Takılıp peşine uçurtmanın
Çıtasında çivilenmiş umutlarım
Seyrinde alemi izbe sokakları yaşamın
Yükselirken kaybettiği gözyaşında ıslanmış son kuyruk
Bırakmış rüzgar sesi de boran misali
Altında ne bahar ne yaz
kara bir gece var şehrimde
şimşeklerin ışığında oturmuş
karşımda bir yalnız...
koskoca şehre benzer haşmetiyle
yağmura inat
yüzümde gülücükler
KÜSKÜN SEVDAM
Bazen
Yalnızlık ürpertince gecede
Bir ses duymuş gibi zamansız
Kalkar bakarsın ya camdan
Ala gözüm,
Ak düşmüş saçında, yorgun tellerin yaşlı,
Al al olmuş ak yüzünde,çizgiler suçlu,
Hüsran zamanıdır gözleri yaşlı,
Bilseydi gittiğinde siyahı kızıla çalacağı
Gelip de geçeceği,bakıp da gideceği
Hal bilmeze yol düşerse,
Göz kararıp, kapanırsa yollar.
Kalp incinir kırılırsa, tamiri imkansız,
Ağlarken kadın…
Yarın olacak neredeyse, gök ağarmakta,
Nedense her lodos estiğinde savrulur dururum, öncesi ve sonrasında da öyle.. Başım ve gözüm, kararır içim, ağlamaktan beter, tonlarca ağırlık vurulur sırtıma.. Binlerce martı uçuşur beynimde. İsyanım, itirazım var sanki.. Döner vurur, iner vurur, durur vurur...
Dünde öyleydi; bu günde, belki yarında...
Rüzgara salar, sanki bekliyormuşum.. Sanki acı çekmek ruhumu besleyecek gibi; bile bile atarım kendimi lodosa. Sertliği midir yoksa manyetik bir çekim gücü mü vardır? ..
Yan/a yatar,
Yıllardır koştuğum, düşmüş peşinden
Ömür yokuşlarda
Gel artık bahar.
Irakmış kavuşmak,hayalden öte
Yürek eksik kalmış
Akşam inerken gündüze
Vişne şarabı bakışlarında
Dudaklarımda buruk hayalin,
Bir bardak dolusu yalnızlık
Taşkınlığında gönlümün engin deresi
Ne kum ne yosun kalbimde
Hüsran saatlerinde zaman geçmiyor
Ayrılıklar buruyor,
Yok mu o yaşanmış düşlerim,
Olmasaydı.
Olmasaydı,
Beş Dakikalık da Olsa,Barış Benimle
Uykulu uykusuz gecenin sabahında,yarı uykulu yatağında dönerken yanında yatanı hissetmesi,farketmesi,bedenini görmesi iyice çıldırttı. Uyku sarhoşluğuyla akşamdan kalma nefret ve kinini hatırlayıp,iyice sırtını dönerek daha da uzaklaştı.Gidip gidip gelmeler,sızlanmalar, yakınmalar,sen haksızsın ben haklıyım tartışmaları,itiş kakış,restleşmeler,şikayetler,şüpheler bıktıran tartışmalar ikisini de insanlıktan çıkartan laf sokmalar,beyin okuma,hükmetme sen ben,ben sen,onlar bunlar,sabahı akşamı başlangıcı sonu,gideni geleni, ahı vahı,inlemesi dinlemesi,gezmesi tozması bayılma baygınlık,bayat,hayat memat,gir gel otur kalk.dur yapma yapma.of of..
Artık tahammülün kalmadığını,Ya rabbim al canımı duaları,uzaklık yakınlık gerginlik,bıktıran şikayetler, derin derin düşünmesi,yanındaki adamın varla yok arası sessizliği,içine kapanması,ondan uzaklaşması,iyice delirmesine sebepti zaten.Döndü şöyle bir baktı,adam gene sessiz,yüzüstü yatıyordu.Dönerde bir şey söyler diye daha da yatağın öbür ucuna doğru uzaklaştı.yorgana iyice sarıldı.
Yapacak bir şey kalmadı diyordu içinden.bitti,kalmadı ama hala neden birlikteydiler, ve hala aynı yatak neden paylaşılıyordu.aslında hala seviyorum diye içinden geçirdi,hemencecik vazgeçti,kahretsin Allah almadı ki canımı,hala çekiyorum yıllardır diye kahretti.başka şeyler düşünmeye başladı..çocuklar zaten kocaman olmuş kendilerini kurtarmış,kız nişanlı oğlan üniversiteyi bitirecekti.Aslında artık parasal sıkıntıları da yoktu.Ev kıra değil,geçim de kötü değil,yeme içme dersen işte,orta hallice,tatil gezme tozma yerine göre yapılıyordu.Bilenler sezenler vardı aslında ama,görüntü.eş dost ziyareti hala her şeye rağmen hafta sonu piknikleri devam ediyor hiç bir şey yokmuş gibi dosta düşmana inat gülünüyor,kimsenin anlamasına hatta ne kadar mutlular ve huzurlular da denilebiliyordu.Nedense dışarıya karşı benim eşim dedikçe ağızlarından bir daha benim eşim çıkıyordu.
Çalar saatin çınlaması kadını iyice çileden çıkarttı..zıkkım yiyesiyeceye kahvaltı hazırlayacak,yarım saatte kalk, kalk, kalk faslı olacak,sinirleri iyice gerilecek,çilem çilem nidalarıyla içinden kendi kendini yiyecekti..Şikayetleri pek sesli olmazdı kavganın dışında,hala bir şeylerin saygısı ve paylaşımı vardı.Geceki kavgada son damlalardandı.iyice çileden çıkmışlar bağırış çağırış,komşular bile sese uyanıp,kapıları tıklanıp,rahatsız olduk dememişler ama,neyiniz var demeye gelmişlerdi.Çocuklar ise zaten alışkın oldukları için sadece hayret etmekle kalıyor,ayrılın bari o zaman deyip işin içinden çıkıyorlardı.artık dur demeli,bitirmeli bu sefer diye tekrar düşündü.evet o cesareti kendisi gösterecek ve boşanma davasını açacaktı bugün.Sinirden çaydanlığa su koymayı unuttuğunu hatırladı,akıl mı bıraktı ki manyak dişe homurdandı.dışarıda ki kuş sesleri sabahın güzelliği,denizin sakın görüntüsü,soğuk suyun yüzündeki ferahlığı bile rahatlatamadı onu.hırsla kahvaltı masası hazırlığını bitirdi.televizyonu açarak geceden kalma haberlere,yada sabahın köründe hangi sürprizle karşılaşırız diye her sabah televizyon açılıyordu.Irakta gene şiddet, Endonezya da deprem ve yanardağ patlaması,yeni açılacak alışveriş merkezi,trafik de son durumlar,havanın baskınlığı sıcaklığı mevsim normalleri,şehir anormalleri,trafik kazaları, borsadaki çöküş,doların patlaması hepsi gelip geçen haberler.İyi ki borcumuz yok diye sesli düşündü,2001 yılını hatırladı bir gece de çöküşü,ardından stres ve gerilim yılları, bitmeyen borçlar artan faizler,kartlar cartlar curtlarr,şükürler olsun diyebildi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!