Her gönül kaldıramaz ben gibi ağır taşı,
Kantarda boş kefeyi doldurana muhtacım.
O defteri kapayıp, öne eğdiğim başı,
Tertemiz sayfalarda dik tutana muhtacım.
Mazimi her fırsatta anlatmaktan sakınmam,
Bir kerede anlayıp yüzleşene muhtacım.
Sana odaklanırım sağa sola bakınmam,
Söze itimat eden ferasete muhtacım.
Hacı Bektaş, Yunusun sancaktarı eriyim,
Emaneti gözeten verasete muhtacım.
Yüzdeki güzelliği paspas diye sereyim,
Şahıslara münhasır zerafete muhtacım.
Meşakkatli dünyada misafirin biriyim,
Kahven deki köpüren keramete muhtacım.
Vuslata erişmeden cennete mi gireyim?
Firavunu affeden merhamete muhtacım.
Hüviyette, kütükte kabul etsen soyadım,
Yıldırım nikahıyla arz olana muhtacım.
Bir yastıkta kocayıp, yaşlanmaya son adım,
Helalim olman için farz olana muhtacım.
12 Ekim 2011
18:49
Kayıt Tarihi : 23.5.2012 00:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!