Adını saklarım ben senden bile,
Kazanmadan kaybederim bilirim.
Bin kere kapına gelsem nafile,
Kapıyı açmazsın bana bilirim.
İsyana gerek yok bunlar hep kader,
Tıka basa hüzün doluyum bu sıralar.
Leyla ile mecnun’un, kerem ile Aslı’nın Ferhat ile Şirin’in ve hatta Tahir ile zühre’nin ayrılıklarını hissediyorum kendimde.
Yangın bende, sızı bende, acı bende.
Sonbaharda sararmış bütün yapraklar yüreğime dökülüyor.
İçim içimi yerken kendimi eritiyorum volkanik bir dağda,
Sonra zemheri soğuğu vuruyor bedenimi,
Bir ses ver..! Kelimelerini seçmeden, özensizce, devrik cümlelerle, yeter ki sesin çınlasın kulaklarımda olabildiğince.
Dilime vurduğum kilidi, Kendime verdiğim sözleri bozayım, yüreğime vurduğum prangaları kırıp, etrafımda ördüğüm duvarları yıkayım, bir ses ver..!
Sadakat ile sevginin kavuşması kadar büyük, kalp ile gözlerin birleşmesi kadar kutsal, mazlumun zalime galip gelmesi kadar yüce bir zafer sevinci olsun. Bir ses ver..!
Anadoludan kopup gelen bir türkü, Cahit zarifoğlundan bir şiir, Cemal safiden bir "tek hece" olsun.
Zaman her şeye ilaç değildir belkide. Zaman..! Hangi zaman ölüm gelecek hangi nefesimizde...
Gelmeden bir ses ver..!
Kanayan yarama merhem değilsin,
Uzak tut kendini bana dokunma.
Ben garip bir hancı, sen giden yolcu,
Varıp git yoluna bana dokunma.
Ben değilim kalbinde ki vuslatın,
Dokunma..!
Zaten kan damlar yüreğime,
Bir de sen kanatma.
Kırılmış kolum kanadım,
Yaralı bir kumru misali,
Öylesine viran,
Yüreğimi toparlayamıyorum bu sıralar,
Aklımın gelgitlerinde boğuluyorum,
Kıyıya vurmuş balık misali nefes alamıyorum.
Kabuslarla beni uyandıran korkularım var,
uyuyamıyorum.
Soran olursa şükür diyorum o kadar, fazlası yok bende.
Yorgun gönlümün dermanı, gözümün feri, dizlerimin takatı.
Dilimdeki sözüm, dudaklarımdan düşen mısra. Çok uzaklarda mısın bilmiyorum ama artık öyle biçareyim ki sorma. Sorularımın cevabı, beni kulaklarınla duyup, aklınla anlama. Gönlün şifa olsun yaralarıma..!
Yüreğimi sana verdiğim günden beri, aklım kendinde değil.
İfade özgürlüğümü alan kısıtlamalarım,
Önüme konulan engeller,
Seni ve kendimi mutsuz etme korkusu.
Geleceğe dair umutsuzluklarım,
Kaygılarım, endişelerim.
Söyle kaptan söyle yolculuk nere,
Benide al götür bilinmeyene,
Bavulum yok, bir kendim birde ceketim,
Elimde poşetim ondada kefenim.
Yer önemli değil, arka beşlide, kıyıda köşede, belkide yerde,
Yeter ki al beni gittiğin yere,
Geceden şafaklara kara kara düşündüm,
Sevdan ile yanarken yokluğunla üşüdüm,
Hangi söz, hangi cümle umudumu yeşertir,
Özleminle ölürken gözlerinde gömüldüm.
Belkide son mısralar, bu son şiirim sana,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!