Bir inşallah bile hak etmiyor muyum?
Umarımla geçiştiriyorsun.
Hastayım, kesildim şiirden.
Yitiriyorsun bütün beni.
Boynum ağrıyor.
İnsan, dili bilmiş mi.
Gönülden işi pişmiş mi.
Vahdet-i ten insana has.
İnsan teni değmiş mi?
Herkes götürür kendi odununu.
Herkes öldürür kendi yörüğünü.
Bir yürek var özümser gördüğünü.
İnsan kalarak çıktım insanlıktan.
Şafağın ahını aldım yetmedi.
Eskilerden bir şeyler ver bana.
Yaratılmış olsun en nihayetinde.
Sakın ha sohbet olmasın.
O yaratılanlardan değil;
Yara kılanlardan.
Çalışıyorum, patron üşüşüyor.
Demirin ısısını sevebiliyorum.
Derimin sıcaklığını hissedebiliyorum
Lâkin kemiklerim, hâlâ üşüyor.
Gam tutmuyor, örs ve çekiç.
Ruhun coşması için bedenin sağlığı gerek.
Bedenin coşması için ruhun varlığı gerek.
Tek insan kalırsın uzun yol kervanında.
Yolu tayin etmeye, bir dost gerek.
Elini yüzüne sürüp yol arandıkça.
Göm beni, istediğin yere.
Üstüm açık kalmasın.
Bir kırgınlık var içimde.
Büyüyen bir biçimde.
Seni anmasın.
Kışın kendimi güçsüz hissediyorum
Yapacak bir şey yok, ne gelir elden?
Gök gürlemiş, serilmiş insanlığa.
Çıkmak zor gelir evden.
Yapraklarım döküldü yanı başımda.
Kış erkenden ayazı bırakır mı.
Ankara’da sevenler dayanır mı.
Aramıza karları girdi kışın
Bu beldenin yolları karılır mı.
Ben yollarda doğdum ki sana battım.
Son yaprak düşerken al beni yaradanım.
Bu kışın melankolisi aştı artık beni.
Yalnız hissediyorum üstüme yağarken kar.
Bir seninle buluştuğumda kesiliyor efkâr.
Eskiden severdim kış günlerini soğukça.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!