‘’Seni herkesten ayrı tutan bu belki de… Ruhunun asilliği korur sana olan tutkumu… Ayrılmaz bir bütün gibi el ele, diz dize, göz göze… Beni ayakta tutan bağlılığına bağlıyım…’’
Kopmama hevesi uçuşur soluduğumuz havada… Gözlerden uzak diyarlarda bir parça… İki ayrı kalp birleşir yağan yağmurda… Ansızın konuşmaya başlar gözler… Zannedersin ki hiç susmayacak gibi… Savaşan dudaklar efsaneleşir zamansız… Asırlardır süren aşk yerini alır… Unutulur dünya; bir bütün birleşen kalpler kalır geriye… Eşi bulunmaz çift haline gelir habersiz… En unutulmaz aşkları konuşulur tüm evrende… ‘’Birbirini deli gibi seven efsanevi aşklarıyla iki genç… Gelmiş geçmiş tüm zamanların koşulsuz aşkı…’’
‘’Ruhunun asilliğiyle birlikte devam hayata… Asillik işlemiş tüm bedenine… Beynimde saklı kalan satırlardan öte asilliğinin esiriyim… Ayın gölgesinin altında efsaneleşen aşkımın sahibiyle başbaşayım… Tüm kötülüklerden uzakta asıl kötüyle büyülenmiş haldeyim… Endişeye rağmen seninle kaybolmaktan mesudum… Senin olmaktan başka ne dilek kalır ki bu yürekte… Seninle en kötüyüm…’’
Bazen neden ben diyesim geliyor,
Bazen kurtulmak için ölesim geliyor,
Bazen bu diyarlardan gidesim geliyor,
Bazense yalnız kalıp ağlayasım geliyor...
Göğe çek beni ey gökyüzü,
Bir de ben göreyim tepeden yüzümü.
Hafifletilmeli bu beden, uçur evrenin en tepesinde,
Boşaltılmalı bu hafıza, kalmasın göğün en kuytu köşelerinde.
Geceler bitsin diye haykırırım her zaman dünyaya ama gecelerin dostum olduğunu ne de çabuk unuturum oysaki. Geceler olmasaydı eğer kim nasıl içini dökerdi duvarlara. Zifiri karanlık sökerken içe saplanan huzuru ağlamaklı geçirmek ne de büyük bir kayıp. Hâlbuki her şeyden mutluluk duymak yakışmaz mıydı bizlere. Acı çekmenin durumu hoşumuza gittiği içindir belki uzun zaman süren bu hüsranlar. Kimse tam olarak itiraf edemese de kendine, bilinçaltı bu gerçekle kaplıdır. Mutlu olmak bize bağlıdır ve üzüntülü anlarımızdan bile bir pay çıkarabiliriz her şeye rağmen. Herkes kendi filminin başrolünde, acısında, sevincinde. Ama eminiz ki acı anlarımızda dâhil her an gülmek hakkımızdır ve ölüme giden yolda durana kadar gülmeliyiz ne olup bitse dâhil. Gülmek haram değil, gerçek olan şu ki; gülmenin içe verdiği sonsuz huzur herkesi yeteri kadar tatmin etmekte ve o anı tükenmez kalemle beyne işlemektedir. Biz insanlar acıyı gülmekten daha üstte tutarız. Sebep; onu her şeyden çok severiz. Gülmeyi tam tamına yaşasaydık eğer eminim ki acıdan nefret eder gülmeyi dilerdik hep. Ne yazık ki insanoğluna gülmek yakıştırılmaz ve bir saniyelik gülmenin ardından kötü bir haber yapıştırılır. Hayat imtihanlarla doludur ve bu sınavda başarılı olmak çok büyük bir lütuftur.
Dünyanın güzelliklerine sevgiyle yaklaşırsak onlarda güzelliklerine daha da güzellik katarak bize hünerlerini gösterirler. İnsana da aynı sevgi ve gülen bir yüzle karşılık verirsen eğer dünyanın güzellikleri gibi sana içini açar ve güler. Gülmenin yeri ve zamanı yoktur; mutlu olmanın da. Bir insanın gülen yüzü diğerine mutluluk verir ve hayata daha bir emin adımlarla adım atar. Birbirlerine düşman olan iki insan bile asla birbirleri olmadan hayat mücadelesi veremezler. Acı, hayatın küçük bir cilvesi ve hayatımızın küçücük payından vazgeçmek bile kötü bir değer. Acı duymak gülmek kadar olmasa da, hayat onsuz da sürmez. Hayatın her haline gülünmeli, her şeye, görebildiklerimiz ve göremediklerimize, kötülere ve iyilere, acıya ve mutluluğa… Tabiatın bu asilliği düzenli derecede kurulmuş ve çok güzel işlenmektedir. Kimsenin bunu sorgulamaya küçücük bile olsa hakkı yok ve asla sorgulayamaz. Şüphesiz sorgulayanlarda cezasını çekiyorlardır.
Gülün hayatın cilvelerine inat.
Dünyanın yüce kutsallığına ve asilliğine sür bedenini.
Dün gece görmüştüm düşümde seni ey yar,
Giderdin şimdiki gibi,
Sebebi vardır elbet, biliyorum,
Sen yeter ki koyma beni senden habersiz.
Gitmeden son kez bakayım gözlerine ey yar,
Sigara elimde gecelerin uçsuz bucaksız dar sokaklarında gezinmekteyim. Sarhoşum belki de bu ayazda.
Geceye sarhoş, acıya sarhoş, sana sarhoşum.
Gece meydana çıkan yarasalar gibi dost yollarda adım atıyorum.
Aşk satırlara dökülmüyor tamamıyla hiçbir zaman.
Tam anlatacakken yüreğindeki o karşı konulamaz sevgini, işte tam o zaman tüm cümlelerinin tükenmek üzere olduğunu anlarsın ve durduğun yerde dört döner, şaşırıp kalırsın sanki.
Birilerine anlatmaya çalışırsın hep, aşkının koşulsuz olduğunu bilsin herkes istersin ve anlatamaz olursun.
Zaman hiç geçmiyor gittiğinden beri,
An be an seni düşünür,
Seni işlerim her yere.
Gidişin gelir aklıma apansız,
Ardından anlarım,
Gözyaşlarımın yanağımdan süzüldüğünü.
Susma,
Bir kez olsun konuş benimle,
Kelimelerin nasıl birbiriyle dans etmesi gibi,
Birkaç kelime söyle,
Bırakma beni öksüz bu dünyada,
Sensiz sahipsizim buralarda,
Çekip aldılar seni ellerimden usulca,
Bırakın diyemedim,
Boğazım düğüm düğüm oldu da, ağlayamadım,
Yaşlarım birikti de, süzülmedi yanaklarımdan,
Taş kesildim de, bakakaldım arkandan,
Binlerce kez yok oldum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!