Karadeniz asıllı İstanbul' lu eski bir askerim..Çocukluğumu ve ilk aşkımı bu şehirde yaşadım.Unutulmaz hatıralarımla dolu bu şehirden 20 yıl uzak kaldım mesleğim gereği ve ailevi nedenlerden.Şimdilerde (10 şubat2009) geri döndüm şehrime...Tek başıma yaşıyorum.Çocuklarım Murat ve Gülay evlenip ayrıldı yuvadan. Ben de artık kalan dar zamanımda elverdiğince hayatımın romanını yazıyorum bir yandan.Diğer taraftan çeşitli sosyal gruplarda ülkemin içler acısı halinden kurtulmasının mücadelesinde ufak bir çakıl taşı olmaya çabalıyorum.Tabi ki en büyü ...
Çiğ düşmüş bahar sabahlarıydı
Ardımızda bıraktığımız,
Boynumuzu bükmedi mi aşkım,
Asırlardır yalnızlığımız.
Yaşama tutunmadık mı beraber,
Pırlantaydı umutlarımız.
Eski bayramlarda çıkardık yola
Koca bir aile gibi kol kola,
Şimdi mazi oldu, geçmişler ola;
Beni sormayanı ben ne sorayım,
Şu deli gönlümü boşa yorayım…
Sevda bahçemdeki bu son gülümü,
Koparmadan kokla kurban olurum.
Kulluğum yalnızca Allah'a benim,
Dilersen uğrunda kölen olurum...
Yorulmuş ömrümün kara treni,
Mevziye yatmış da pusuda bekler,
Felek alnımızdan devirmek ister.
Dostlar kabus etti tüm yaşantımı,
Şimdi küllerimi savurmak ister...
Ne boyun eğerim, ne diz çökerim,
Bir ağaç vardı o körfezde
Üstünde masmavi gökyüzü
Altında denize inen dik yamaçlar
Gövdesinde oyuk bir kalp ve
İsmimiz var.
Yine döküldü yaprakları yeşeren dallarımın
Yine büktü boynumu zalim kaderim son kez
Yine takvimlere çizikler atıyorum her gece
Ve yine hasret dolu şarkılar yazıyorum sana gülüm...
Zaman mekan farketmiyor aynı nakarat yine
Yine sensiz yaşıyorum gurbeti gülüm,
Geceeler kara bir kefen gibi sarıyor beni,
Öyle tarifsiz acıyor ki garip yüreğim,
Yemin olsun gerçekten istiyorum ölmeyi.
Hüzünlere yaslanıyor başım ne yana çevirsem
Seni düşündüm her sabah bindiğim 07:45 vapurunda,
Camlara vuran yağmur damlalarının içinde
O an en güzel gülüşünle seni gördüm.
Deniz senin kokunu getiriyordu yine.
Deniz, yağmur, sen ve ben bir bütündük bir zamanlar.
Gerçek bir dostunuz var mı?
Dünya mali, dünyada kalıyor.
Her şey fani!
Yani...
Hani, diyorum da, insanın gerçekten mükemmel bir dostu olsa...
'Onu', şöyle, içine sindire-sindire, öpe koklaya, kocaman bir sarılsa...
Biz Menderes’i astık köpek ve bebek için,
Sıra sana geliyor, özründen büyük suçun,
Hadi beni de astır eğer yiyorsa kıçın;
Yağlı ipi boynuma kendim takarım kendim,
Atatürk öyle dedi, köylüm benim EFENDİM…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!