Mis gibi Istanbul'um var benim
Mis gibi İstanbul'um var benim
Adına şiirler dokunan
Vapurdan simit yedirdiğim martilar
Özlerler beni
Kızkulesi’nden sevda masalları
Söylemezler bana sonra
Sevdiğime gittim dersem
Bizi sevmedin mi derler
Kıyı şeridi geceleri
Işık ışık yakar İstanbul'umu
İçim söner görmezsem o alevleri
Ben sönerim
Beyoğlu’nda bir tur attım mı
Neşem gelir yerine
Sarmaş dolaş olurum
Geniş caddenin kalabalığıyla
Başım döner sarhoş olurum
Hele birde içtimse bir iki duble aslan sütü
Kardeş olurum
Çiçekçisiyle
Biletçisiyle
Koftecisiyle
Arnavut kaldırımıyla
Sabah olunca ezanla uyanıp
Şafağa bakmalıyım bazen balkonumdan
İçim ürpermeli
Soğuktan mı ezandan mı
Düşünmeliyim uzunca
Sımsıcak bir çay olmali elimde
Dumanı Karadeniz tüten
Kahvaltım Ayvalık Zeytini
Kahvaltı tabaklarim altindan değerli
Kütahya Porseleni
Buz gibi bir duş alıp
Adaları görmeye gitmeliyim
Arasıra selam vermezsen
Alınırlar hemen ha!
Bir sis bulutu kaplar denizin üstünü
Göstermezler yüzlerini sonra
Küstürmeye gelmez Marmara’nin Nilüferleri
Unutmadan!
Birde Bebek-Ortaköy var
Boğazın gelin etekleri
Beş çayının deminde
Gözlerim kapanırsa aniden
Sonsuzluğa diye
Helallik almaliyim yaşlı gelinden
Garip gelin kavuşamaz hiç damat Beykoz'a
Bu uğurda eridi gitti yazik
Ya bende yaşlanırsam sen gelmeden
Ya görmezsem gülen gözlerini bir daha
Affeder mi sanırsın koca İstanbul seni
Ben affeder miyim?
(31/01/03 - Istanbul)
Gülçin DeveciKayıt Tarihi : 11.4.2006 10:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
