Vay ki ömür geçiyor…
Bilinmez eller bilinmez diyarlarda.
Ve sancılı,
Geride bırakılan ne varsa…
Ve gömülen anılar hatırına…
Bilir misin diye başladı çok şiirlerim,
Bildiğini bilmeden.
Sana seslenmek
Dipsiz bir kuyuya taş atmak gibiydi.
Kuyudan ses gelir
Bir hikayemiz vardı,
Belki çok kişi bilmezdi.
Ve sessizdi aslında her gecemiz,
Belki kimsesizdi…
Bir hüzün işgalinde olurdum sen her olmadığında,
Şimdi uzaklardasın….
Ve gönül hicranla doldu ya hani…
Sanma ki senden sonra yeniden gülecek…
Sanma bu hicran öyle kolay geçecek…
Sanma bu gönül sensiz bir gün görecek…
Ay güzelliğinle ışıldarken
Sen onu kendinden bilmezsin.
Birçok şeyi bilmediğin gibi…
Şairin geceleri karanlıktır
Işık tutan bulamazsın.
Gecelerden yar mi olur?
Senin gibi yar oldukça.
Sen kendini yar mi sandın?
Yılan beslemişim koynumda.
Ne bir arkadaştın, ne bir dost sırrıma,
Sevgiden öte bir yol vardı
Sen o yolu aşalı çok oldu
Kadim şehirler dolaştım gündüz gece
Yollardan öte önüm hep sen oldu
Sevgi neydi?
Bir ışık kümesinin ömürden geçmesini beklemekti…
Sevgi süzekti çayı bardağa dökerken….
Ya da birine içini dökerken…
Çığlık çığlığa haykırmaktı geceye…
07 Eylül 2018
Sevmek;
Koca bir dünyayı
Yüreğinde hissetmek…
Ve gideni ardınca izlemek
Dönmeyeceğini bilmek
Bir dertli şarkıyım bu gece….
Meyhanelerde çalınan…
Rakı masalarının mezesiyim…
Sensizliğin ertesiyim….
Sarhoşların narasıyla haykıran sesim…
Ve yalnızlıklar içinde bedenim…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!