Bozkurt'un şanlı hikayesi,
Köklü bir tarihe sahip,
Yiğitliklere doyurur bizi,
Zafer dolu yürekleri hep.
Ulu dağların efendisi,
Mazluma umut olmaya
Açılın Bozkurt geliyor
Zalime cehennem olmaya
Açılın Bozkurt geliyor
Çakaldan hesap sormak için
Karanlık bir yolculuk başlarken,
Bozulan toplumun göbeğinde,
İnsanlar birbirini unutmuşken,
Hüzünle doldu bu şehrin megası.
Bir zamanlar sevgi dolu kalpler,
Tabiatın şirin bir köşesinde yer alan,
Eşsiz bir güzelliğe sahip olan şehir Bursa.
Ulu bir dağın eteklerinde yükselen,
İhtişamıyla bütün gözleri cezbeden.
Yeşillikler arasında gizlenen cennet,
Bir deli divane düşün,
Aşkın ormanında kaybolan.
Akıllıca düşünemez,
Kalbiyle yola çıkan.
Gözlerinde ateş var,
Dostum bugün ne haldeyim bilmiyorum
Ne ağlayasım var ne de gülesim var
Hayat bir bulmaca gibi, çözemedim ben,
Gözlerimde bir hüzün, içimde bir yar.
Dostum bugün ne haldeyim bilmiyorum
Demlenmeye mi geldik
Yoksa demlemeye mi
Aşk için mi geldik
Yoksa Kulluk için mi
Düşlerin sesini duyuyorum,
Sözcüklerin dans ettiği bir ormanda.
Rüyaların şiirlerini yazıyorum,
Kelimelerle örülmüş bir dünyada.
Mısralarımın nefesi dolaşır,
El veda hayat
Elveda çiçekler
Elveda yalan dünya
Elveda güzel insanlar Elveda
Göç vakti gelmiştir
Bir zamanlar vücut, nimetten müteşekkil,
Şimdi bir engel, fakat ruhum stilli.
Her nağme bir ahenk, içimde kıyamet,
Küçük bir mecra, yüreğimde hayalet.
Ezgiler dinlenir, gönlümde bir hüzün,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!