Yaşadıkça bitmiyor hayat dersi
Her olgu düşünce ayrı bir kürsü
Gidip öğrenemezsin yoktur kursu
Başına geldikçe şaşar kalırsın.
İster tövbe et istersen yeminler
Ellerini tutan ellerin elleri,
Sanma ki eller ayırır sevenleri,
Ellerinle ateşe verip gittin,
Üzerimize yağdı aşkın külleri.
Yırtmıştım bende kalan resmini,
Buzda eriyen bir damla gibisin,
Dokunsan, tayfı bin renge bölersin.
Kimden aldın bu edayı bu nazı,
Sızıp toprağa, özüne dönersin.
Kirpiklerden düşen gözyaşımısın,
Benim yağmurlarım çocukluğumdan kalmadır,
Güneşimi saklamıştır üşütürken tenimi.
Çocuk gözlerimde birer damladır,
Soğuktan saklayacak yer bulamazken elimi.
Bulsam o yağmurları, ıslak saçlarına sarılsam,
Aşktan bahseden kim,
Sevgililer suyunu çekti,
Artık karşımdakiler hekim,
Sorduğum kaç ölçekti.
Sevgililer diye atıyorsun,
Sabah ile esen seher yelleri,
Söyleyin yarden haber var mıdır?
Yok mu selamı saçlarının tellerinden?
Gözleri alevden, yüreği har mıdır?
Gördünüz mü teninin nakışını?
Yürek mahkumuyum, bantlanmış dudaklarım,
Karanlıklar içindeyim, duymaz kulaklarım,
Sevgi sarayında mahkum etme beni ne olur,
Sende yeşersin, seninle çiçek açsın umutlarım.
Sevginle sarsan da dört bir yanımı, biliyorsun,
Dostlar sizlere bir vasiyetim var,
Öldüğümü bana haber vermeyin.
Gideceğim yer sadece dört duvar,
Nasılım diye hal hatır sormayın.
Çiçek tohumları serpin toprağa,
Hayallerim birgün düşerse suya,
Dalmak isterim derin bir uykuya.
Nasılsa kalmaz hayatın anlamı,
Çıkartırım kendimi hurdaya.
Sanırım renkkörü olur gözlerim,
Güz mevsimi
Hasat zamanı
Eksik olmaz artık
Dağların dumanı
Toplanır asmaların üzümü
Ayıramaz sevgililer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!