Şimdi sen gittim diyorsun ya, hadi elveda.
Ki ben de inandım çünkü hazırdım dünden
Şu yeşil senin değil miydi göveren taftada
Winston sigaraları içtiğin dört bir tarafta
Su getirişini unutmak ne demek mutfakta
Lıkır lıkır ezgisini kırık kenarlı bardakta
Altına karbon kâğıdı koydun da mı elden
Gülüşlerin kesiksiz yaşıyor dört duvarda
Yara açan şu çiçek boynu bükük saksıda
Büyüdükçe darağacına benzeyen şu ağaç
Nasıl oluyor söyle de yürekten inanayım!
Ellerin kaç düzine olurdu sahi yağmurda
Yani yalnızlık bulmadım da ateş mi içtim
Ya da kuytular biriktirdim boyuna içime
Yok mu her şeyin bir sonu, cemrenin bile
Yokluğun çivi mi de, yansın, avuçlarımda
Hadi diyelim ki kıştandır kalbimin üşümesi
Ve de hüzün tutmuş ayaklarımdaki donma
Peki, ya topraktan buğulanan nergisler gibi
Yalan mı genzimi sızlatan şu Miss Dior da
Şimdi sen gittim diyorsun ya, artık senden.
Ki benim de gayet inanasım vardı doğrusu
Ağırlığının çarşafta bıraktığı buruşuk gibi
Her şeyin dururken, dehşetli, yerli yerinde
Mustafa Demircioğlu 2
Kayıt Tarihi : 1.11.2017 11:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!