Murat Karaosmanoğlu Şiirleri - Şair Mura ...

İstanbul fatih doğumlu, ülkenin ve insanın çokça halinde demlenmiş ruhundan esintileri yazar. İstanbul üniversitesi fen fakültesinde 2 sene okumuş ve bir takım sebeplerle eğitimini yarıda kesmiştir. İş hayatına tıbbi mümessil olarak başlamış, gıda sektöründen emekli olmuştur. 2 çocuk babası, siyasetin Türkiye deki işleyiş sisteminden ( kar, çıkar odaklı ) tamamen uzaktır. Daha çok öze yapılan yolculukların etkisinde kalmış, bir yolcudur.....

Murat Karaosmanoğlu

Onlar insan'dılar.
Suskun ve anlamlı baktılar,
Yükleri belli, yüzlerindeki çizgilerde izleri.
Her nefes, oksijen basarken hücrelere,
Seçim senin.
Ya düşüneceksin, düşüncen delecek sınırları ve gökleri.

Devamını Oku
Murat Karaosmanoğlu

Bir martı gördüm gökte,
Diğerlerinden daha üstte.
Alttakiler süliet, omu, omu çok net.
Diğerleri kanat çırpmakta,
O ise kendini teslim etmiş rüzgara.
Bulutlarla arası, bir kaç arşın,

Devamını Oku
Murat Karaosmanoğlu

Gezeriz, bazen âlem içinde,
Bazen bir kelebek, bazen bir gözyaşıyla.
Akar gideriz yaprak gibi, nehirden, denize.
Mutlak güzeldir, ol Baki maşukumuz,
Deyyuki o sultan, beni sevene verilir, ağır gam.
Dosttan gelene, eyvallah deriz biz, ey can.

Devamını Oku
Murat Karaosmanoğlu

Öyküleri duydun mu, o yitik öyküleri.
Üşümüş, soğumuş sevdaları.
Acıtmadan canını, kazalım aşk ile o toprak denilen yorganı.
Belki de bükülür zaman, hilale döner dolunay.
Bu kadar zalimin olduğu yerde.
Hiç o yaşlılar ve duaları olmasaydı, dönermiydi kainat.

Devamını Oku
Murat Karaosmanoğlu

Barış

Bir umut saldım gökyüzüne.
Beyaz kanatlı,
Deldi geçti, heryeri
Ulaştı, ulak uluya.

Devamını Oku
Murat Karaosmanoğlu

Bir tutam gök versem, alırmısın ?
Ya seni, sana verdim desem inanır mısın ?
Yada ben senim desem şaşırırmısın ?
Zerreler hep aynı iken, farklı suretler niye ?
Hakikat gizlidir, her bedenin içinde.
Dağı, taşı farklı sanma.

Devamını Oku
Murat Karaosmanoğlu

Ekmek parası verin kölelere diye buyurdu,
Pomerium'dan bir ses.
Ne aç bırakın, nede tok,
Kalkmasınlar isyana.
İnce sır burda, hedefmi yarınki zor lokma.
Paslı demir, üstünde altın kaplama.

Devamını Oku
Murat Karaosmanoğlu

Pir ahmed’im, can ahmed’ imi anlattı,
Dostu anlattı, dostunu anlattı.
Yıkıldı duvarlar ve arasındaki harfler, cümleler.
Oysa evren tuğlasına, harçtı onlar.
Surum gitti, kalem gitti, yargıcı öldürdü taşlar.
İnce , ince sızdı içeriye bir güneş.

Devamını Oku
Murat Karaosmanoğlu

Bir duvar vardı, ikiye ayıran.
Bir tarafta, düşlerini resmeden bir adam,
Bir tarafta, vahşetle yoğrulmuş, omurgasız bir yaşam.
Üzülme bre adam.
Hiç gübre olmasaydı,
Dev gibi hayallerin olurmuydu,

Devamını Oku
Murat Karaosmanoğlu

Kelimelerle oynamalıyım bugün, harfleri bildiğimi sanarak.
Cümleler kurmalıyım, süslü değil, gizemli,
Zaten her şey gizemli değilmi?
Mesela bir tohumum olsun, gömsem onu toprağa.
Bulutlardan gelsin can suyu, filtrelenmiş, arınmış, okyanus.
Delsin toprağı, çatlatsın, boy versin, daha önce oldu, şimdide olsun.

Devamını Oku