Dünyanın öyle bir yerinde ki, bataklığa saplanmış,
Elindeki zambak bir zakkuma dönüşüyor,
Üç-beş serseri sokakta konuşlanmış,
Öyle delirtmişler ki, kalbi bile üşüyor.
Köle pazarında satılan sefil tüccarın ta kendisiyim,
Gördüğüm karanlık artık, sadece karanlık,
Gözlerimi kör eden lanet karamsarlık.
Kafatasından mürekkep, papatyadan merkep,
Prensinin önünde prensesi öpmek,
Renksizliği hayatın kaldı eskilerde,
Şimdi eskiler bile oldu rengarenk.
Şimdi kafamın içi sadece kanla dolu,
notalar üzerime akar bir yaprak gibi
içimi sarar tüm kasvetiyle hazin sonbahar
beni bu uykudan ayıltan ölümün sesi
sanki şarkı söylüyor gökte turnalar.
bayık bu nefsin tadı, çiçekler gibi
Bir anlık öleceğim, nefes almayı unutup,
Güneşin karanlığını göreceğim, ittirerek bulutu,
Bir mum gibiydi inan, sönerken umudum,
Ben gülmeyi inan ki, tam ağlarken unuttum.
Korktuğumda yüzüm kanım gibi kızarır,
Aynı anda zihnimde canlanan iki resim,
Hakikat kesin, duygular kesif,
Brütün hançeri, bu hain kesim,
Cahil senato, Sokrat ve zehir.
Parabol denklemi ve karmaşık düzlemler,
ıssız bir çölün ortasındayım,
balıkçıyım, ve balığın oltasındayım,
özlemedim özlemeyi, inanın bayım,
neydi söyler misin bana, inanmak dayı?
kafam boş şuan,
üzerimde esintisi ruhların
sanki içimdeki aşk kıvılcıma dönüşüyor
göğsümde bir duvar var, fikirlerden daha derin
ve işte bu an kaygılarım bu başıma üşüşüyor.
bir umut gözükse de ufuktan
Faili meçhulün teki, hafif serseri,
Düşen yaprak taneleri, düşüncelerim,
Kimim bilinmez, bu bir şiir mi?
Cehennemin ortasında selam ederim.
Yazılanlar garip, yazansa tuhaf,
Faili meçhulün teki, hafif serseri
Düşen zakkum taneleri, düşüncelerim,
Kimim bilinmez, bu neyin nesi?
Bilinmezlik ortasında veda ederim.
Çiçekler ölüyor, mezarlıklar doldu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!