine bakılarak ele alınmalıdır. Sonucun nasıl bir gelişme göstereceği bilimsel verilere dayandırılmalıdır. Bundan sonrası içinde, amaca ulaşmanın gerçek düşünceler ışığında, köklü bir çözüm çalışması yapılıp ortaya konulmalıdır.

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Çok değerli arkadaşlarım, 'Dünya Çocukları Günü' olması nedeniyle düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Ülkemizde ve dünyanın birçok ülkelerinde, bu Pazar gününü “Dünya Çocuk Günü” olarak kutlandı. Bende, bu önemli günle ilgili düşüncelerimi paylaşmak maksadıyla, şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime, saygılar sunarak başlamak istiyorum.
Çocuklarımız, “Bugünün küçükleri amma, yarının büyükleri olacaklardır”. Bu nedenle, yarıDünya Çocuk GünüSnın büyükleri durumuna geldiklerinde, kendilerini daha iyi yönetebilmeleri için, gerekli görülen bütün tedbirlerin alınmasının şart olduğu bilinmelidir. Bundan dolayıdır ki, 1923 yılında İsviçre’nin başkenti Cenevre’de bir araya gelen bazı devlet temsilcileri, çocuk sorunlarını tartışarak “Uluslar Arası Çocukları Koruma Birliği” adıyla bir birlik kurulmasına karar verdiler. Çocuk haklarını imza altına aldılar. Bu karar, “Cenevre Bildirisi” adıyla yayınlanmış oldu. Bizde, bu bildiriyi müteakip “Çocuk Esirgeme Kurumunu” kurmuş olduk.
Daha sonra,1946 yılında ikinci uluslar arası toplantı yapıldı. Bu toplantı sonucunda, çocuk hakları daha da genişletilerek, 1953 yılına kadar yürürlükte kaldı. 1953 yılında tekrar toplanan üye ülkeler, çocuk sorunlarıyla ilgili yeni bir düzenleme yaparak, ilgilenme görevini “UNICEF”’e verdiler. (UNICEF, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun kısaltılmış adıdır.)
1954 yılında yapılan UNICEF toplantısında, her yıl, Ekim ayının ilk Pazar gününü “Dünya Çocuk Günü” olarak kutlanmasını, karara bağladılar.
Alınan karar gereği, ülkemizde çocuklarımızın hakları tanınmış oldu. Böylece, üye ülkeler arasında yerimizi almış olduk. Ancak değişen şartların sonucunda, bu gün çocuklarımızın çok büyük sorunlarla karşı olduğu bilinmektedir. Karşımızda çığ gibi büyüyen kimsesiz ve bakıma muhtaç çocukların sayısı, gittikçe artmaktadır. Bunların adına sokak çocukları dediğimiz, ama neden böyle olduğunu bilmediğimiz binlerce çocuklar mevcuttur. Bu çocuklar ne yiyip ne içtiği ve nerede yatıp kalktıkları genel olarak bilinmemektedir. Bilinenlerde, yardımlarımızı beklemektedirler. En büyük sorunlarımızdan biriside, yurdumuzun çeşitli yerlerinde, hala kız çocuklarını okula göndermeyenlerin sayısı, küçümsenmeyecek boyutta olduğu bilinmektedir. İstanbul’umuzda bile, nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz tam anlamıyla bilinmemektedir.Bu nedenle, kimsesiz ve yardıma muhtaç olan çocuklarımızın sayısal tespitlerin yapılması gerekmektedir. Dahasın da, nasıl ve ne gibi önlemlerin alınacağı ve bu önlemlerin neler olacağı saptanmalıdır. Bu durumun açığa çıkarılması için de, sosyal hizmetlerde görev yapan komisyonumuzun, geniş kapsamlı bir araştırma yapmasını ve sonuç bilgisini, yüce meclisimize sunulmalarını, talep ediyorum.Bakın dünyamızda, çok hızlı bir değişim gözlenmektedir. Bu değişime uyum sağlayacak olanlar payına düşeni alırlar. O nedenle bu değişime uyum sağlanması için, şimdiden gerekli tedbirlerinin alınması şarttır.Bundan 49 yıl önce,1959 yılında “Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu”, çocuklara sahip çıkarak, çocuk haklarını karar altına aldıklarını, bu önemli maddelerden anlaşılmaktadır. Bu maddelerin önemli olanlarını sizlere sunmak istiyorum.

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Beni benden soruyorsun
Gel bağrımı aç göreyim
Neyi nerde arıyorsun
Al varlığım saç göreyim

Zor günlere karşı dursak

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Götürür

Ağlarsam bulutlar gözyaşı döker
Yerin damarları çekip götürür
Can içimde canım sel olup akar
Irmağı deresi çayı götürür.

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

İnsanı insan yapan insanlık değeridir
Kuzu postu içinde olana ne demeli
Varlık hakkını bilmek adamlık gereğidir
Adam gibi görünen yalana ne demeli

Ayağında nalı yok yük taşır katır gibi

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Adam gibi adamlara bakınca
Senin adam olmadığın ortada
Seller olup deryalara akınca
Bir damla su olmadığın ortada

Bütün dünya senin olsa neylersin

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

YÜREĞİM

Kime ne söylerim kime ne deyim
Sevdam ateşine yanar yüreğim
Alıp da başımı nere gideyim
Kendide kendine kanar yüreğim

Devamını Oku