Duy beni, ya da duyma
Bırak gökyüzü ağlasın.
Çektiklerimi sen de çek
Yüreğin dayanmasın.
Öyle şeyler olsun ki
Kimseler anlamasın.
Kaybolmuş günahlarım, sevapların ıssızlığında,
Ruhum gitmiş, bedenim ölmüş ve geriye adım kalmış,
Beni bayıltan şarap değil, ölümün sarhoşluğu,
İçimi karartan da zaten odamın loşluğu.
Ben bir boşluğum, amansızca koşturup
ben de bilirim sanatsallığı
ben de yazarım birkaç bir şey bazen
bazen de unutuveririm hatırladıklarımı
kelimeler taşlaşıp düşer üzerime bu dem.
ölmek kadar anlamsızsa hayatım şuan
Gece gece acıktım, olsun,
İmsak vakti yakın, olsun,
Hep bir erteleme merakı zaten
İstediğini yapamadan gelecek kefen.
Olsun.
Anlatamadığım şeyler kadar silikleşen hatıram
Sönük resmin, silüetin bu alzheimer hafızamda
Yani canım, unutmam artık ölsen de
Ve ölsem de ölüm orucum, çünkü gam yemem.
Tablamda tablon, öylesi komikti bu
Ölmek miydi hayalim, yoksa öldürmek mi?
Ölüm dediğin gözlerini kapatıp güneşi söndürmekti,
Yuvarlanmaktı cehenneme doğru, şeytanı güldürmekti,
İntihar edip bir gece, sonra söylenmekti.
Kanımın son damlası burada, bardağımda,
Osman bey'in bir eşi varmış, iki de çocuğu,
Görsen öyle güzeller ki, sanki nazar boncuğu,
Didinirmiş, çalışırmış, sırf onları okutmak için,
Baba ya, yüzlerine güler, gece ağlarmış için için.
Bir inşaatta çalışırmış, hem de haftanın her günü,
İyi biter mi dersin
Bu filmin sonu?
Kim bilir belki
Mutlu bir hayatım olur.
Kimi bu sahnede dizlerini kanatır
Rüzgar güneşten daha fazla ısıtıyor içimi,
Ve biri hatırlatıyor geçmişi, çöplükteki köpekler misali,
Sen yine vur yüzüme hatalarımı, köpek timsali,
İşlediğin günahlar cehennemi kendine cezbetti.
Ve ben vehmettim, bir şey olacakmış gibi,
Papatyalar görselerdi seni
İncinirler miydi daha güzel olduğun için?
Gökyüzü bir gül halini alırdı elbet,
Seni görse gözyaşlarım, alabildiğine gülerdi.
Bu batı rüzgarına rağmen içimde bir papatya sıcağı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!