Nûrunla karıp toprağı kılmış beni Âdem
Hâlik mayaya sevgini katmış da yoğurmuş
Göklerden aşıp ümmetin olsun diye Meryem
Aşkın ile mîlâd olan Îsâ'yı doğurmuş
Her zerrede varken seni sevmek ne kadar zor
Gel serinlik ister isen aşkın ateşinde yan
Çünkü ibrahim o ateşle serinlik buldu hep
Varmak istersen Hüda ya bir veli peşinde yan
Evliya ardınca kim gitse derinlik buldu hep
Hilmî
Ne var toprak altında besleyen ki coşmuş bu yeşil
Evliyâlarla sular yeşili bu kainâta eş il
Yıldız ile hilal Bursa semasında ebedî yazıtlar
Ulucami minaresine indirdi onu Orhanlar Beyazıtlar
Güneş sevdalısıdır ezelden bu mübarek diyarın
Ufukta takılır kalır olana kadar yarın
Göğsümdeki çam iğneleri
Kasımların hasretiyle saçımı aklar
Nasıl da deler sineleri
Düşmez denen yapraklar
Burada zorluklar kolay
Bezm-i evvelden alıp yol sırta bin gam vurmuşuz
Nûr-i Ahmed'den bu bezme mühr-i Âdem vurmuşuz
Sırça köşkten düştük elbet şol harâbe âleme
Ol sebebden neş'eye biz seyf-i mâtem vurmuşuz
Üşüyen yetimler olmalı sebep, ferman gereği
Oysa Uyku kaçıran dertlerim hep riya kokar
İçime çöreklenmiş yılışık nefs engereği
Neden beni hep şahdamarımdan sokar
Düşüp bezm-i elestten biz cihândan aşmaya geldik
Emeldir mâsivâ seddin yıkıp da taşmaya geldik
Bu dünyânın belâsı lutf-i Rahmân'dır bilen bildi
Belâ-yı aşka arzûmuzla ondan düşmeye geldik
Issız bir sokakta yürüyorum bilinçsizce
Havada nur beyaz kar yağıyor sık ve ince
Kar değil ki soğutan, nar soğukluğundur gönlü
Söylerim şarkımızı ısınmak için sessizce
Sokağın sonundayım, dar iki ayrımlı yol
Âhu gözlü yârim artık gel desem gelmez misin
Firkatinle her öğün bin gam yesem gelmez misin
Sanki minnet cânına hep döktüğüm göz yaşları
Söyle bin yıl ağlasam hiç gülmesem gelmez misin
Hilmî
Ben günâhkârdan günahkâr yok cihânda doğrusu
Kalbime zift dökmüşüm kaplanmış Allâh korkusu
Rahmetinden Rabbimin kaçtım da kaçtım durmadım
Avladı sonra beni şeytânların şer ordusu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!