Bugün bulutları seyredeceğim,
Kırlangıçlar dans ederken rüzgarlar la,
Ya yer çekmeyecek beni,
Ya da bir çift kanat verin bana.
Şöyle bulutların üstü, bakmalıyım yere,
Toprak üstü, altı, gezinen, suskun,
Dağlar biraz daha büyüsün, denizler karışsın göllere.
Gece ay doğsun, inci taneleri dökülsün gözlerden,
Kırılsın ışık gözyaşlarımda. yedi renk çıksın meydana.
Bir ateş yansın tam ortada, alevler dans etsin karanlıkta.
Çatırtı sesleri ,eşlik etsin rüzgara,sırtlan korksun,baykuşlar sussun.
Sözler, özlere karışsın, heybetlensin yürekler,
Çok şey yapabilirsin,
Köklerin yok, ayakların var.
Bağımlı olmak, tutsaklıksa madem,
Bir çift kanat almalısın.
Millet gülse de,
Taksimin orta yerinde,
Bulut inmiş üzerime,
Sis bu, soluk zor,
Bir adım geri atabilirim.
Çünkü gelmiştim oradan,
Bir adım ileri gidebilmek,
Zor olan bu, asıl mesele,
İlk okul yollarında sümbül koklardım ben,
Yetinmezdim birde üstüne, özünü içime çekerdim, bir arı gibi.
Mor renkliydi onlar, gizem rengi.
İşte o zaman, bu zaman yoldayım, sırlar denizi.
Çok zaman oldu aynalara küskünlüğüm,
Tenha, ışıksız, nemli duvar.
Baş önde, hayaller, akıp gider kaydırakta,
Çocuk ruh, yaşlı bedene mahpus,
Sırtını dayamış duvara mazlum,
Kıvrılmış bir virgül gibi,
Fasılalarla noktayı düşünen beyin,
Ümit iki dağın arasında sıkışık,
Sözde kâhinin lafı, ip cambazına.
Bir kuş gördü bunları, kanatları sessiz,
Beyaz kaftanlı prensti onu bekleyen,
Elinde bir kırmızı gül,
Göz yaşları süzüldü güle,
Öyle büyük olmalı ki yüreğin,
Tüm kâinatı yutmalı.
Karanlık, şimşekli, boranlı gece.
Duvarları set olmalı, kimse korkmamalı.
Çatır, çatır depremlerle, yürek atmalı,
Un ufak olmalı enkaz,
Mengene, sıkışık iklim,
Derdü gam, yağmur gibi akmakta,
Ah şemsiyesiz,
Bulutlar kızıl, renk kızıl,
Kış güneşine kanmak, anca ahmakça.
Üstün ince, hiç sana anlatılmadımı ninenden zemheri ?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!